Zor ama mümkün
Kişi haklı da olsa, münakaşa etmeyip karşısındakine, “sen haklısın” derse mutluluğu yakalayabileceğinden sonra, dostların, dostlukların azaldığı günümüzde, bunların kaybedilmesine sebep olan münakaşa konusunu biraz daha açmak istiyorum. Çünkü, münakaşa, dostların arasını açar, kin ateşini körükler.
Münakaşa, karşıdaki insanı cahil yerine koymak demektir. Sen bilmezsin, ben bilirim demektir. Cahillikle suçlanan herkes az veya çok üzülür, kırılır. Bu da dostluğu zedeler. Ben haklıyım, sen haksızsın demek, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü isbata çalışmaktır. Bu ise, karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmek demektir.
Kendini karşısındakinden üstün görmek ise, kibirdir. Münakaşanın savunuylacak hiçbir yönü yoktur, her yönden zararlıdır. Münakaşa güzel ahlâkın zıttıdır. Müslüman güzel ahlâklı olur. Hadis-i şerifte,
“Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!” buyuruldu
Güzel ahlaklı kimse, herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olur. Hiç kimse ile münakaşa etmez. Bilir ki, münakaşa etmek, dostluğu giderir. Düşmanların çoğalmasına sebeb olur. Fitne çıkarmaz, dost ile de, düşman ile de tatlı konuşur, herkesle iyi geçinir.
Hafız-ı Şirazi’nin, dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir sözüne uyar. Af dileyeni affeder. Kimsenin sözüne karşı gelmez. Münakaşa etmez. Herkese yumuşak söyler, sert konuşmaz. Haklı olduğu hâlde münakaşayı terketmek, haksız olduğu hâlde, münakaşayı terketmekten daha zordur.
Bu bakımdan haklı olduğu hâlde münakaşayı terketmek daha çok sevaptır. Hakkı açıklamak niyetiyle de olsa, başkalarını mağlup etmek için yapılan tartışmalar zararlıdır. Bir kimsede tartışmada galip gelme sevgisi, hakkı karşısındakinin ağzından duymaktan daha sevimli gelirse, her kötülüğün içine girmiş demektir.
Tartışmayı kazanma arzusu, diğer kötülüklere sebebiyet verir. Hadis-i şerifte, “Hitabeti kuvvetli ve münakaşacı olan, faydalı amelden mahrum kalır” buyurulmuştur. Tartışmanın pek çok zararı vardır. Bunların bazıları şunlardır:
Tartışma hasede yol açar: Hadis-i şerifte, “Hased, ateşin odunu yediği gibi, hasenatı yer” buyuruldu. Hakkı küçük görmeye sebep olur:
Hadis-i şerifte, “Hakkı küçük görmek kibirdendir.” buyuruldu. Tartışma, kin tutmaya yol açar. Kendi fikrinin kabul edilmediğini gören tartışmacı, karşısındakine gizli-açık kin besler, bazan ömür boyu onu affetmez. Gıybete sebep olur.
Hâlbuki Allahü teâlâ gıybet etmeyi, ölü eti yemeye benzetmiştir. Övünmeye sebep olur: Allahü teâlâ kendimizi övmekten bizi menederek, “Elbette Allahü teâlâ, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez” buyurmaktadır. (Lokman18) Nifaka, riyaya inada yol açar.
Hadis-i şerifte, “Allahın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir.” Buyuruldu. İnat, karşımızdakini aşağı görmeye, ondan nefret etmeye, ona düşmanlık beslemeye yol açar. Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur.
Hasan-ı Basri hazretleri, “Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!” buyurdu. Kötülerle münakaşa etme, üzerler./ İyilerle münakaşa etme, küserler. Bütün bu bildirilenler, söylemesi kolay yapması zor şeylerdir. Zor ama mümkün; karşılığında Cennet sözü var! Hem de Peygamber efendimizden:
“Kimse ile münakaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmiyen müslümanın, Cennete gireceğini size söz veriyorum.” (Tirmizî)
Münakaşa, karşıdaki insanı cahil yerine koymak demektir. Sen bilmezsin, ben bilirim demektir. Cahillikle suçlanan herkes az veya çok üzülür, kırılır. Bu da dostluğu zedeler. Ben haklıyım, sen haksızsın demek, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü isbata çalışmaktır. Bu ise, karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmek demektir.
Kendini karşısındakinden üstün görmek ise, kibirdir. Münakaşanın savunuylacak hiçbir yönü yoktur, her yönden zararlıdır. Münakaşa güzel ahlâkın zıttıdır. Müslüman güzel ahlâklı olur. Hadis-i şerifte,
“Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!” buyuruldu
Güzel ahlaklı kimse, herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olur. Hiç kimse ile münakaşa etmez. Bilir ki, münakaşa etmek, dostluğu giderir. Düşmanların çoğalmasına sebeb olur. Fitne çıkarmaz, dost ile de, düşman ile de tatlı konuşur, herkesle iyi geçinir.
Hafız-ı Şirazi’nin, dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir sözüne uyar. Af dileyeni affeder. Kimsenin sözüne karşı gelmez. Münakaşa etmez. Herkese yumuşak söyler, sert konuşmaz. Haklı olduğu hâlde münakaşayı terketmek, haksız olduğu hâlde, münakaşayı terketmekten daha zordur.
Bu bakımdan haklı olduğu hâlde münakaşayı terketmek daha çok sevaptır. Hakkı açıklamak niyetiyle de olsa, başkalarını mağlup etmek için yapılan tartışmalar zararlıdır. Bir kimsede tartışmada galip gelme sevgisi, hakkı karşısındakinin ağzından duymaktan daha sevimli gelirse, her kötülüğün içine girmiş demektir.
Tartışmayı kazanma arzusu, diğer kötülüklere sebebiyet verir. Hadis-i şerifte, “Hitabeti kuvvetli ve münakaşacı olan, faydalı amelden mahrum kalır” buyurulmuştur. Tartışmanın pek çok zararı vardır. Bunların bazıları şunlardır:
Tartışma hasede yol açar: Hadis-i şerifte, “Hased, ateşin odunu yediği gibi, hasenatı yer” buyuruldu. Hakkı küçük görmeye sebep olur:
Hadis-i şerifte, “Hakkı küçük görmek kibirdendir.” buyuruldu. Tartışma, kin tutmaya yol açar. Kendi fikrinin kabul edilmediğini gören tartışmacı, karşısındakine gizli-açık kin besler, bazan ömür boyu onu affetmez. Gıybete sebep olur.
Hâlbuki Allahü teâlâ gıybet etmeyi, ölü eti yemeye benzetmiştir. Övünmeye sebep olur: Allahü teâlâ kendimizi övmekten bizi menederek, “Elbette Allahü teâlâ, kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez” buyurmaktadır. (Lokman18) Nifaka, riyaya inada yol açar.
Hadis-i şerifte, “Allahın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir.” Buyuruldu. İnat, karşımızdakini aşağı görmeye, ondan nefret etmeye, ona düşmanlık beslemeye yol açar. Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur.
Hasan-ı Basri hazretleri, “Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!” buyurdu. Kötülerle münakaşa etme, üzerler./ İyilerle münakaşa etme, küserler. Bütün bu bildirilenler, söylemesi kolay yapması zor şeylerdir. Zor ama mümkün; karşılığında Cennet sözü var! Hem de Peygamber efendimizden:
“Kimse ile münakaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmiyen müslümanın, Cennete gireceğini size söz veriyorum.” (Tirmizî)
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı