Çocuklarınızı Siz Dinlemezseniz Onlar Kendilerini Dinleyecek Birini Mutlaka Bulur
Toplumumuzda karşılaştığımız en büyük problemlerden biri aile içi iletişimsizliktir. Birçok problem başarılı bir iletişimle çözülebilecekken birbirini anlayamama sorunları çözümsüz hale getiriyor. Çocuklarını dinlediğini ve tanıdığını sanan anne babaların bile onlara yeterince yakın olmadığını görüyoruz. Peki gençlerle daha iyi iletişim kurabilmek için onları nasıl dinlemeliyiz?Gençlik dönemi,bireyler için çok önemli yılları kapsar.Çünkü ileride şekillenecek tüm ruhsal ve psikolojik sorunlar bu yıllarda başlar, ya da ortaya çıkar.Bu yıllarda çocuklar üzerinde etkin bir kontrol mekanizması kurulur ve takipleri yapılırsa, birçok problemin önüne erkenden geçmek imkanı önümüze çıkar.Ergenlik çağı, gencin yeni arayışlar içinde olduğu bir çağdır.Genç her şeyden önce kendini aramaktadır.Kendi kişiliğine çeki düzen vermeye çalışır.
Kendi kimliğine kavuşabilmesi için, genç, önce ana-baba etkisinden sıyrılmaya çalışır.Onun gözünde anne-babası hiç yanlış yapmayan kişiler değildir.Onları eleştirmeye başlar. Beğenileriyle alay eder.Ana-babasından değişik olma çabası onu bir anlamda boşluğa itmiştir. Bu boşluğu arkadaşlarıyla doldurmak ister. Onlar gibi argo konuşur, kendine sırdaş ve dert ortağı seçer. Arkadaş kümesi içinde bağlılığa önem verir. Küme dışına itilmemek için kendisine aykırı davranışlarda bile bulunur. Evde arkadaşlarının eleştirilmesini tepkiyle karşılar. Onlara söz söyletmez. Anne-babada gencin kötü arkadaşlara uyup baştan çıkacağından korkar. Sıkı denetleme ve kimi arkadaşlarıyla görüşme yasağı koyar. Bu ise çocuğu daha çok sokağa iter. En sağlıklı gençler bile ara sıra yoldan çıkma eğilimi gösterirler.
O halde gençlerle nasıl iletişim kurmalıyız?
• Gençleri bütün dikkatinizle dinleyin. Çocuklarınızla göz göze gelip dikkatinizi onda topladığınızda, "Sen benim için önemlisin, sözlerin ve fikirlerin hayatıma anlam katıyor." demiş olursunuz.
• İlginizi beden dilinizle gösterin. Duyguların ve vücut dilinin verdiği mesaj önemlidir. Çocuklarınıza vücudunuzla da saygı gösterdiğinizi ifade edin. Onlara tepeden bakarak değil; eğilerek, yanlarına yaklaşarak konuşun.
• Konuşmalar karşılıklı kesilmesin. Bırakın çocuklarınız sözünü tamamlasın. Aklınızdaki şeylerle sözünü kesmek ya da onun cümlesini tamamlamaya kalkmak iletişimi koparmanın en kestirme yoludur.
• Anahtar sözcükleri tekrar edin ya da vurgulayın. Dinlenildiğini ve anlaşıldığını bilmesini sağlayın. Çocuklarınızın sözlerini anladığınızı düşündüğünüz şekliyle ve kendi ifadenizle tekrar ederseniz, ilginizi göstermiş ve onu daha fazla anlamış olursunuz. "Anladığım kadarıyla, demek istiyorsun" vb. cümleler kullanın.
• Onu önce siz dinleyin. Çocuğunuzu duyuyor musunuz yoksa dinliyor musunuz?Dinlerken anlamaya çalışın. Dinlemenin zor bir sanat olduğunu ve iletişime giden en doğru yolun dinlemekten geçtiğini unutmayın.
“Çocuklarınızın yaşadığı sıkıntıları, can kulağıyla dinlemekten hiçbir zaman vazgeçmeyin.”
• Duygularınızı sade bir dille ifade edin. Yapmacık ve dolaylı cümleler kurmak için uğraşmayın. Anlatmak istediğiniz şeyi çocuk için karmaşık bir hale getirmeyin. O, sizin gibi kelimelerin farklı anlamlarını düşünmeyebilir.
• Konuşmalar, karşılıklı saygı, sevgi, takdir ve teşvik eder mahiyette olmalıdır.. İyi dinlemek pratik olmayı, empatiyi, en önemlisi kendinizi tanımayı ve diğer kişi adına gerçekten saygı duymayı gerektiren bir beceridir. Çocuğunuza, onu dikkatli dinlemekten ve "Ne demek istediğini biliyorum", "Anlıyorum", "Harika", "Aman Allah’ım!", "Öyle mi?", "Ne kadar güzel!" gibi sözler söylemekten daha güzel bir güvence veremezsiniz.
• Onları yargılamadan dinlemeliyiz. Pek çoğumuz, çocuklarımızla ve aile fertleriyle yaşadığımız duygusal olaylarda önceden yaşadıklarımızla yargılar, onları dinlemeden, dinlemenin önemine ve gereğine inanmadan kararı veririz. .
• Gençlerle iletişim kurarken durup düşünmeyi bilmeliyiz. Çocuklarınız ile kurduğumuz ilişkilerde de mutlaka dinlemesini öğrenmeli, gerektiği yerlerde tepki vermeden önce durup tekrar düşünmeli ve fikrimizi sonra söylemeliyiz. Hayatta hepimiz bir takım olaylar karşısında acele karar vermek durumunda kalmışızdır. Nasıl ki bir arabada fren pedalı olmasından çok, o pedalı zamanında kullanmak önemliyse, olaylar karşısında da soğukkanlı olmak ve "Ah! Keşke çocuğuma şunları söylemeseydim" durumuna düşmeden önce, etki ile tepki arasındaki zamanı kullanmak, çok önemlidir.
Unutmayın, çocuklarınızı siz dinlemezseniz; onlar kendilerini dinleyecek birilerini mutlaka bulurlar. Ama bu kişiler toplum için ve çocuklarınız için ne kadar yararlıdır, onu bilemezsiniz. Köşe başlarındaki sokak çocuklarının en çok güvendiği kişiler kendilerini can kulağıyla dinleyen diğer sokak çocuklarıdır. Çocuklarınızı başkaları dinlemeden siz dinleyin. Çocuğunuz önce size güvensin!
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı