Keskin Bıçak
Züleyha'nın Yusuf'a olan aşkı.. Tutku ve sevgi ile önüne geçilemeyen derin duygular. Keskin bir bıçak gibidir aşk. Aileleri eşleri bir arada tutan özdür.
Ailem köşesi, zehirliok ile yayın hayatına başlamış keskin bıçak sayfamızın devamıdır.
Bu bölüm, 2 Temmuz 2006 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. Bugün aciz.net altında yayına devam etmektedir.
Eş seçimi ve evliliğe hazırlık için ana kurallar!
Hayat boyu annemizden, babamızdan, hocalarımızdan, büyüklerimizden duyduğumuz, kitaplardan okuduğumuz bazı önemli sözleri ömür boyu unutamayız.
Zamanı ve yeri geldikçe bu önemli sözleri, "babam böyle demişti", "kulakları çınlasın hocam şöyle demişti" şeklinde dile getiririz. Eğer sözünü ettiğimiz kişi rahmetlik olduysa, ruhunu şad edecek şekilde en güzel övgülü sözleri söyledikten sonra, zihnimizde kalan tek cümlelik o güzelim "vecizeli sözü" anlatır ve onun hakkında yorumumuzu yaparız.
Bu tür vecizeli sözler, halkımız tarafından büyük ölçüde önemsendiği için kolay kolay hafızalardan silinmiyor.
Aşağı yukarı her insanın hafızasında bir takım vecizeli sözler vardır. Yeni evlenecek gençler için aşağıda sıraladığımız anlam dolu sözlerin, sizlerin hayatında da aynı şekilde yer edeceğini umuyoruz.
Annem-Babam Artık Beni Sevmiyor!
Bu sözler çocuğumuzun yeni doğan kardeşi hakkında düşüncelerini çok güzel ifade ediyor değil mi?
insanoğlu çok eski çağlardan beri sevdiklerini paylaşmayı, ilginin bölünmesini ve bir başkasına yönelmesini içgüdüsel olarak kabul edemez. Çocukların iç dünyası o kadar karmaşıktır ki o küçücük yüreklerinde fırtınalar koparan, anne ve babasının sevgisini paylaşan, sürekli ağlayan ve ilgi isteyen bu konuğu kabullenmekte çok zorlanırlar.
Burada en önemli görev ve sorumluluk anne-babaya düşmektedir. İkinci bir çocuk sahibi olmayı planlamak, çocuklarına bunu uygun bir dille açıklayabilmek, onu hazırlamak, yeni bir bebek dünyaya getirmek kadar önemlidir. Annenin hamilelik döneminde yaşayacakları, bebek dünyaya geldikten sonra aile düzeninde nasıl değişiklikler olabileceği açıklanmalı, ilk çocuğun psikolojik olarak neler yaşayabileceği göz önüne alınmalıdır.
Karı-koca birbirlerine nasıl seslenmeli?
Evin reisi olan bey, çocuklarının annesi, hayat arkadaşı ve dert ortağı olan hanımını ismiyle çağırırken ona olan sevgisini hissettirirse; hanım da beyini çağırırken, samimi, sevgi dolu ifadeler kullanırsa birbirlerine olan saygı ve bağlılık mânâları açık bir şekilde görülür.
Aile hayatının huzurlu ve mutlu bir şekilde devam etmesi, hayatlarını ortaklaşa yürüten hanımla beyin birbirlerine karşı saygılı, merhametli ve şefkatli olmalarıyla mümkündür.
Hanımına karşı şefkatli, anlayışlı ve tatlı davranan bey, o haneyi nasıl bir saadet yuvası haline getirirse; kocasına saygılı, itaat eden, samimi olarak bağlı olan hanım da bu saadeti kat kat arttırır.Kan-kocanın ideal bir eş oldukları her hallerinden belli olur.
Bu durum kalben birbirlerine olan bağlılıklarından, aile bütçesini birlikte düzenlemeye; genel davranışlarından çocukların terbiyesine; evde yapılması gereken işlerin ortaklaşa halledilmesine ve hattâ birbirlerini çağırırken, yekdiğerlerinden söz ederken hitap tarzlarına ve bahsediş şekline kadar her yerde kendisini gösterir.
Evlilikte Denklik Meselesi
Nikahta, evlenmek isteyen bireyler arasındaki denklik son derece önemlidir. Fıkıh literatüründe kafaet terimiyle ifade edilen denklik ile eşler arasında dini, iktisadi ve sosyal bakımdan bir denkliğin bulunması kastedilir. Denklik evlilikte uyumu sağlamak için kabul edilmiş bir tedbirdir. Burada esas olarak aranan denklik, kadının erkeğe denk olup olmaması değil, erkeğin kadına denk olup olmamasıdır. Yani bir erkeğin evleneceği kadına Müslümanlık, dindarlık, hür olma, meslek ve zenginlik gibi niteliklerde denk durumda bulunmasıdır. Bu itibarla denklik, İslam’da sadece kadından yana ve onun ve ailesinin onurunu korumayı hedefleyen bir güvencedir. Temelde kadını korumak için öngörülen bir denge yoludur. Ayrıca “denklik” ve “denge” aynı kökten gelen kelimeler olduğuna göre, denklik prensibi hayat boyu ailenin dengede kalmasını amaçlayan bir faktördür.
HANGİ KONULARDA DENK OLUNMALI?
Çocukların sinirli ve stresli anları
Çocuğunuz bir yaşını geçtikçe daha çok hareketlenmeye, evde ne var yok keşfetmeye başlar. Hiçbir yaptırımdan anlamaz. Ne kadar “dur, yapma, hayır” deseniz de gözünüzün içine baka baka bildiğini okur. Çekmeceleri boşaltırken siz yanına yaklaştıkça daha hızlı boşaltmaya başlar. Bunların yanlış olduğunu ona anlatmak çok zordur. Bu dönemde çocuklar “hayır”ın en azından hoşlanılmayan bir şeyi ifade ettiğini fark ederler, fakat buna uyma davranışı geliştiremezler. Çocuğa sürekli müdahalede bulunulduğunda o da benliğini daha çok ortaya koyma yarışına girerek yaramazlıklarında ısrar edecektir. Bu yaştaki çocuklar hayli meraklıdırlar ve daima istediklerini yaptırmak isterler. Güvenliğini sağladıktan sonra, araştırıp keşfetmesine, merakını gidermesine izin vermek gerekir.
Çocuğun güvenliği için ulaşabileceği yerlerdeki temizlik maddelerini, tehlikeli eşyaları ve boğazına kaçacak türdeki her şeyi ortadan kaldırdıktan sonra çekmecelerin birine eline almasında bir mahsur olmayan küçük kaplardan koyarak merakını gidermesine yardımcı olabilirsiniz. Diğer dolapların kapaklarını açamayacağı şekilde lastiklerle bağlamak, vitrin kapaklarını bantlamak gerekebilir. Bunları yaptıktan sonra asıl mesele çocuğun ilgisini nelere yöneltmesi gerektiğini bulmaktır.
Çocuklarımıza karşı görevlerimiz
Çocuklar, her şeyin gerçek sahibi olan Allah'ın insanoğluna lütfettiği en güzel ve şükrü en meşakkatli nimetlerden biridir hiç şüphesiz. En güzel nimet olmasının yanında şükrünün eda edilmesi de en ciddi titizliği isteyen, büyük bir sorumluluktur. Her nimetin şükrü, nasıl kendi cinsindense, çocuk nimetinin şükrü de, onları salih bir mü'min ve mü'mine olarak yetiştirmektir.
Çocuklar, anne babaları için dünya hayatında gurur ve övgü kaynağı olabileceği gibi, utanç kaynağı da olabilirler. Bu ikisi arasındaki durum, anne babaların çocuklarına verdiği eğitim ve terbiye ile ilgilidir. Kur'an-ı Kerim'de; "Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür" buyrulur. Evlilik kurumunun ilk temeli olan neslin devamını sağlama düşüncesinin meyvesi olan çocuklara karşı, ölçülerini Allah'ın çizdiği sınırlar ve sorumluluklar vardır.
Evliliğin ilk dönemleri neden tehlikeli?
Farklı aileden, farklı kültürden gelen ve iki ayrı kişiliğe sahip kadın ve erkeğin oluşturduğu evlilik zannedildiği gibi kolay elde edilmiyor. Evlenmek, yuva kurmak kolay da, ömür boyu o birlikteliği sürdürmek beceri istiyor. O birlikteliğin içinde bulunan sosyal, kültürel, ekonomik, dinî, fikrî, duygusal ve geleneksel sorunlar gelecek için büyük önem taşıyor.
Evliliğin ilk dönemindeki davranışlar evliliğin gidişatını belirlediği için bu dönemleri çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Bilindiği gibi evlilik öncesindeki dönemler, eşlerin gerçek kişiliklerini gizledikleri dönemlerdir. Eşler, söz kesme ve nişanlılık gibi dönemlerde birbirlerinin hoşuna gidecek davranışlar sergilerler. Maske takıp rol yaptıkları için ortak paydalarını belirlemede gevşek davranırlar. Evlilik sonrasında beklentileri ve kişilikleri yavaş yavaş ortaya çıktığında ise sorunlar baş gösterir. İşte esas birliktelik ve evlilik hayatı bundan sonra başlar.
Günümüz evlilikleri ne durumda?
Bebek odası seçimi yaparken nelere dikkat edilmeli
Duvar boyasından yer döşemesine kadar seçeceğiniz her malzeme odanın ‘havasını’ değiştirir. Doğayla dost seçimler yaparak bebeğinizin nefes alacağı, besleneceği ve uyuyacağı odada temiz bir ortam yaratın.
Evinizdeki herhangi bir odayı doğayla dost bir bakış açısıyla döşemek için aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurun:
Yerli malı: Ülkenizde, yaşadığınız şehirde, hatta semtinizde üretilmiş malzeme almak nakliye için harcanan yakıt maliyetlerini azaltır. Ayrıca çevreye zararlı gazlar daha az salınmış olur ve yerel ekonomiye katkıda bulunmuş olursunuz.
Doğal kaynakları koruyan: Hızla yenilenebilen kaynaklardan elde edilen ürünleri tercih etmelisiniz. Mesela kumaşlar için pamuk, yün, keten, mobilya ve yer döşemesi için ahşap veya bambu gibi. Bu malzeme doğaya bırakıldığı zaman kolaylıkla yok olur. Sertifikalı ormanlardan kesilmiş ağaçlarla üretilen ahşap mobilya ve yer döşemeleri doğal kaynakları koruma konusunda verebileceğimiz en güzel örnek.
Eşinizin Kalbini Açan Bir Anahtar Mutlaka Vardır
Problemsiz bir dünya olmadığı gibi problemsiz evlilik de olmaz. Çünkü iki farklı insanın tek bir insan gibi düşünmesi, konuşması ve hareket etmesi imkânsızdır.
Fakat birbirini seven akıllı eşler, aralarındaki ufak tefek anlaşmazlıkları kolayca aşar. Bazıları ise kaderine küser, problemleri çözmeye yanaşmaz. O zaman da aralarındaki çatlak büyüdükçe büyür ve bir uçurum oluşur. Uçurumu aşıp bir araya gelemezler.
Eşinizle aranızda uçurumlar mı var ya da size mi öyle geliyor?
"Birçok yolu deniyorum; ama aradaki bu çatlağı kapatıp I uçurumu atlayarak onun dünyasına giremiyorum" mu diyorsunuz?
Çocuklarınızı İnançlı Yetiştirin
Dinin çocuk eğitimindeki yeri, sanıldığından daha önemlidir. Din bütünüyle bir eğitim sistemi içerir. İnsanları iyilik yapmaya ve kötü şeylerden uzaklaşmaya çağırır. Bir anlamda insanların melekleşmesini tavsiye eder.
Çocuk hayatında dinin ve din eğitiminin önemi, sanıldığından fazladır. İnanç, hayata anlam kazandırır. Neyi, niçin yapacağımızı öğretir.
Din ve din ile ilgili şeyler, en iyi ve en evvel evde öğrenilir. Anne ve baba bu konuda çocuğa örnek olmalıdır.
Çocuğumuzun bilgili olmasını, yalan söylememesini, çalışkan ve yardımsever olmasını, kimseyi aldatmamasını, namaz kılmasını, oruç tutmasını istiyorsak, kendimiz örnek olmalıyız.
Çocuklar ve Biz
7 TEMMUZ 2000 tarihli gazetelerde şöyle bir haber vardı: ingiltere Başbakanı Tony Blair "Baba olmak, başbakanlıktan zormuş." dedi. Tony Blair, bu sözü, körkütük sarhoş olup polisle tartışan 16 yaşındaki oğlu sebebiyle söylüyordu.
Bir kış ortası, iki genç kadın ilk çocuklarım doğuruyor. Saatlerce süren yorgunluktan sonra biri, sevinçle "Zor kısmı bitti!" diyor. On yaş büyük doktoru, gülerek "Hayır!" diye cevap veriyor: "Henüz yeni başlıyor."
Kitap piyasasında çocukla ilgili olanları "çok satanlar" grubuna girememektedir. Dedikodu kitapları ve politik olanları baskı üstüne baskı yaparlar. Maalesef insanlar, kendi çocuklarının temiz yüreğinden çok, başkalarının kirli yüzleriyle ilgilenmektedirler. Siz, hiç 900'lü telefonlarla, ana babaların çocuklarını nasıl terbiye edeceklerine dair reklâm verildiğini duydunuz mu? Devletler, sosyal kurumlar ve ana babalar, bu konuyu gerektiği gibi ciddiye almamaktadır. Meslekten de Öte, bir sanat olan ana babalığa, gençler, hazırlıksız yakalanmaktadırlar.
Hamilelikte sadece bebeğe değil, anneliğe de hazırlık yapın
Bebek doğumda, dünyaya mucizevi bir adım atarken, kadın da artık bir anne olacaktır. Bunun farkında olmayan kadınlar doğuma kadar geçen bu hazırlanma sürecinde hep bebeklerine odaklanır. Doğum yapma gücünün açığa çıkmasına izin vermek için bütün anne adayları kendine ve içindeki anneye yatırım yapmalı.
Bir kadın hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren zihninde kurulu bir saat çalışmaya başlar. Gebeliğin verdiği heyecan yerini beklemeye bırakır. Hep bebeğin doğacağı ve ona sarılacağı anı hayal eder. Doğum artık hedeftir, saat çalışmaya başlamıştır. Doğuma kadar geçen sürenin, bebeğinin büyüyerek dışarıda yaşayacak gelişimi göstermesi için gerekli olduğunu bildiği halde, bir an önce bebeğinin doğmasını ister. Ama bu arada unuttuğu bir şey vardır: İçindeki annenin de kendini doğumuna hazırlaması gerekir. Bebek doğumda, dünyaya mucizevi bir adım atarken, kadın da artık bir anne olacaktır.
Bebekler için hazır değil, ev yapımı gıdalar
Sağlıklı olmasını istiyorsanız bebeğinizi, hazır mama veya pürelerle değil, evde hazırladığınız gıdalarla besleyin.
Illinois Üniversitesi'nde görevli gıda bilimi profesörü Susan Brewer, bebeklere katı gıdalara geçtiklerinde balık da yedirilmesini öneriyor. Geleneksel olarak bebeklere püre halinde sebze ve meyveler verildiğini ve daha sonra tahıllara ve hububatlara geçildiğini söyleyen Profesör Brewer, balık yemenin bebeğe sağlıklı bir beyin ve kalp gelişimi için değerli Omega-3 yağ asitlerini sağlayacağını belirtiyor.
Uzmanlar, hazır mamalar yerine evde yapılanların bebeklerin sağlıklı gelişimi açısından daha yararlı olduğunu söylüyor. İşte bebeğiniz için evde hazırlayabileceğiniz gıdalara birkaç örnek:
Her 3 çocuktan biri hiperaktif
Psikolog ve Hipnoterapist Alp Ardıç, Türkiye’de her üç erkek çocuğun birinde hiperaktivite belirtilerinin olduğu ifade ederek, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığının özellikle yedi yaş öncesi erkek çocuklarda görüldüğünü vurguladı.
Psikolog ve Hipnoterapist Alp Ardıç, Türkiye’de her üç erkek çocuğun birinde hiperaktivite belirtilerinin olduğu ifade ederek, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığının özellikle yedi yaş öncesi erkek çocuklarda görüldüğünü vurguladı.
Ardıç, ANKA’ ya yaptığı açıklamada, çocuklarda görülen hiperaktivitenin dürtüsel olarak, isteğe bağlı olmaksızın ortaya çıktığını belirterek, hiperaktif çocukların aşırı hareketli ve davranışlarını kontrol edemediğini söyledi. Ardıç, hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin birbirinden ayrı değerlendirilmesinin hata olduğunu vurgulayarak, her iki konunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dikkat eksikliğinin, hiperaktivetenin güçlü bir alt dalı olduğuna değindi. Ardıç “Kişilerde hiperaktivite tanısı saptamak istiyorsak dikkat dağınıklığını göz önünde bulundurmalıyız” dedi.
Okula 'ilk adım' neden önemli?
'Okula ilk adım', çocukların aileden ilk defa uzun süreli ayrılması ve dış dünya ile ilk karşılaşma dönemi olması nedeniyle önem taşıyor.
Okula bu yıl başlayacak çocukların ailelerinden ilk kez uzun süreli ayrı kalacağı ve dış dünya ile ilk karşılaşma dönemini yaşayacağı belirtilerek, bu dönemin başarıyla atlatılmasında öğretmen ve ailelere büyük görev düştüğü bildirildi.
Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, çocukların önemli bölümünün okula uyum sürecini sağlıklı biçimde atlatırken, bazı çocuklar için okula gitmenin sürekli bir kaygı kaynağı haline dönüştüğünü kaydetti.
Yalın, ''okul korkusu''nun, okula yeni başlayan çocukların anne babalarından ayrılmaktan dolayı duydukları endişe, çocuğun okul ortamında rahatsız eden ya da korkutan bir durumdan dolayı okula gitmek istememesi, aileden ayrılarak yeni bir sosyal ortama uyum sağlama endişesi olarak karşılarına çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti: