Bir bakmayla batma

YARAMAZ KIZ
21 yaşındayım. Yaramazım dedim; ama aslında aklı başındayım. Hayatımda bir kez öylesine platonik ilgim olmuştu. (5-6 yıl önce) geçenlerde iş toplantısında bir bey dikkatlice baktı bana. Hiç oralı olmadım. 9 yaş büyüktü ve nişandan ayrılmıştı. Toplantı sonrası “ASLINDA NEDEN OLMASIN?” dedim. Olay geçti. 2 ay sonra bir toplantı daha. Yine dikkatlice bakmalar. Yavaş yavaş ısınmış hatta bayağı içimden ilgilenmiştim. Ama 2. rauntta da yüz vermedim. Sonra duydum nişanlanmış. YI-KIL-DIM... Meğer ne derece değerliymiş benim için. Döner mi sizce? Fırsat kaçtı mı? Bir-iki kişi istedi bu arada. Oyalandım, ama istemedim. Kabul etmedim.

Dr. Can

YARAMAZ KIZ...
1) Belki, böylesi hayırlı olmuştur.

Belki, onlar evlenip mutlu olacaklar.

Belki, nişanlısından ayrılıp, seninle evlenecek. Ve sen o adamın değerini bir başka anlayacaksın.

Belki evlenip mutsuz olup boşanacak ve sen “nişandan ayrılmış” dediğin adamla (bu sefer dul adamla) evleneceksin.

Belki, sen ve o hiç evlenmeyeceksiniz.

Belki de, Allah sana ondan çok daha hayırlısını nasip edecek ve her iki tarafta da mutlu olacaksın.

Yani ağlama-zırlama, sabret ve bekle bence.

2) Ama onların kurulmak üzere olan yuvasını sallandıracak bir söz ya da harekette bulunma sakın.

“Ben seni seviyordum. Toplantıda hep bana bakıyordun. Onu alma, beni al.” bu safhada yuvaya çomak olur.

3) Hiçbir şey yokmuş gibi iş hiyerarşisine devam. Mutluluğu için dua et. Gelir bir sorun iletirse, mutluluk ve beraberlikleri için samimi ol, akıl ver, usûl öğret, yol göster, yollar aç. Ama hep yoldan çekil.

4) Bütün çabalara rağmen bir gün gelir boşanırlarsa, ertesi sabah namazından sonra gidip MAL BULMUŞ gibi kendine isteme. Şoktadır. Teselli et. Zaman tanı. Durulsun.

5) Diyelim ki hayat boyu bu iş olmadı. O zaman da bu duygularını ölünceye dek sakla.

Fırsat kaçtı mı?

Sevgili Yaramaz, bir adam evine 10 kişi davet eder. Kapının girişine de 100 dolar bırakır. Biri görmez parayı. Biri görür, almaz. Biri alır ve cebine koyar. O parayla yatırım yapar bereketlendirir. Diyelim ki bir başkası o parayı alır içeri sevinçle girer ve,

“Ne şanslıyım. 100 dolar buldum. Hadi bunu birlikte harcayalım. Yiyip içip eğlenelim.” der... Diğeri ise;

“Şu şansa bak. Bula bula 100 dolar buldum. Bu ne işime yarar ki?.. Nerede bunun destesi?” vs. der.

ANLIYORUZ Kİ HAYATTA KARŞIMIZA ÇEŞİTLİ FIRSATLAR ÇIKIYOR VE HER BİRİMİZİN BUNLARI DEĞERLENDİRME TARZIMIZ FARKLI.

Son şans mı?

Elbette ki değil! Nefes alıp verdiğimiz sürece bu sürprizler ve fırsatlar bizi bulacaktır. Şans illa ki piyangoda ikramiye kazanmak değildir. Sahibimizin sunduğu fırsatları görüp değerlendirmek gerçek ŞANSTIR... Var olmamız, kul olmamız, insan olmamız, bu ülkede doğmamız, sağlıklı olmamız, akıllı olmamız yeterli şanslar ve fırsatlar sayılmaz mı sence? Bir erkeğin bakması son şans olmadığı gibi bunun şans olduğu bile tartışılabilir.

- Hangi sebeple bakmıştır?

- Neden, niçin ve nasıl bakmıştır?

- Belki de bakma niyetini öğrensen, hayat boyu o kişiden nefret edeceksin kim bilir?

Kısacası, “Nazar etme!” n’olur...