Yâr'e Dîl-teşne
Durup dinlediğim sessizliğindi önce...
İncinmiş yanlarından tanımıştım seni.
İç’im yanmıştı kapının arkasına çömelip ellerinin başının arasına aldığında
Sözcüklerine bağladım tebessümü Yâr...
Yürünesi yollar kapanası olduğunda kanadı yitik turnalar gördüm rüyamda...
Korkular sobeledi ömrümü çıkmazlarda...
Akordu bozuldu ömrümün...
Sustu(n).... zayii oldum...
Ellerimi cebime koydum, hüzün bulaştı parmaklarıma...
Poyrazın zulmune takıldı uçurtmalarım...
Yüreğim(n)e takıldı ayaklarım.
Düş’tüm; dizleri kanadı kısa pantolonlu çocukluğumun...
Cân’ımı yaktı masallar...
İltica ettiği ülkeden sınırdışı edilmiş olmanın hüznü ile açtım ellerimi Yıldızların Sahibine...
Bir yaş düştü iç’ime...
Ardından bir kelam dilime....
La Tâknatu ... La Tâknatu minAllah...
Düş’tüm kuyuların dibine... ama hiç düşmedim zifiri karanlık ümitsizliğe Yâr ...
Haydarpaşa bile grilere büründü... ben düşmedim ümitsizliğe...
Mavinin yankısı vardı yüreğimde...
Malumun olsun Yâr... bir düş değdi çocuk yüreğime...
Âşkı sobeliyorum iç’imde...
Kafesini açtım bunca zaman korumaya çalıştığımın...
"Git gayri... Ben senden geçtim" dedim.. "Git o Yârin ellerine..."
Titredi küçük kuş...
Çırpındı ... uçtu...
Hicreti ellerine...
Aç pencereni...
Sokaklar ayaz...
Güneş ısıtmaz avuçların kadar...
Mülteciyim...
Aç ellerini Yâr...
Aç ellerini...
(Kalb-i Mecruh)
Yâr'e Dîl-teşne yorumları
Misafir
04.08.2008:::Sen yüreğimde kaç nüfussun:::
I
Seslen bana içimi titreten sesinle
Seslen işte sesinin notasına değsin gönlüm
Buradayım bekliyorum.
Bir iştiyakla, bir arzuhalle
Dokun bağrıma, öyle seslen
Seni duymayan hiçbir zerrem
Kalmadan seslen içime
Sana nefes çoğalttım camların buğusundan
Sözler yazdım yolların bitiminde
Hangi limana varsam sen varsın
Hangi sese değsem, desibeli sen
Mihengi de sen olmuşsun renklerimin
Seslen bana, duyarım çığlığını
Sesinin hangi notadan
İçime aktığını da bilirim.
Seslen işte
Hazırım, buradayım.
Bir insan korkmadan yaşayamaz ki
Elleri kanamadan, yüreği yırtılmadan.
Aşkın haddinde vardır oysa
Gece olunca inince perdelere karanlık
Sökülürken yansıyan ışıklarla yollar
Takvimlere düşerim
Bilemem hangi günde
İstimlâk edilmiş rüyalarım.
Hadi burada ölelim
Ölelim de ayrılıklar örsün sözleri
Bilenin düşünde kabus
Atılıp dehlizlere sağanak olalım
Dur.
Biraz da ben söyleyeyim
Kaç gündür gelmediğini
Kaç acıdır görmediğini
Günlerin kahrına kaç gecedir
Yırttığın anıları...
Sonra söküp denizi
Dalgaları hapsettiğini
…
Susayım. Sustum bile kaçıncı haberimdir bu
Hala gelmediyse turnalar saçaklarına
Koridorlarında ismimin sönükleşmesine
İsyandır belki de bu
Dinle ve uyan
Aklımın gelgitlerinde
Kaçıncı uykuyu telef ettiğim
İsminin vaveylasıyla mefhumdur.
Sustum. Birazdan kuduracak deniz
Al beniye dönecekken gece
Kaçacağım bütün seslerden
Artık suskunluğuma doğ
Anayım ki seni
Kelimeler çığlık olsun
Anayım da
Hapsolayım
İsminin hecelerine.
II
Sen yüreğimde kaç nüfussun
İsmin o kadar çok ki
Kime sorsam bahseder senden
Mavi, sessizlik, aşk
En çok da işte sana
Sana birikir onca hazan
Siyah lâl/e
Sen işte
Anla.
