Kalbin dili...
Hiçbir şey gönlümde büyüttüğüm kadar saf değil. Hiçbir şey senin kadar masum değil içimde ki çocuk. Kim demiş sadece dumanlı dağlara kar yağar diye. Tüm karlar gönlüme yağar asıl. Ardından buzullar oluşur eteklerimde. İlmek ilmek dokunur damarlarıma simsiyah sözcükler. Her kelime dağ olur gönlümde. Her kar tanesi bir aşk türküsü… Notaları yoktur bu türkünün. Bu türkünün notaları ikinci cemre düşende gönle, yeniden bestelenir.
‘’Aşk ebruli bir tebessümdür kalbime.’’
Sonrası mı ?
Koyu bir sessizlik.
Ardı sıra bir yıldız kayması…
Yürek patlaması.
Suskunluğumun kıyametidir bu an. Tüm mahşerler gözlerimde… Asi iç çekişler kapıları çarpan ellerimde… Ve ah’lar yumruğumu vurduğum masalarda, cam kırıklarında…
Sen asi gecelerin berfin’i! Aşkı ne sandın kırmızı bir gül mü? Bilemedin.
Aşk kurumuş bir güldür, gitmekle kalmak arasında ki şeydir. Dur. Hemen korkma. Unutma ki gökyüzünün en parlak yıldızı hala orada. Ve aşk gönlünde hala dipdiri…
Tüm sırlı yıldızların adları bende saklı. Yeryüzünün tüm denizlerine düşen yakamozlar benim gözlerimde ışıldar. Bir ben bilirim suskunluğumun tarihini. Her gece bir ben dokunurum gökyüzünün en parlak yıldızına. Ve her sabah güneşin kaskatı kaldırımlara cansız düştüğünü bir ben görürüm.
Şimdi aşk kimsesiz bir çocuğun gözleri kadar yalnız yüreğimde… Sen olmasan ne anlamı kalır göğün? Tüm aşk eşkıyalarının yüreklerini sonsuza dek kelepçelesek aşk terörden kurtulur mu? Kurtarmaya yeter mi bu aşkı?
Kelebekler kanatsız kalınca ve sevda yorulunca yüreğimi ellerimin arasına alıp gidiyorum iş şuan sen gelince aklıma hatırladığım hiç bir şey olmamalı.
Güneşe yürümek gibi bir şey bu,seni terk etmek fikri… Şimdi konuşurken, aşk karanlığın ortasında intiharı bekliyor.
Ve kar yağıyor…
Artık her kar tanesi borandır, fırtınadır. Çığ düşünce beklentilerime aşkımın kıvrımları kana bulandı. Aşkımın böğrüne kara bir hançer saplandı. Adamakıllı sendeledi aşk. Adamakıllı afalladı.
Sen sadece göktaşlarını düşürmeye ve aşkı ağlatmaya mı yararsın? Gözlerimde ateşten zehir taşıyorum. Aşkı öldürenleri de öldüreyim diye… Lakin acının hilali düşer gönlüme, acırım…
Bu aşk neden hep böyle haleli…
Bazen hasretler olabildiğince zirveye çıkar. Gözyaşlarıysa kuytularda gizlenir. O vakit dünya kadar yıldız düşse önüme ben yine kendi yıldızımı isterim. Bunu adına ne denir, bilmem. Ama aşk ağrır ellerimde.
Ah şu gönlüme bir söz geçirebilsem seni dürüp kalbimin en derinliklerine gömebilsem ah keşke bir zehir olabilsende seni içime alıp seninle kıvranıp yok olsam.
‘’Aşk ebruli bir tebessümdür kalbime.’’
Sonrası mı ?
Koyu bir sessizlik.
Ardı sıra bir yıldız kayması…
Yürek patlaması.
Suskunluğumun kıyametidir bu an. Tüm mahşerler gözlerimde… Asi iç çekişler kapıları çarpan ellerimde… Ve ah’lar yumruğumu vurduğum masalarda, cam kırıklarında…
Sen asi gecelerin berfin’i! Aşkı ne sandın kırmızı bir gül mü? Bilemedin.
Aşk kurumuş bir güldür, gitmekle kalmak arasında ki şeydir. Dur. Hemen korkma. Unutma ki gökyüzünün en parlak yıldızı hala orada. Ve aşk gönlünde hala dipdiri…
Tüm sırlı yıldızların adları bende saklı. Yeryüzünün tüm denizlerine düşen yakamozlar benim gözlerimde ışıldar. Bir ben bilirim suskunluğumun tarihini. Her gece bir ben dokunurum gökyüzünün en parlak yıldızına. Ve her sabah güneşin kaskatı kaldırımlara cansız düştüğünü bir ben görürüm.
Şimdi aşk kimsesiz bir çocuğun gözleri kadar yalnız yüreğimde… Sen olmasan ne anlamı kalır göğün? Tüm aşk eşkıyalarının yüreklerini sonsuza dek kelepçelesek aşk terörden kurtulur mu? Kurtarmaya yeter mi bu aşkı?
Kelebekler kanatsız kalınca ve sevda yorulunca yüreğimi ellerimin arasına alıp gidiyorum iş şuan sen gelince aklıma hatırladığım hiç bir şey olmamalı.
Güneşe yürümek gibi bir şey bu,seni terk etmek fikri… Şimdi konuşurken, aşk karanlığın ortasında intiharı bekliyor.
Ve kar yağıyor…
Artık her kar tanesi borandır, fırtınadır. Çığ düşünce beklentilerime aşkımın kıvrımları kana bulandı. Aşkımın böğrüne kara bir hançer saplandı. Adamakıllı sendeledi aşk. Adamakıllı afalladı.
Sen sadece göktaşlarını düşürmeye ve aşkı ağlatmaya mı yararsın? Gözlerimde ateşten zehir taşıyorum. Aşkı öldürenleri de öldüreyim diye… Lakin acının hilali düşer gönlüme, acırım…
Bu aşk neden hep böyle haleli…
Bazen hasretler olabildiğince zirveye çıkar. Gözyaşlarıysa kuytularda gizlenir. O vakit dünya kadar yıldız düşse önüme ben yine kendi yıldızımı isterim. Bunu adına ne denir, bilmem. Ama aşk ağrır ellerimde.
Ah şu gönlüme bir söz geçirebilsem seni dürüp kalbimin en derinliklerine gömebilsem ah keşke bir zehir olabilsende seni içime alıp seninle kıvranıp yok olsam.
Kalbin dili... yorumları
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı