Uçamayan Kuşlarımız

Yaşam, kim ne derse desin, çok ağır yüklerle doludur. Her geçen gün dolup taşan bir sistem var her bedende; her yürek ise, sanırım bu alışverişin odak noktası. İşte bu odak noktasının, bedende garip bir ağırlığı, garip bir yönetimi var gibi. Çünkü, yükler ağırlaştığında, hatta dolup taştığında, beden de ağırlaşır, hastalanır, hatta yaşam kararır. Puslu görünür tüm ekran. Karamsar bakış, taşan yüklerle, etrafa akar. Ve siz, bu taşmadan giderek artan bir mutsuzluk duymaya devam edersiniz. Tüm bu ağırlığın altında ezilen insan hep yorgun, ruh hep bitkindir.
Sevgisizliğin garip bir ağırlığı vardır. O ağırlaştıkça, beden de ağırlaşır. Nefretin bile, bir doğuşu vardır.
Sevginin, bedendeki bahsi geçen sistemde, çok önemli bir görevi vardır. Sistemin odak noktası olan yürek ruhun, ruh da sevginin odak merkezidir diyebiliriz bu bağlamda. Sevgiyi küçük bir kuş olarak düşünün, kanatlanınca yüreğinizden, karşı yüreğe gidip o yüreğin yüklerinden su içer kana kana. Güç alır oradan. Ve tekrar kanatlanır gökyüzüne. Sizin yüklerinizden doğup, hem kendi yükünüzü, hem de konakladığı yüreğin yükünü azaltır o kuş. Sevgi devam ettikçe bu kuşların devamlı kanatlandığını hesap ederseniz, ne sevende, ne de sevilende yükler kalacaktır. O kuşların kanatlarında hafifler, dinçleşir bedenler. Gözler taşmayan yüklerden, kuşların yarıp aydınlattığı gökyüzüne yönelir. Umudun kokusu siner sinelere. Geride, sevginin hoş bir hafifliği kalır.
Belki de bu yüzden, âşık olunca öyle hafifleriz ki, ayağımız yerden kesilir. Ve belki bu yüzden, sevdiğimizi görünce, kalbimiz yerinden uçacak gibi olur.
Kimbilir, belki o anda kanatlanan kuşların çokluğudur bizi buna inandıran...
Fikrimce, bu yüzden, güçlü bir sevgimizi kaybettiğimizde taşar yüklerimiz hiç durmadan gözlerimizden. Uçamayan kuşların çığlıkları kopar içerimizden.
Oysa o kuşlar nereden geldilerse, O’nda son bulurlar. Yüreklerimiz ise, sadece bir duraktır.
İçeride ve dışarıda bir tek O var, yalnızlık diye birşey o zaman nasıl var?
Yanılmıyorsam, yalnızlığı olmayanın, uçamayan kuşu da olmazdı.
Uçamayan Kuşlarımız yorumları
yalnız
12.11.2008kalabalıklar içinde yalnız ve yapayalnız hissettim kenndimi
pacitom
20.01.2008çok güzellll...
celin
18.11.2007güzel bir düsünce.....belki böyledir....
yinede yalnizligi sevemedim,
yanibasimda nöbetci gibi....
en sadik yoldasim,
fedaim oldu oysa....
üzerime cökmüs gibi...
her yanim aciyor
daha fazlasindan korkuyorum
ne kirdim kendisini
nede tersledim oysa
buda bir celiski zaten!
onunla zaman durmus sanki....
simdi cesaret edip de git diyemiyorum
basima geleceklerden korkuyorum
gelecekden korkuyorum
kim bilir......
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı