Körpe beyinleri körelten sihirli kutu; TV
Geçenlerde karşılaştığım bir öğretmen arkadaşın anlattıkları ile şoke oldum, aklım hafsalam almadı anlatılanlarını. Beşinci sınıfa gelmiş pek çok öğrencinin okuma yazmayı tam sökemediğini hatta adını yazamayan öğrencinin bulunduğunu söyledi öğretmen arkadaş.
Ben, bu çocukları geri zekalı mı, değilse bunun sorumlusu siz öğrenmenler değil misiniz diye sorduğumda, hayır, biz sorumlu değiliz dedi. Bi, her türlü metotu, yolu deniyoruz fakat adeta beyinlerini kilitlemişler, biz açmak için zorluyoruz, onlar açmamak için. Bunun sebebini sorduğumda arkadaş dedi ki, “Sebepler çok fakat bana göre esas sebep televizyon; ölçülü kullanılmadığından beyin faaliyetlerini dumura uğratıyor televizyon..” Evet, gerçekler acı da olsa kabul etmek zorundayız.
Yapılan yerli yabancı bütün araştırmalar da zaten bunu gösteriyor. F.Özten’in ozgurvebilge sitesindeki araştırması bunu doğruluyor: Evimizin baş köşesinde oturan ve hayatımızı doğrudan doğruya yönlendirmeye devam eden televizyon, çocuklar başta olmak üzere, hepimizin okuma ve anlama kabiliyetini de ele geçiriyor. Uzmanlar bu yüzyılda, geçen yüzyıla oranla daha az kitap okunduğunu belirtiyorlar.
Özellikle son 30 sene içinde kitap okuma oranlarında ciddî düşüşler olduğunu belirten uzmanlar, televizyon ve diğer görsel medya araçlarının hızla yayılmasını, buna sebep olarak gösteriyorlar. Çünkü, televizyon seyreden insanlar her konuda bilgilendiklerini düşünerek daha fazla performans isteyen kitap okuma, araştırma gibi faaliyetlere yönelmiyorlar.
ABD Ulusal Eğitim Gelişimini Değerlendirme Dairesinin (NAEP) araştırmalarına göre, çeşitli yaş gruplarına ayrılmış öğrencilerin okuma kabiliyetlerinin gelişiminde sürekli bir düşüş olduğu gözlemlendi. Ayrıca Kitap Sanayi Çalışma Grubunun yaptığı anketlerde, düzenli kitap okuyan 16-21 yaşları arasındaki gençlerde önemli ölçüde düşüş tespit edilmiş.
Düzenli kitap okuma alışkanlığı olmayanda ise tamamen bitmiş. NAEP’in yaptığı araştırmalarda, günde ortalama 5-6 saat televizyon izleyen çocukların okuma yeteneğinin, günde 2 saat televizyon seyreden çocukların okuma yeteneğinden çok daha düşük olduğu ortaya çıktı. Seyretme miktarının başarıyı etkilediğini vurgulayan araştırmacılar, en güçlü olumsuz etkiye, televizyonun neden olduğunu belirtiyorlar.
Özellikle okul ve aile ile ilgili problemlerden kaçmak için televizyon seyreden çocukların okuma oranında ve okul başarısında düşme görülüyor. Neuman ve Prowda’nın Connecticut eyaletinde yaptığı araştırmalar, aşırı televizyon seyreden çocukların kitap okumayı sevmediklerini ve düşük kalitedeki materyallere meyilli olduklarını ortaya çıkardı.
Neuman, televizyon seyretmek yerine kitap okumayı tercih eden çocukların yüksek kaliteli kitapları tercih ettiklerini, hayatında televizyon etkili olan çocukların ise düşük kaliteli, basit kitaplara yöneldiklerini belirtiyor.
Wall Street gazetesi köşe yazarlarından Marie Winn, televizyonun çocukların sadece okuma yeteneklerini değil, aynı zamanda yazma yeteneklerini de etkilediğini ileri sürüyor: “Doğru okuma kabiliyeti olmayan çocukların asla yazmayı öğrenmeyeceğini, şüphesiz bütün eğitimciler bilir. Yazı, kitapla yapılmış bir konuşmadır ve sadece kitapla konuşmayı, okuyarak öğrenebilirsiniz.”
Ayrıca Winn, televizyonun, çocuğun kelimeleri tanımasına, anlamlarını çözmesine, hecelemesine, kelime haznesinin ve düşünme kabiliyetinin gelişmesine engel olacağını belirtiyor. Kitap okuyan bir çocuk, okuduklarını kafasının içinde resimlendirmektedir. Bunu yaparken hayalgücünü kullanır.
Winn bunu şöyle ifade ediyor: “Televizyon görüntüleri, sembollerin ifade ettiği anlamları çözmeyi bize bırakmıyor. Televizyon seyretme sırasında, zihin sembolleri deşifre edemez ve yararlanılabilir hale getiremez.” İşte bütün bunlar, körpe beyinleri köreltmeye yetiyor.Çocukların niçin okuma yazma öğrenemediklerini ortaya koyuyor!..
Ben, bu çocukları geri zekalı mı, değilse bunun sorumlusu siz öğrenmenler değil misiniz diye sorduğumda, hayır, biz sorumlu değiliz dedi. Bi, her türlü metotu, yolu deniyoruz fakat adeta beyinlerini kilitlemişler, biz açmak için zorluyoruz, onlar açmamak için. Bunun sebebini sorduğumda arkadaş dedi ki, “Sebepler çok fakat bana göre esas sebep televizyon; ölçülü kullanılmadığından beyin faaliyetlerini dumura uğratıyor televizyon..” Evet, gerçekler acı da olsa kabul etmek zorundayız.
Yapılan yerli yabancı bütün araştırmalar da zaten bunu gösteriyor. F.Özten’in ozgurvebilge sitesindeki araştırması bunu doğruluyor: Evimizin baş köşesinde oturan ve hayatımızı doğrudan doğruya yönlendirmeye devam eden televizyon, çocuklar başta olmak üzere, hepimizin okuma ve anlama kabiliyetini de ele geçiriyor. Uzmanlar bu yüzyılda, geçen yüzyıla oranla daha az kitap okunduğunu belirtiyorlar.
Özellikle son 30 sene içinde kitap okuma oranlarında ciddî düşüşler olduğunu belirten uzmanlar, televizyon ve diğer görsel medya araçlarının hızla yayılmasını, buna sebep olarak gösteriyorlar. Çünkü, televizyon seyreden insanlar her konuda bilgilendiklerini düşünerek daha fazla performans isteyen kitap okuma, araştırma gibi faaliyetlere yönelmiyorlar.
ABD Ulusal Eğitim Gelişimini Değerlendirme Dairesinin (NAEP) araştırmalarına göre, çeşitli yaş gruplarına ayrılmış öğrencilerin okuma kabiliyetlerinin gelişiminde sürekli bir düşüş olduğu gözlemlendi. Ayrıca Kitap Sanayi Çalışma Grubunun yaptığı anketlerde, düzenli kitap okuyan 16-21 yaşları arasındaki gençlerde önemli ölçüde düşüş tespit edilmiş.
Düzenli kitap okuma alışkanlığı olmayanda ise tamamen bitmiş. NAEP’in yaptığı araştırmalarda, günde ortalama 5-6 saat televizyon izleyen çocukların okuma yeteneğinin, günde 2 saat televizyon seyreden çocukların okuma yeteneğinden çok daha düşük olduğu ortaya çıktı. Seyretme miktarının başarıyı etkilediğini vurgulayan araştırmacılar, en güçlü olumsuz etkiye, televizyonun neden olduğunu belirtiyorlar.
Özellikle okul ve aile ile ilgili problemlerden kaçmak için televizyon seyreden çocukların okuma oranında ve okul başarısında düşme görülüyor. Neuman ve Prowda’nın Connecticut eyaletinde yaptığı araştırmalar, aşırı televizyon seyreden çocukların kitap okumayı sevmediklerini ve düşük kalitedeki materyallere meyilli olduklarını ortaya çıkardı.
Neuman, televizyon seyretmek yerine kitap okumayı tercih eden çocukların yüksek kaliteli kitapları tercih ettiklerini, hayatında televizyon etkili olan çocukların ise düşük kaliteli, basit kitaplara yöneldiklerini belirtiyor.
Wall Street gazetesi köşe yazarlarından Marie Winn, televizyonun çocukların sadece okuma yeteneklerini değil, aynı zamanda yazma yeteneklerini de etkilediğini ileri sürüyor: “Doğru okuma kabiliyeti olmayan çocukların asla yazmayı öğrenmeyeceğini, şüphesiz bütün eğitimciler bilir. Yazı, kitapla yapılmış bir konuşmadır ve sadece kitapla konuşmayı, okuyarak öğrenebilirsiniz.”
Ayrıca Winn, televizyonun, çocuğun kelimeleri tanımasına, anlamlarını çözmesine, hecelemesine, kelime haznesinin ve düşünme kabiliyetinin gelişmesine engel olacağını belirtiyor. Kitap okuyan bir çocuk, okuduklarını kafasının içinde resimlendirmektedir. Bunu yaparken hayalgücünü kullanır.
Winn bunu şöyle ifade ediyor: “Televizyon görüntüleri, sembollerin ifade ettiği anlamları çözmeyi bize bırakmıyor. Televizyon seyretme sırasında, zihin sembolleri deşifre edemez ve yararlanılabilir hale getiremez.” İşte bütün bunlar, körpe beyinleri köreltmeye yetiyor.Çocukların niçin okuma yazma öğrenemediklerini ortaya koyuyor!..
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı