Kadınlar patronların oyuncağı
Bugün dünyada en çok istismar edilen sömürülen maalesef “kadın”dır. Fakat, kadınlar bunun farkında değiller. Hatta bu istismarları, haklara, özgürlüklere kavuşma şeklinde algılıyorlar. Kadın bir kesimde değil hemen hemen her kesimde sömürülüyor; ticarette, reklamda, siyasette, köşe dönmede...
Geçen hafta gazetelerde çıkan bir haber bunu açıkça ortaya koymaktadır. Haber kısa ama başlığı da dahil sonuna kadar istismar, yönlendirme, aldatma, kandırma üzerine bina edilmiş. Tam bir İngiliz siyasetiyle hazırlanmış. “İşyerinde flört faydalı çıktı” başlıklı haber şöyle:
“İngiltere’de çalışan 5 bin kadın arasında yapılan bir anket, çalışan kadınların işyerinde flört etmeyi sağlıklı ve faydalı bulduğunu ortaya koydu. Ankete göre İngiliz kadınları, işyerinde flört etmenin kendilerine güven kazandırdığına inanıyor ve çalışan her 10 kadından biri de, partner olarak ‘patronu’ seçiyor. Çalışan kadınların işyerinden biriyle beraber olma oranları ise yüzde 28’e kadar çıkıyor. Ayrıca patronuyla beraber olan yüzde 10’luk bölümün yüzde 11’i evlenmeyi başarırken, yüzde 12’si de en azından ‘terfi etmeyi’ garantiliyor.”
Haberi gördünüz, başından sonuna kadar istismar yönlendirme demekle haksız mıyım? Haberi tahlil edecek olursak; önce “İşyerinde flört faydalı çıktı” şeklinde verilerek daha baştan bu gayri meşru beraberlik cazip hale sokuluyor. İkincisi, anket tarafsız bir şekilde ilmi incelemelere dayandırılmadan, olayın içinde olan yani taraf olan kimselerle yapılıyor.
Hırsıza, dolandırıcıya niçin bu işi yaptınız diye sorduğunuzda, kendini haklı çıkarmak için bir kılıf, bir bahana bulacak herhalde. Dolandırılan kimseye, hırsızlığın topluma verdiği zararları inceleyen ilim adamlarına sormadan hırsızın ifadesiyle yola çıkıldığında sağlıklı netice almak mümkün mü?
Üçüncüsü, %28 gibi büyük bir oranla bu iş yapıldığına göre, siz de yapabilirsiniz mesajı verilerek ahlaksızlık meşrulaştırılıyor. Dördüncüsü, bununla da kalınmıyor, teşvik ediliyor, cazip hale getiriliyor. Flört neticesinde Patronla evlenmek suretiyle servete, rahatlığa kavuşursunuz, bu olmazsa bile en azından, terfi edersiniz, şef olursunuz, mürdür olursunuz mesajı veriliyor. Bu bir sömürü değil midir?
Kadının cinsiyetini istismar değil midir? Bu arada, evli iseler patronun ve flörtçü kadının yuvasının yıkılacağından, çocukların perişan olacaklarından, genç kızların sokağa düşüp orta malı haline geleceğinden, fuhuşun yaygınlaşacağından niçin bahsedilmiyor? Çünkü, bahsederlerse kadını nasıl tuzaklarına düşürecekler? Bütün bunlar, ahlaksızlığa, fuhuşu teşvik değil midir? Halbuki, Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu tarafından 1979'da kabul edilmiş, Devlet olarak bizim de imzaladığımız, 165 devlet tarafından da imzalanmış, kadınların korunması ile ilgili sözleşmenin 6. maddesine göre, kadın satışı, fahileştirilmesi, istismar edilmesi yasaktır. Buna rağmen, sanki istismar yasaklanmayıp emredilmişcesine bütün dünyada kadınlar çık hızlı bir şekilde istismar edilmekte, adeta köleleştirilmektedir.
Kendilerini ilerici sayan, kadın hakları konusunda lâfa gelince mangalda kül bırakmayan bazı aydınlarımız, yazarlarımız, feminist kadın derneklerimiz nedense bu işlerle ilgilenmemektedirler. Çünkü bunlar kadını korumak için değil istimara destek olmaları için vardırlar.
Kadının istismarı ile uğraşırlarsa faaliyet alanlarının dışına çıkmış olurlar. Bakınız, araştırmacı-yazar Sayın Aytunç Altındal feminist hareketi kimlerin yönlendirdiğini nasıl anlatıyor: Feminist hareketler Masonluğun etkisi altındadır. Son 50 yıldaki feminist hareketlere baktığımızda bunların arasında ilaç ve kozmetik üreticileri olduğunu görüyoruz.
Kadına bir şey satabilmemiz için onu sokağa ve inançsız bir alana çekmemiz lazım, diyorlar' Onun için birçok paneller düzenliyorlar. Önde kadın var, arkada ise görünmeyen bir sponsor. Ya da çok agresif bir kadını köşe yazarı yaptırıyorlar. Bu yeni değerleri savunması için.”
Kadının istismarından herkes memnun. Çünkü; patronlar kadının cinselliğinden istifade ediyorlar, ucuz işçiliğinden istifade ediyorlar. Bedeni ön plana çıkartılarak fazla mal da satıyorlar ;bunun için kadının çalışmasından patronlar çok memnun. Ahlaksızlık, fuhuş yayıldığı için de egemen masonik çevreler, islam düşmanları da memnun...
Bu kadar “memnuniyet” birliğinden kadının kurtulması çok zor. Allah yardımcıları olsun! Akıllarını başlarına toplayıp çevrilen oyunları anlamak nasip etsin!
Geçen hafta gazetelerde çıkan bir haber bunu açıkça ortaya koymaktadır. Haber kısa ama başlığı da dahil sonuna kadar istismar, yönlendirme, aldatma, kandırma üzerine bina edilmiş. Tam bir İngiliz siyasetiyle hazırlanmış. “İşyerinde flört faydalı çıktı” başlıklı haber şöyle:
“İngiltere’de çalışan 5 bin kadın arasında yapılan bir anket, çalışan kadınların işyerinde flört etmeyi sağlıklı ve faydalı bulduğunu ortaya koydu. Ankete göre İngiliz kadınları, işyerinde flört etmenin kendilerine güven kazandırdığına inanıyor ve çalışan her 10 kadından biri de, partner olarak ‘patronu’ seçiyor. Çalışan kadınların işyerinden biriyle beraber olma oranları ise yüzde 28’e kadar çıkıyor. Ayrıca patronuyla beraber olan yüzde 10’luk bölümün yüzde 11’i evlenmeyi başarırken, yüzde 12’si de en azından ‘terfi etmeyi’ garantiliyor.”
Haberi gördünüz, başından sonuna kadar istismar yönlendirme demekle haksız mıyım? Haberi tahlil edecek olursak; önce “İşyerinde flört faydalı çıktı” şeklinde verilerek daha baştan bu gayri meşru beraberlik cazip hale sokuluyor. İkincisi, anket tarafsız bir şekilde ilmi incelemelere dayandırılmadan, olayın içinde olan yani taraf olan kimselerle yapılıyor.
Hırsıza, dolandırıcıya niçin bu işi yaptınız diye sorduğunuzda, kendini haklı çıkarmak için bir kılıf, bir bahana bulacak herhalde. Dolandırılan kimseye, hırsızlığın topluma verdiği zararları inceleyen ilim adamlarına sormadan hırsızın ifadesiyle yola çıkıldığında sağlıklı netice almak mümkün mü?
Üçüncüsü, %28 gibi büyük bir oranla bu iş yapıldığına göre, siz de yapabilirsiniz mesajı verilerek ahlaksızlık meşrulaştırılıyor. Dördüncüsü, bununla da kalınmıyor, teşvik ediliyor, cazip hale getiriliyor. Flört neticesinde Patronla evlenmek suretiyle servete, rahatlığa kavuşursunuz, bu olmazsa bile en azından, terfi edersiniz, şef olursunuz, mürdür olursunuz mesajı veriliyor. Bu bir sömürü değil midir?
Kadının cinsiyetini istismar değil midir? Bu arada, evli iseler patronun ve flörtçü kadının yuvasının yıkılacağından, çocukların perişan olacaklarından, genç kızların sokağa düşüp orta malı haline geleceğinden, fuhuşun yaygınlaşacağından niçin bahsedilmiyor? Çünkü, bahsederlerse kadını nasıl tuzaklarına düşürecekler? Bütün bunlar, ahlaksızlığa, fuhuşu teşvik değil midir? Halbuki, Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu tarafından 1979'da kabul edilmiş, Devlet olarak bizim de imzaladığımız, 165 devlet tarafından da imzalanmış, kadınların korunması ile ilgili sözleşmenin 6. maddesine göre, kadın satışı, fahileştirilmesi, istismar edilmesi yasaktır. Buna rağmen, sanki istismar yasaklanmayıp emredilmişcesine bütün dünyada kadınlar çık hızlı bir şekilde istismar edilmekte, adeta köleleştirilmektedir.
Kendilerini ilerici sayan, kadın hakları konusunda lâfa gelince mangalda kül bırakmayan bazı aydınlarımız, yazarlarımız, feminist kadın derneklerimiz nedense bu işlerle ilgilenmemektedirler. Çünkü bunlar kadını korumak için değil istimara destek olmaları için vardırlar.
Kadının istismarı ile uğraşırlarsa faaliyet alanlarının dışına çıkmış olurlar. Bakınız, araştırmacı-yazar Sayın Aytunç Altındal feminist hareketi kimlerin yönlendirdiğini nasıl anlatıyor: Feminist hareketler Masonluğun etkisi altındadır. Son 50 yıldaki feminist hareketlere baktığımızda bunların arasında ilaç ve kozmetik üreticileri olduğunu görüyoruz.
Kadına bir şey satabilmemiz için onu sokağa ve inançsız bir alana çekmemiz lazım, diyorlar' Onun için birçok paneller düzenliyorlar. Önde kadın var, arkada ise görünmeyen bir sponsor. Ya da çok agresif bir kadını köşe yazarı yaptırıyorlar. Bu yeni değerleri savunması için.”
Kadının istismarından herkes memnun. Çünkü; patronlar kadının cinselliğinden istifade ediyorlar, ucuz işçiliğinden istifade ediyorlar. Bedeni ön plana çıkartılarak fazla mal da satıyorlar ;bunun için kadının çalışmasından patronlar çok memnun. Ahlaksızlık, fuhuş yayıldığı için de egemen masonik çevreler, islam düşmanları da memnun...
Bu kadar “memnuniyet” birliğinden kadının kurtulması çok zor. Allah yardımcıları olsun! Akıllarını başlarına toplayıp çevrilen oyunları anlamak nasip etsin!
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı