İnternetin çocuklar üzerindeki etkisi
İnternet kültürümüz, bilgimiz yok diye de teknolojinin bu nimetini kötüleyemeyiz, göz ardı edemeyiz. Bunun zararını, faydasını öğrenip, faydalı hale getirmeliyiz. Bugün bilgisayar asrındayız, bunsuz yapamayacağımıza göre gerekli tedbirleri almak zorundayız. Sadece biz değil, gelişmiş Batı’da da
Bilgisayar - İnternet alışkanlığı, eğitimcileri tedirgin etmeye başladı. Avrupa'da, sivil toplum örgütleri, gençleri adeta esir alan bilgisayar tutkusuna karşı kampanyalar düzenliyor.
AImanya'da düzenlenen "Benim bilgisayarım yok, ama bir sürü arkadaşım var!" kampanyasındaki slogan dikkat çekici. Evinde kendine ait bir bilgisayarı olup da bütün gününü ekran başında geçiren gençler kolay arkadaş edinemiyorlar. Zamanla asosyal ve problemli bireyler haline geliyorlar. Bilgisayar oyunu, internet gezintileri, çocukları, gençleri sosyal hayattan giderek koparıyor.
Bilgisayar- İnternet kültürüne yabancı olduğumuz için, birçok ekonomik, sosyal sıkıntılara sebep oluyor. Gazetelere kadar intikal ediyor bu olumsuzluklar. Bu olumsuzluklara bakıp, bilgisayarı kaldırmak yerine, olumsuzlukları ortadan kaldırmak gerekir; bunun için de gençlerimizi bilinçlendirmeliyiz. Böyle yapmazsak faturası ağır olur:
İşte size bilinçsiz bir kullanıcının sebep olduğu olay. Zavallı bir anne feryad ediyor: " Oğlumuz İnternetin faydalarını anlattığında her şey kulağa hoş geliyordu, taa ki İnternetin tutsağı haline gelene kadar!
Telefonumuz, gelen yüklü telefon faturaları ve kendi imkanlarımızla ödenmesi mümkün olmayan borçlar nedeniyle kesildi. Bu arada bilgisayar bozuldu. Eğer tamir ettirmezsek oğlumuz bu alışkanlıktan kurtulur, diye düşünüp çok sevinmiştik, ama boşuna sevinmişiz. İnternet kafeler sabaha kadar açıkmış. Oralara gittiği ilk gün eve gece 2'de geldi.
İnternetin başına oturduğunda zaman mevhumunu unutuyor, paralar da suyunu çekiyor,para dayanmıyor. Böylece bir yıl geçti. Biz çok üstüne gitmedik, ara ara uyardık, ama oğlumuz sarhoş gibiydi, etkilenmiyordu. Sonunda iflas ettik. Para bulamayınca bizden habersiz babasının iş arkadaşlarından para almaya başladı. Borçlarımızı ödeyebilmek için varımızı yoğumuzu satılığa çıkardık. Bize verdiği zararlar, yararlarını çoktan aştı. 22 - 23 yaş insan hayatının en üretken dönemidir. Bu olaydan sonra oğlumun okul hayatı söndü. İş hayatı yok, çalışmıyor. Gençlik en güzel çağını bu aletin başında geçiriyor.Bu imkan, nasıl faydalı hale getirilebilir, bunun için kurum ve kuruluşlar neler yapabilir? Yetkili kuruluşlar buna bir çare bulmak zorunda.."
Ölçü kaçırıldığında daha başka yan tesirleri de çıkıyor internetin. Bunları da sayın Aykut Işıklar’ın kaleminden özetliyeyim: İnternet iyi güzel de, gezgin olmayı tadında bırakmak gerekiyor. Açıkçası bağımlısı olmanın pek çok zararı var. Önce eşinizle aranızı bozabiliyor. Son zamanlarda pek çok bayan, eşinin kendisinden daha çok, internet ile ilgilenmesinden şikayetçi. İkinci plana itilmekten, unutulmaktan, ilgisizlikten yana dertliler. Kendisini, eşinin metresi olarak hissedenler bile var. 'Sanki internet eşi, ben de arada bir gördüğü metresiyim' diyenler...
Bazı arkadaşlarım da, ne cumartesimiz kaldı, ne pazarımız... Zaten yüzünü zor görürdük, şimdi hiç görmez olduk' diyor. Doğrusu düşünülmesi gereken toplumsal bir olay. Acaba toplum bilimcilerimiz internet ve aile yaşamı hakkında ciddi bir araştırma yapıyor mu? Ben sadece duyduklarımı iletmekle yetineceğim. İnternet yüzünden eşine daha az zaman ayıran beylerin olduğu kesin.
İnternet bağımlısı olmanın bir ikinci zararı da, tahmin edeceğiniz gibi gözlerin yorulması. Amerikalı uzmanlara göre internette haftada 10 saatten fazla dolaşmak zararlı. Zaten bu saati aşanlara 'internet bağımlısı' diye, çağdaş hastalık ismi bulmuşlar.
Amerika'daki 'Cinsel Bağımlılık ve Dürtü Dergisi'nde yer alan bir araştırma, çok önemli bir gerçeği vurguluyor. MSNBC sitesinde yapılan ankete cevap veren 9 bin 265 internet abonesi, haftada 11 saat porno sitelerinde dolaştıklarını itiraf etmiş. Sonra hesap kitap yapmışlar.
Amerika'da 60 milyon internet abonesinin 600'ünün porno bağımlısı olduğuna karar vermişler. İnternet artık çağdaş yaşamın bir parçası. Düşünsenize dünya elinizin altında dolaşıyor. Bir tuşa dokunmakla istediğiniz yere gidip, istediğinizi öğrenebiliyor, alabiliyorsunuz. Müthiş kolaylık. Hele iyi tanırsan... Fakat, her işte olduğu gibi bunda da ölçü önemli. Ölçü kaçarsa, biz ona değil o bize hükmetmeye başlar!.
Bilgisayar - İnternet alışkanlığı, eğitimcileri tedirgin etmeye başladı. Avrupa'da, sivil toplum örgütleri, gençleri adeta esir alan bilgisayar tutkusuna karşı kampanyalar düzenliyor.
AImanya'da düzenlenen "Benim bilgisayarım yok, ama bir sürü arkadaşım var!" kampanyasındaki slogan dikkat çekici. Evinde kendine ait bir bilgisayarı olup da bütün gününü ekran başında geçiren gençler kolay arkadaş edinemiyorlar. Zamanla asosyal ve problemli bireyler haline geliyorlar. Bilgisayar oyunu, internet gezintileri, çocukları, gençleri sosyal hayattan giderek koparıyor.
Bilgisayar- İnternet kültürüne yabancı olduğumuz için, birçok ekonomik, sosyal sıkıntılara sebep oluyor. Gazetelere kadar intikal ediyor bu olumsuzluklar. Bu olumsuzluklara bakıp, bilgisayarı kaldırmak yerine, olumsuzlukları ortadan kaldırmak gerekir; bunun için de gençlerimizi bilinçlendirmeliyiz. Böyle yapmazsak faturası ağır olur:
İşte size bilinçsiz bir kullanıcının sebep olduğu olay. Zavallı bir anne feryad ediyor: " Oğlumuz İnternetin faydalarını anlattığında her şey kulağa hoş geliyordu, taa ki İnternetin tutsağı haline gelene kadar!
Telefonumuz, gelen yüklü telefon faturaları ve kendi imkanlarımızla ödenmesi mümkün olmayan borçlar nedeniyle kesildi. Bu arada bilgisayar bozuldu. Eğer tamir ettirmezsek oğlumuz bu alışkanlıktan kurtulur, diye düşünüp çok sevinmiştik, ama boşuna sevinmişiz. İnternet kafeler sabaha kadar açıkmış. Oralara gittiği ilk gün eve gece 2'de geldi.
İnternetin başına oturduğunda zaman mevhumunu unutuyor, paralar da suyunu çekiyor,para dayanmıyor. Böylece bir yıl geçti. Biz çok üstüne gitmedik, ara ara uyardık, ama oğlumuz sarhoş gibiydi, etkilenmiyordu. Sonunda iflas ettik. Para bulamayınca bizden habersiz babasının iş arkadaşlarından para almaya başladı. Borçlarımızı ödeyebilmek için varımızı yoğumuzu satılığa çıkardık. Bize verdiği zararlar, yararlarını çoktan aştı. 22 - 23 yaş insan hayatının en üretken dönemidir. Bu olaydan sonra oğlumun okul hayatı söndü. İş hayatı yok, çalışmıyor. Gençlik en güzel çağını bu aletin başında geçiriyor.Bu imkan, nasıl faydalı hale getirilebilir, bunun için kurum ve kuruluşlar neler yapabilir? Yetkili kuruluşlar buna bir çare bulmak zorunda.."
Ölçü kaçırıldığında daha başka yan tesirleri de çıkıyor internetin. Bunları da sayın Aykut Işıklar’ın kaleminden özetliyeyim: İnternet iyi güzel de, gezgin olmayı tadında bırakmak gerekiyor. Açıkçası bağımlısı olmanın pek çok zararı var. Önce eşinizle aranızı bozabiliyor. Son zamanlarda pek çok bayan, eşinin kendisinden daha çok, internet ile ilgilenmesinden şikayetçi. İkinci plana itilmekten, unutulmaktan, ilgisizlikten yana dertliler. Kendisini, eşinin metresi olarak hissedenler bile var. 'Sanki internet eşi, ben de arada bir gördüğü metresiyim' diyenler...
Bazı arkadaşlarım da, ne cumartesimiz kaldı, ne pazarımız... Zaten yüzünü zor görürdük, şimdi hiç görmez olduk' diyor. Doğrusu düşünülmesi gereken toplumsal bir olay. Acaba toplum bilimcilerimiz internet ve aile yaşamı hakkında ciddi bir araştırma yapıyor mu? Ben sadece duyduklarımı iletmekle yetineceğim. İnternet yüzünden eşine daha az zaman ayıran beylerin olduğu kesin.
İnternet bağımlısı olmanın bir ikinci zararı da, tahmin edeceğiniz gibi gözlerin yorulması. Amerikalı uzmanlara göre internette haftada 10 saatten fazla dolaşmak zararlı. Zaten bu saati aşanlara 'internet bağımlısı' diye, çağdaş hastalık ismi bulmuşlar.
Amerika'daki 'Cinsel Bağımlılık ve Dürtü Dergisi'nde yer alan bir araştırma, çok önemli bir gerçeği vurguluyor. MSNBC sitesinde yapılan ankete cevap veren 9 bin 265 internet abonesi, haftada 11 saat porno sitelerinde dolaştıklarını itiraf etmiş. Sonra hesap kitap yapmışlar.
Amerika'da 60 milyon internet abonesinin 600'ünün porno bağımlısı olduğuna karar vermişler. İnternet artık çağdaş yaşamın bir parçası. Düşünsenize dünya elinizin altında dolaşıyor. Bir tuşa dokunmakla istediğiniz yere gidip, istediğinizi öğrenebiliyor, alabiliyorsunuz. Müthiş kolaylık. Hele iyi tanırsan... Fakat, her işte olduğu gibi bunda da ölçü önemli. Ölçü kaçarsa, biz ona değil o bize hükmetmeye başlar!.
İnternetin çocuklar üzerindeki etkisi yorumları
Misafir
23.02.2011tşk :D
monalisa
26.12.2008paylaşım için tşk....evet internet ne kadar faydalı olsada ,,kimi zaman zararlarıda olmuyor değil ...ama zararlarından çok yararları var ...bence önemli olan interneti doğru ve gereken şekilde kullanmaktan geçiyor ..öyle olunca sorun ortadan kalkıyor zaten
nisa
25.12.2008yaaaaaaaaaa keşke internetin zararlarıda olsaydı ama yinede tşk
Misafir
28.03.2008walla çok tşk edrim bu bilgiler çok işime yaradı
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı