Keskin Bıçak

Züleyha'nın Yusuf'a olan aşkı.. Tutku ve sevgi ile önüne geçilemeyen derin duygular. Keskin bir bıçak gibidir aşk. Aileleri eşleri bir arada tutan özdür.

Ailem köşesi, zehirliok ile yayın hayatına başlamış keskin bıçak sayfamızın devamıdır.

Bu bölüm, 2 Temmuz 2006 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. Bugün aciz.net altında yayına devam etmektedir.



Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı

Bazı öğretmenler sınıfındaki öğrenci sayısının çokluğundan şikayet eder ve tamamı ile ilgilenemeyeceğini vurgular.

Sınıfında yirmi öğrenci var her biri ile ilgilenebilmem mümkün değil. Bu o tarz mazeretçi öğrencilerin bahanelerinden birisidir.

Bunun açıklaması ben mesleğimi sevmiyorum sadece para için buradayım. demektir.

Örneğin sınıfında 20 öğrenci var. 10 ay öğretmenlik yaptığını farz edelim. Her ay 2 öğrencin ile ilgilensen zaten tüm öğrenciye bol bol zaman ayırmışsın demektir.

Hani okullarda öğretmenler sıra ile koridor nöbetcisi olur ya.. Bir öğretmen her hafta bir öğrencisine özel ilgi ve zaman ayırabilir. Ailesi ile görüşebilir. Notlarına derslerine zaman ayırıp analiz edebilir.

Ya da daa-ha kolayı ger gün sadece bir öğrencisine özel zaman ayırabilir.

Veya olmadı bir haftada 5 gün var. her gün dört öğrencisi ile yakinen ilgilenebilir. Her hafta tüm öğrenciye zaman ayırmış olabilir. Sabah 2 öğle 2 öğrenci..

Zate sınıfta toplamda öğrencilerin %80 i uyumlu olacak sisteme takılacaklardır. Aralarında %10-15 i baskı uç aşırı olacak .. ya da yine %10-15 i içe dönük sessiz kapalı ve derslerinden ilgisiz olabilir.

Otorite mi sindirme mücadelesi mi

Kuralcılık olayında belirttiğimiz gibi, öğretmenler kurallar koymak isterler. Adına disiplin derler, otorite derler vs. vs.

Aslında öğretmen bir çark kurmaya çalışmakta. Sınıfa girip elindeki müfredatı okuyup okuyup evine gitmek istiyordur. İşi otomatiğe bağlamak istiyor ve zihninin yorulmasını istemiyordur. Kafasını fazla yormak istemez. Beyin cimnastiği asla yapmak istemez.

Böyle bir şeyi yapması gerektiği durumlarda otorite ve disiplin adı altında öğrenciyi sindirmeye çalışır. Ona baskı uygular. Psikolojik vs baskılarla öğrenciyi ezmeye çalışır.

Çünkü yıllarca buna alışmıştır. Alışkanlığı ise ona kolay gelecektir.

Halbuki öğrencisini anlamak için beynini kullansa. O karakterdeki öğrenci için velisi ile işbirliği içinde çalışsa kitaplar okusa, uzmanlarla iletişime geçse ortaya müthiş şeyler çıkacaktır.

Öğretmen bundan kaçıyorsa sindirme operasyonuna başlar. Ucuzdur maliyeti yoktur. Ama diğer zaman emek hatta para harcamak demektir.

Bu da meslek aşkını yüreğinde hissedemeyen öğretmen için zulümdür.. Ölümdür.

Sınıf dış hayatın kopyasıdır

Sınıftaki her öğrenci farklı kültür ve ailelerden gelmektedir.

Sınıf dış hayatın kopyasıdır. Bir öğretmen bunun farkında olmalıdır.

Aslında sınıfta öğrenciler değil veliler vardır. Öğretmen dersi öğrencilerle değil velilerle işliyordur. Çocuklar anne babalarını çok ustaca kopyalar. Taklit eder ve onların gittiği yoldan gider.

O halde öğretmen velileri tanımaya çalışarak öğrencisini de daha yakından tanıyacaktır.

Ve toplumda nasıl her cinsten insanlar varsa sınıfında da olacağını görmeli bilmelidir.

Dedikoducu öğrenciler

Yalancı öğrenciler

İftiracı öğrenciler

Palavracı öğrenciler

Agrasif öğrenciler

Fitneci öğrenciler

Ukela öğrenciler

Arkadan iş çevirenler

Bunlar hep olabilir. Öğretmen bu karakterleri gördüğü öğrenciye sen busun deyip pekiştirmemeli. Dürüstlüğü doğruluğu güzel ahlakı telkin etmelidir.

Eğer öğretmen iyi analiz yapar doğru teşhisi korsa öğrensinin geleceğine imzasını atabilir.

Öğretmen isterse sınıfın en aptalı gelecekte profosör olabilir..

Güç elinizde..

Suçlu sadece suçu işleyen değildir

Sınıfta sorun yaşayan öğrenciler olabilmektedir.

Fakat suçlu olan sadece o sorunu yaşayan öğrenci değildir. O sucu tetikleyen, besleyen ve büyütenler de aynı zamanda suçludur.

Her çoccuğun bir karakteri yapısı vardır. Ailesinden ve geninden gelen özellikleri vardır.

Yahu sen bir ceptelefonu alırken kullanma klavuzu isterken bir birey bir insan olan öğrencini gözü kapalı yönetebileceğini mi zannediyorsun..

O öğrencinin de bir kullanım klavuzu vardır. Velisi ile istişare ederek zaman ayırark emek vererek öğrenci daha yakından tanınabilir.


Ortada bir kavga varsa, bir şiddet, bir öfke varsa, bir dengesizlik varsa demek ki siz kullanım kılavuzuna muhalif birşeyler yapıyorsunuz demektir.

Sınıfta öğrenciler arkadaşlarının karakterlerini öğretmenlerinden daha iyi çözerler. Ve bunun farkında bile olmayabilir. Gayri ihtiyari bilinçsizce gerçekleşen birşeydir. Ve o ellerindeki verileri kullanmaktan zevk alırlar.

Bir arkadaşını çok kurnazca öfkelendirmeyi başaran diğer öğrenci gibi..

Kumandanın düğmesine basmak kadar kolaydır öfkelendiren öğrenci için. Ama suçlu öfkelenen çocuk olacaktır. Çünkü duygusunu açığa çıkarmıştır..

Çocuklar tüm gün zaten okulda

Bir çocuk zaten tüm gün okulda. Biz çocuklarımızı okula emanet ediyoruz. Daha sen neden velileri suçlarsın. Önce otur tüm gün bu okulda neler dönüyor ona odaklan.

Sorunu dışarıda aramak yerine önce içeride bulmaya çalış.

Zaten veliler akşam okulda gelen cocugunun o günkü hal dilinden günün nasıl geçtiğini anlıyor. Okulda eve agrasif gergin gelen öğrenci ertesi gün okula o geterdiğini götürecektir.

Bir öğrenci pazartesi sorun çıkartıyorsa sorun evde olabilir denebilir..

Fakat bir öğrenci hafta sonuna doğru büyük sorunlar çıkartıyorsa sorunun okulda olma olasılığı daha yüksektir.

Bu kesin bilgi değildir. Lakin ailevi sorunları olan ailede hafta sonu da sorun olacağından ve cocuk daha yoğun bu sorunla haşir neşir olacağından okula taşır. Genelde pt günleri sorunlu olan cocuklarda ailevi sorunlar var mı diye sorgulanır.

Fakat bir cocuk pt gününden itibaren okulda daha yogun zaman geçirir. ev onun için artık sadece otel durumundadır. Eğer sonraki günlerde sorunları artıyorsa sıkıntıyı okulda aramamız lazım. Eğer sürekli aynı şekilde ça pe cuma günlerine denk gelen sorunlar yaşanıyorsa sorunu öğretmen-öğrenci-sınıf üçgeninde aramalı..

Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır

Başarısız öğrenci yoktur. O öğrencisinin seviyesine uygun ders anlatamayan öğretmen vardır.

Her öğrencinin anlama kabiliyeti farklıdır. Her öğrenci aynı seviyede anlayamaz. birisi hemen kavrarken diğeri 5-10 tekrar sonrası anlayabilir vs.

Öğretmen her öğrencisinin seviyesini ne kadar iyi bilirse ders anlatım kalitesi de ona göre şekillenir. Öğrenciye özel ders anlatım doğar.

Bunun için öğrencinin her öğrencisini özel takip etmesi gerekir. Eğer bunu başarabilirse tüm öğrencileri başarılır olur.

Ama standart ben anlatırım isteyen anlar istemeyen anlamaz modunda tek düzeci öğretmenlerin olduğu ortamlarda başarısız öğrenciler daha yoğun olur..

Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi

Bir öğrencinin ulaşabileceği en kötü önyargılardan birisi öğrencisini maddi varlığına göre yargılamasıdır.

Zengin ya da fakir sınıftaki her çocuk eşittir. Her çocuk özeldir.

Her birine ayrı ilgi göstermesi gerekir. Herbirine olabildiğince eşit zaman ayırması gerekir.

Bunlar zaten zengin çocuğu deyip zenginliğe ya da zenginlere karşı negatif duygular besleyen öğretmenler onların çocuklarına karşı da öyle bir duygu içersinde olabilir. Ve her olayı maddi güce bağlayarak bir önyargı doğururlar. Her isteği yapılan öğrenciymiş gibi davranarak öğrenciyi anlamamak için gözlerini ve kulaklarını tıkarlarlar.

Ya da tam tersi fakir çocuğu için geçerli. Nasıl ola gariban bundan hiç birşey olmaz. Neden emek vereyim ki diye düşünebilir. Bu da öğrenciye daha az intizam ilgi zaman ayırmak demektir.. Haksızlığı doğrurur

* * *

Bu yüzden sınıftaki ucurumlar olmasın diye aileler kendi kültürel çıtalarına uygun ailelerin cocuklarının olduğu okulları tercih ederler.

Unutmayın;

Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu

Meseleğğe ilk başlayan öğretmen heyacanlıdır. Kendisini ispatlama modundadır. Ve korkularla doludur. İlk yıllar ilerledikce özgüven gelmeye başlar, yeni yöntemler geliştirmiş kendi öğretmenliği kemikleşmiştir artık..

İlerleyen zamanlarda artık önyargılar öğretmene işgal etmeye başlar. Her öğrenci özeldir ilkesi işlemez hale gelir. Öğretmen kurbanlık koyun modunda yaklaşmaya başlar. Nasıl olsa kurbansın der ağırlığına göre değer biçmeye başlar.

İşte bu gizli standartlaşma kimilerince uzmanlık iken bize göre önyargı zinciridir.

Öğretmen öğrenciyi ezme baskı uygulama konusunda uzmanlaşmıştır. Okul yönetimini yanına çekme kendini pazarlama konusunda uzmanlaşmıştır. Veliye karşı nasıl davranması gerekitği konusunda uzmanlaşmıştır. Fakat her cocugun özel olduğu inancını yok olmuştur. Her çocugun bir dahi olabileceğini göremez haldedir.

Sınıf sadece ticarethanedir. Kazanc kapısıdır, ekmek teknesidir. Öğrenciler ise müşteridir.

Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır

Ya hep kolaya kaçan öğretmenler öğrencilerin ailevi sorunu der..

Halbuki tam tersidir.. Bir öğrencinin ailevi sorunu genelde o öğrenciyi etkiler.

Ama bir öğretmenin ailevi sorunu bütün öğrencilerine yansır.

Sabah kocası ile kavga ederek okula gelen bir öğretmen acaba sınıfa girdiğinde o yaşadığı süreci öğrencilerine hiç mi yansıtmıyor dersiniz?

Kocası agrasif bir öğretmen sizce öğrencilere ne kadar şefkatli olur?

Kocası kuralcı, disiplinli, otoriter olan öğretmen acaba sınıfta kocasında gördüğü yöntemleri hiç mi uygulamaz dersiniz?

Öğretmen seçimi yaparken öğretmenin ailevi durumu, ekonomik durumu gözönünde tutulmalı..

Borç batağına düşmüş bir öğretmen öğrencisine hiç birşey veremez. Sadece klasik ezberlediği standart müfredatı öğrenciye aktarır. Tıpkı radyo yayını yapmak gibi. Videosunu koysa daha etkili olur..

Öğrencinin ailevi durumunu sorgulamak kadar öğretmenin de ailevi sorunları olabileceği gerçeğini görmek lazım..

* *

Ben kendi çocuğumla bile bu kadar ilgilenmedim modundaki bir öğretmen asla sınıfındaki öğrencileri ile de ilgilenemez.

Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli

Ya iştee bu ülkenin en büyük sorunu bu. Demode öğretmenler sürüsü..

Kendisini geliştirmekten aciz öğretmenler. Klasik müfredatı ezberlemiş yıllarsa sadece onlara göre hareket eden boş öğretmenler.

Halbuki kavramların ve zekanın önplana çıktığı yeni bir çağdayız. Bilgi her 18 ayda bir eskiyor. Böyle bir çağa ayak uydurabilmenin tek yolu sürekli okumak.

Artık cocuklar teknoloji ile büyüyor. Onların zeka yapıları algıları cok değişti. Okuma özürlüsü bir öğretmen yeni nesle hiç birşey veremez. Google arama motoruna selam nasıl verilir bilemeyen öğretmen görevini bırakmalı.. Nasıl google ile kanka olunur. Nasıl kullanılır bunları bilmiyorsa bir öğretmen eksik olduğunu bilsin..

Artık yeni nesil bilgiye heryerden ulaşabilir. Yeni nesle o bilgiyi nasıl analiz edebileceği öğretilmeli. Zekasını dehsını nasıl kullanabileceğini öğretilmeli. 20-30 sene öncesi bilgiyi her sene farklı öğrencilerde uygulaya uygulaya pekiştiren ve kemikleştiren bir öğretmen yeni nesil çocuklara hiç birşey veremez..

Öğretmen yeniliğe açık olmalı. Araştırmayı sevmeli. Öğrendiklerini aktarmaktan zevk almalı..

Kültürüne dinine inancına bağlı kalarak geleceği hazmetmeli..

Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir

Bir öğretmen eğer veliyi ve öğrenciyi suçluyorsa bu öğretmende eksik birşeyler vardır. Kendisini savunma ihtiyacı hisseden öğretmen hatalıdır.

Öğretmen kendi eksiğini hatasını görmeli sorgulamalı ve önce kendisini değiştirmelidir.

Kendisinden emin öğretmen daha çok hata yapar.

Eğer öğretmen bir sorunu çözemiyor, çaresiz kalıyor ve içinden çıkamıyorsa başkarını suçlar. Ya da uğraşmak istemiyorsa topu başkalarına atar..

Suçlamayı seçen öğretmen iyi bir öğretmen olamaz. İyi öğretmen suçu üzerine alıp üstesinden gelebilen öğretmendir.

Tabiki dışsal kaynaklı sorunlar olabilir. Ama bu suçlamayı değil araştırmayı ve analizi gerektirir. Hiç veli ile oturup bu konuda işbirliği yapmamış öğretmen neyi neden nasıl niçin suçlar?

Sen adım atmamışsın ki daha suçlama derdine düşmüşsün..

Demek ki ilgilenmek istemiyorsun.. emek vermek zor geliyor.

Her yolu denedin de hala devam ediyorsa o ayrı tabiki

Sığ öğretmenler kendisini gösterir

Bir öğretmen ufak tefek kelime oyunları kurnazlıklarla kendisini usta profosyanel gösteremez. Orjinal marka ile çakması her zaman ayırt edilir.

Öğretmen kendisini geliştirmedi okumuyor ve geleceğe hazırlanamıyorsa sığdır. Ve genel olarak bir kaç yoklama ile tüm seviyesini ortaya döker.

Sadece para için, sadece maaş için, gelir için vs. okula gelen meseleğine aşık olamamış bir öğretmen ne kadar yapmacık olursa bu anlaşılır.

Kendisini geliştirmek isteyen öğretmen de ne kadar sığ olursa olsun emek verdiği çabaladığı fark edilirse onun o sığlığı göze batmaz. Çünkü bir emek ve çaba vardır. Fakat hem sığ hem de inat ediyorsa bu öğretmen laçkadır. Uzak durulmalı. Çocuğunuzu da acilen ondan uzaklaştırınız..

Hepimiz insanız. KPSS sınavında başarılı olduk diye öğretmenlikte başarılı olacağız demek değildir..

Öğretmenlik kpss ye benzemez..

Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları

Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları her zaman olabilir. Fakat çok ince bir detay vardır.

Bir öğretmen veli ile sorun yaşayabilir.

Bir öğretmen öğrenci ile de sorun yaşayabilir.

Fakat bir öğretmen hem veli hem öğrenci ile sorun yaşıyorsa öğretmende sıkıntı vardır demektir. Aynı şekilde ikinci bir veli ile de sıkıntı yaşarsa bu iş ciddi bir sorundur artık.

Sitemizde bu sorunlarla alakalı konulara değindik. Her bir başlığı ayrı ayrı değindik..

Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı

Öğretmen sorun taşıyıcı değildir. Öğretmen çözüm üretmek zorunda. Öğretmen bir olay için olası 5-10 farklı bakış açısını düşünebilmeli.

Çözümler üretemeyen öğretmen tek düze öğretmendir. Başarılı bir öğretmen değildir. Dahi öğrenciler yetiştirmek isteyen bir öğretmen bir olaya farklı perspektiflerden bakabilmeli. farklı açılardan görebilmeli..

Öğretmende empati yeteneği gelişmiş olmalı. Bu da sağ beynin gelişmiş olması ile alakalıdır.

İki öğrenci arasında sorun yaşandığında öğretmen her iki öğrenci açısından olaya bakabilmeli. Ve olayın sadece o an tetiklenen sorundan başlamamış olabilme ihtimalini düşünmeli geçmişi olabileceğini düşünmeli. O an sınıfta olanlarla dersle hiç alakası olmaksızın bir hafta önceden süre gelen bir sürtüşmenin devamı olabilir. Öğretmen ileri görüşlü ise bunları görür.

Ama tek düze öğretmen sadece o anda olanlarla ve özellikle kendi dersinde o an anlattığından kaynaklı zan edecek ve olay için tek seçenek sonacaktır. Evveli sonrası yoktur.

Ve sadece biri suçludur. Olarak görecektir. Derinlemesine yoklamayacaktır. Her iki tarafında suçu olabileceğini göremeyecektir.

Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı

Birbirleri ile iletişim sıkıntısı yaşayan cocuklara sınıfta nasıl davranılmalı. Onlar yüzleştirilmeli mi yoksa uzaklaştırılmalı mı?

Burada eğer birebir mücadele kavga varsa yüzleştirme düşünülebilir.

Fakat cocuklar da birbirlerini negatif etkilediklerinden habersizse sessizce birbirinden uzaklaştırılmalı ve yeni arkadaşlar edinebilecekleri ortamlar oluşturulmalı.

Yeni çocuklarla kaynaşabilecekleri etkinlikler düzenlenmeli. İyiy iletişimde olan cocukların velileri ile kaynaşması sağlanmalı. Birbirlerine olumsuz etkileyen çocuklar olabildiğince uzak tutulmalı ve gözlemlenmeli..

Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda

Öğrencinin gelişimi ve başarısı için her zaman öğretmen ile velisi koordineli çalışmak zorundadır. Öğrencinin bir gün içersinde muhtap oldugu iki mecra vardır.

Birisi evi ailesi anne ve babası

Diğeri öğretmeni sınıfı arkadaşları

Bu süreçte öğrencinin gelişimi için öğretmen sürekli veli ile iletişim halinde olması gerekir. Özellikle sorunlu öğrenciler için bu daha cok önem taşımaktadır. Sorun çözülene kadar düzenli toplantılar yapılmalı. Yol haritaları belirlenmeli çocugun kişisel ve ahlaki gelişimine ortak kararlarla katkı sağlanmalıdır.

Eğer öğretmen ayrı telden veli ayrı telden çalarsa öğrenci de kendi telini çalar.

Eğer öğretmen duyarsız davranırsa veli de duyarsızlaşırsa öğrenci de duyarsızlaşır. Saldım çayıra olur. Ne cocugun içindeki deha uyanır.. Ne de derslerinde başarı elde edilir..

Kaliteli öğretmen veli ile koordineli çalışabilendir. Veliyi oyunun içine çekebilendir.

Bunu başarabilmek sanattır. Duyarsız veliyi bile uyandırabilmelidir.

Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?

Öğretmen öğrencilerle ilgilenmek için maaş almaktadır. Eğer üstüne kendi çocuğunuza emek vermesi için para ödüyorsanız bu rüşvettir. Görünüşte faydaları oluyormuş gibi olsada diğer çocukların hakları yenecektir.

Rüşvet yolu ile kendi çocuklarının daha çok ilgilenilmesini sağlayan velilerin cocukların o eğitiminden hiç bir hayır gelmez.

Kötü bir örnektir.. Rüşvet alan öğretmen de ahlaki davranamış demektir. Haramdır o para.. Hediyeleşmek apayrı birşeydir. fakat extra ilgi için ödenen paralar öğretmenin kursağında kalır. Velinin de bir yerinden elbet çıkar.

Bu tarz girişimlerden uzak durmak gerekir. Kolay çözümdür ama sağlıklı değildir

Veliden kaçan öğretmen modeli

Bazı öğretmenler veliden kaçarlar. Uzak durmak isterler. Veli ile yüzgöz olmak istemezler.

Eğer sürekli öğretmeni taciz eden veli tipi ise haklılardır. Lakin standar bir süreç olması gerekenken öğretmen kaçıyor. Haftalık ya da aylık ve ya dönemlik bilgilendirmeleri bile öğretmen yapmıyorsa o zaman sorunlu olan öğretmendir.

Burada öğretmenin kaçması şudur, borçlu birinin para bulamadığı için alacaklıdan kaçması gibidir.

görürde alacağını ister diye tırsar. Görmezlikten gelir. Selam vermez, muhatap olmaz. Hemen tüyer. Bu öğretmen sürekli kaçıyorsa yol vermek lazım.

Görevini yerine getirmeeyen, vazifesini yapamayan öğretmen tiplerindendir. Kendisini iyi pazarlarken eğitime geldiğinde yan çizen tiplerdendir.

Üstüne gidin hala kaçıyorsa gerekli mercilere iletiniz.. Arkasını bırakmayınız. O öğretmen sizin öğrencinizle de ilgilenmiyor ondan da kaçıyordur.

Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı

Öğretmeni ilk etapta tanıyabilmek zordur. Bir öğretmeni tanıyabilmek için farklı yöntem ve stratejiler geliştirilebilir.

Bunlardan birisi öğretmenin cocuklarının eğitim durumu ve başarı grafiği.. Hele ki emekli bir öğretmense bunu anlamak çok daha kolaydır.

Elbette kesin sonucları göstermez fakat size %90 gibi ipucu verecektir. Bu sizin için müthiş bir fırsattır. Eğitim evde başlar. Eğer evde öğretmen çocugunu motive edici başarıyı götürücü telkinleri yapamamış ise okulda öğrencisine de bu telkinleri yapamaz.

Kendi çocuğuna başarı sağlayamayan öğretmen başkalarının çocuklarına kolay kolay başarı götüremez.

Kendi çocuğuyla sağlıklı iletişim kuramamış bir öğretmen başkarların çocukları için uğraşmaktan çabuk sıkılacaktır. Bilinçaltı ona kendi çocuğuna bile yapamadığını başkasının coğuna nasıl yapabilesin vs.

diyecektir..

Peki ya öğretmenin çocukları çok başarılı ise?

Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır

Öğretmenin ailevi ve maddi sorunlarının okula yansıyacağını belirtmiştik. Aynı şekilde öğretmenin eşinin eğitim seviye, görevi, mesleği ve aile yaşantısı okula yansıyacaktır.

Çocuk psikolojisi uzmanı ve bu alanda kaliteli bir eşe sahip olan öğretmen istesede istemesede sınıftaki cocukların psikolojik taraflarını da gözlemleyecektir.

Sanatçı bir eşe sahip olan öğretmen sınıftaki yetenekli öğrencilerini daha yakından keşfedebilecektir.

Teknoloji alanında çalışan bir eşi olan öğretmen sınıfta teknolojik konularda daha duyarlı olacaktır.

Polis eşi olan öğretmenin eşinin mesleki bakış açılarını içinde barındıracaktır.

Eşi de öğretmen olan öğretmen eşiyle benzer perspektifte olaylara yaklaşacaklardır. Ne kadar zıtlıkları olsada birbirlerini tetikleyecek etkileyeceklerdir.

Öğretmen seçimlerinde öğretmenin eşinin mesleğinin de gözlemlenmesi, öğretmenle ailecek tanışabilmek mümkünse bunun yapılması gerektiğini düşünüyoruz


Özel okullarda öğretmen seçimi için inci bir kriter olacaktır