Kapat gözlerimi, içimdeki ahalin
Bir duyur(s)unla ölümü dillendirmiş
Ben şimdi nasıl ölmem
Bir ismine ölüm demişken
Kapat gözlerimi
Sevdiğim; en güzel gelişin
Kazınmışken zihnime
Sana aşktan biçtiğim elbisenle
Baharı taşıdığın saçların
Yeterdir bütün hasretine.
Sanki de bu, bir yazgısıdır karanlığın
Hani seslendiğin gün gibi
Aşikâr tutunduğum dalın
Kırılıp düştüğüm ayrılığın
Temsili hikayesidir.
Yaz beni
Saçlarının hapsettiği
Bir düğümüm sende
Sev beni
Gözlerinin daldığı
Bir cezirim ben
Bir feryat bırakırım her gece
Yastığıma ilişik hüzünler
Boğmaca gözyaşlarıyla
Dalgananır deniz havadisim
Bir nüfus daha artar
Hüznün aheste limanında
Ben kalırım
Sen uzaklığı izlerken.
Sen uzaklığı izlerken
Seyrine batarım güneş gibi
Doğarım oysaki sen görünce
Anlarım o zaman
Anlarım işte ne kalmışsa senden
Bana bir sevaptır gülümsemen
III
Ellerim gezinir boşluğunda zamanın
Zaman dolanır avuçlarıma
Saatler, dakikalar, saniyeler
Hiç birinin bir değeri yok oysa
Damarlarıma kadar sinmişken sen
Bana sen lazımsın
Kalbimi sarsarak şimdi duruyorum
İsminin deniz değmiş tarafında
Sana gel demiyorum
Gitmen için bahanem de yok
Yok işte yok. Yok
A’rafımdasın, boşluğumun
Gönlümün yangınındasın
İçimde kaç nüfussun sen
Saymadım, sayamadım, sayamam
İçimde o kadar çokken
Karşımda ise hiç yokken
Bu acıya derman olamam
Katlanamam.
Şimdi zaman, saatlerini bölerek
Sensizlikle çarpıyor yüzüme
Dakikaların bir seyri olmazdı oysa
Sen olmayınca
Sen olmayınca işte
Rüzgâr fayda etmiyor
Yağmur işlemiyor bana
Fırtınalar kâr etmiyor
Hangi ateştir bu öyle
Suya dayanıyor, rüzgârda savrulmuyor
Dağıtmıyor kendini.
IV
Sana
Siyah lâl/e
En çok da sana
Gümrâh akarken zaman
Ben günah biriktirdim yokluğunda
Gözlerim günaha alışınca
Sen nerdeydin.
Neden yokluğuna dökülmüş düşlerimi
Toka yapıp iliştirmedin duruşlarına
Dolu akanken sana, neden gözükmedi yüzün
Şimdi kıyamındayım aşkının
Şahlanıp akan dehlizlerin
Yokluğunda muğlak hapsindeyim
Görmelisin, en çok da sana kuruyan menekşenin
Dallarını ellerine alarak, yeşertmelisin.
Görmelisin kaç günün hesabını yapmadan
Atıldığım kuyuların bihâber çığlıklarını.
Gördüğüm gün gibisin sevdiğim,
İsmine ateşler yaktım, ateşlerin dumanında
Hayaller izledim, güneş oldun, deniz oldun
Hiç olmadığı kadar ben oldun
Saymadım tasvirlerini
Nüfussun kadar çoktu her biri
Sevdiğim; sana yakılmış sözlerin en derininden
Aşk mayalayıp sunan gözlerinden
Engine sığmayan duruşundan bahsetmek isterdim
Ama hâki düşlerim, sepyalaşmış yüzümle
Ancak su ver, imdadıma yetiş diyebilirim.
Gelmek çareyse, bekleme
Atmadan zihnimin son şartelleri
Hüzünlere yenilmeden
Kesilmeden gecelerde
Gelmelisin
Gitmişsen şayet, yurdumda haramiler
Zaten yuva yapmıştır
Bir keş sabahında
Uyandırma acıları.
Bekleyişlerimi yargılama
Sana tutuklanmış yüreğime
Eziyettir her gün defalarca
Gitmeni izlemek.
...
Bilal Can
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı