Düğün nasıl olmalı?
Düğün, nişan merasimlerinde esas olan haram işlememektir. Haram işlememek şartıyla mahalli adetlere uygunher türlü merasim yapılabilir. Kadınlar kendi aralarında def çalıp oynayabilir. Düğünde içki vermek çalgı çalmak kadın- erkek karışık olmak haramdır. Osmanlılar zamanında,düğün yemeği perşem günü ve gecesinde verilir o gece yani cuma gecesi zifafa girilirdi.Yatsı namazından sonra hoca efendi ile beraber, mahallenin ileri gelenleri,damadın yakınları damadı evine götürür, evde Kur'an-ı kerim okunup dua edildikten sonra evden ayrılırlardı.
Düğünde, az veya çok ziyafet vermek sünnettir. Resul-i ekrem aleyhisselam evlendiği zaman, ziyafet vermiş. Eshab-ı kiramdan olan Abdurrahman İbn Avf'a evlenince, "Bir koyun kesmek sureti ile de olsa ziyafet ver" buyurmuştur.
Düğünde, zenginleri de, fakirleri de davet etmelidir. Resulullah aleyhisselam: "O düğün ziyafeti ne kötü bir ziyafettir ki, zenginler davet edilir de, fakirler mahrum bırakılır" buyurmuştur.
Günah işlenmeyen düğünlere icabet etmek vacip ise de, yemek yemek mecburiyeti yoktur. Diğer davetler sünnettir. Düğünde içki, çalgı gibi dinen yasak olunan şeyler yapılıyorsa, icabet edilmez. Eğer,uygun olmayan şeylere müdahale etmeye gücü yetiyorsa müdahale eder. Topluluğa, alimlerden, salihlerden olan biri gelince, hürmeten ayağa kalkmalıdır.
Bir hadis-i şerif'te şöyle zikredilmiştir: "Ziyafete davetsiz giden, hırsız gibi girer, yağmacı olarak çıkar." Ziyafet sahibi, davetsiz gelenleri de gönül hoşluğu ile kabul ediyorsa, izinsiz gitmekte beis yoktur. Davetliler giderken ev sahibi, misafirlerini kapıya kadar uğurlamalı, gidenler de ev sahibinden izin istemelidirler.
Bir kimsenin evine misafir giden, eve girerken de, çıkarken de selam vermelidir. İzin almadan eve girmemelidir. Davet edenler, iki veya daha fazla olursa, en evvel davet edene veya yakın olana gitmelidir. Davet olunan kimse davet yerinde dine muhalif bir halden veya haram ve yasaklanmış eğlencelerden şüphelense veyahut yol uzak, sahibi de fasıklardan biri ise, davete gitmek vacip değildir.
Gerek düğün sahibi, gerekse herhangi bir kimse, haramdan hediye kabul etmemelidir. Bir adamın malının çoğu haram değilse, onun hediyesini kabul etmek caizdir.
Kadınların düğünde evde kendi aralarında eğlenmeleri def çalıp oynamaları caizdir.Erkeklerin oynamaları,eğlenmeleri uygun değildir.Gelinin gelinliği iç kıyafet olduğu ve dini açıdan uygun olmadığı için eskiden yabancı erkeklere gösterilmez,dışarı gelinlikle çıkartılmazdı..
Zifaf (gerdek)adabı: Her şeyin adabı olduğu gibi, ailesine yakın olmanın da adabı vardır:
İlk gece kız erkek Allah rızası için iki rekat namaz kılıp namazdan sonra, evliliğin haklarında hayırlı olması için Cenab-ı hakka niyaz etmelidir. Sonra oturup sohbet etmeli fazla olmamak şartıyla ufak tefek şeyler yiyerek varsa heyecan yatıştırılmalıdır. Yatağa girmede acele etmemelidir. Cimada ,yani cinsi münasebet esnasında üstleri kapalı olmalıdır. Üstleri açık olarak yapılan cimadan hasıl olacak çocuk hayasız olur. Çok yaygın olan, mutlaka ilk gece nitece alınma arzusu çok yanlıştır. Bir genç kız o yaşa kadar ilk gecinin korku ve hecanı ile gelir. Bu gecede yapılacak güzel bir hareket bir ömür boyu unutulmaz. Yine bu gecede yapılan yanlış bir hareket bir ömür boyu üzülerek hatırlanır. Bunun için işi aceleye getirmemeli, psikolojik açıdan kız rahat değil ise ertesi güne tehir etmek çok isabetli bir hareket olur. Erkek tek taraflı olarak egoistce hareket etmemelidir. Dinimizde yeri olmayan, bazı yerlerde yapılan çarşaf kontrolü çok çirkin bir adettir. Buna müsaade etmemelidir. Doktorlar, az da olsa ilk temasta kan gelmeyebileceğini bildirmektedirler.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:
"Sizden biriniz hayvanların yaptığı gibi, şakalaşmadan, konuşmadan, öpmeden ailesi ile birleşmesin."
Bu konuda uzmanlar şu tavsiyede bulunmaktadırlar:
"Tam bir şehvetle meydana gelecek çocuk gürbüz olur. Aynı zamanda kadının da nefsinin tatmin edilmiş olur. Kadının nefsi tatmin edilmeyince, zinaya sevkedilmiş olur. Acele etmemeli, kadının da rahatlaması tatmin olması beklenmelidir.Kadının tatmin olması erkeğe göre daha geç olur.
Bu da ancak cimanın,münasebetin uzatılması ile sağlanabilir. Erkek boşalma olacağını hissettiğinde zihnini başka şeylerle meşgul eder, konuyu dağıtırsa mesela ertesi gün yapacağı işleri, alacağını vereceğini düşünürse konuyu dağıtmış ve boşalmayı geciktirmiş olur. Boşalınca da hemen bırakmamalıdır, kadınının da boşalmasını beklemelidir. Böylece kadının da rahatlamasına imkan vermiş olur. Bu çok önemlidir. Birçok yuvanın yıkılmasının, aile huzurunun bozulmasının altında bu husus yatar. Ömründe hiç orgazm, tatmin olmamış milyonlarca kadın vardır. Bunun için bu husus ihmal edilmemelidir."
Zaten hadis-i şerifte de bu hususun önemi açıkca ifade edilmektedir.
Karın tok olmamalıdır. Yemeği tamamı ile hazmedip, bedeni ne pek sıcak, ne de pek soğuk olmalı. Şehveti tam kıvama geldiğinde cimada bulunmalıdır.
Cima'da şu faydalar vardır: Bedeni kuvvetli, kalbi mesrur, aklı ziyade yapar.Cima' mahallinde çocuk bulunmalıdır.
Bir adam, karısının güzel olduğunu başkasına söylememeli, kadın da gördüğü güzel kadınları kocasına açmamalıdır. Çünkü, bu gibi sözler fitneye sebep olur.
Kadın ve erkek arasındaki sırları, fayda umulmadıkça söylemek mekruhtur.
Fazla cinsi münasebet hem bedene, hem de göze zafiyet getirir. Hz. Ali : "İtidal üzere olan cima'da, , gözlere nur, bedene kuvvet sağlanır", demiştir.
Her şehvetin neticesi, kalbi kararttığı ve bunalttığı halde, meşru olarak yapılan cima,cinsi münasebet, kalbde ferahlık, ruh ve bedende sükunet ve rahatlık temin eder. Cimadan asıl maksad, nesil üretme gayesidir ve bundaki zevk de, böyle bir maksada binaen lütf-i İlahi olarak verilmiştir.
Âdabına riayet ederek cimada bulunan eşler, bununla ibadet sevabı da kazanır. Nikahlı olarak yapılan beraberliğe "cima" denir; nikahsız olana "zina" denir. Kadının meşru mazeretsiz olarak ilişkiyi kabul etmemesi büyük günahtır. İhtiyaç olduğunda, kadın hayz halinde iken de, öpmekte okşamakta, diz ile göbek arası dışındaki yerlerinden istifade ederek boşalmakta mahzur yoktur.. Bir kavle göre de, yalnız edep yerinden istifade edilemez, baldırlardan istifade edilebilir..
Şunlara dikkat etmek iyi olur:
1- Cimaya Euzü-Besmele'yle başlamalıdır. Niyeti kendini ve hanımını zinadan korumak ve hayırlı evlat yetiştirmek olmalıdır!
2- Cima başlamadan önce, kadınla kafi miktarda oynaşmak ve kadında kuvvetli bir arzu belirdikten sonra başlamak gerekir. Böyle bir başlangıç olmadan cimada bulunmanın, kadın için cefa olacağı hadis-i şerifte belirtilmiştir.
3- Cima anında acele etmemeli, kadının tatmin olmasını da beklemelidir!
4- Cima bitince hemen çekilmemeli, biraz daha birlikte kalmalı; kadının zevkinin ifası için bir miktar daha beklemelidir.
5- Cimadan sonra tekrar beraber olmak veya uyumak için, hemen avret yerlerini yıkamak faydalıdır. Ayrıca abdest almak veya gusletmek lazım değilse de iyi olur.
Cimanın pazartesi ve cum'a geceleri olması iyidir. Diğer geceler de caizdir.
Cimada şunları yapmamak iyi olur:
1- Cima esnasında kıbleye ayaklar kıble istikametinde olmamalıdır.
2- Yorgan ve benzeri bir örtü olmadan, açık olarak çırılçıplak cima etmemelidir.
3- Tam cima halindeyken konuşmak, gülmek, sesi yükseltmek uygun değildir. Bu halin çocuk için konuşma aksaklığına sebep olacağı söylenmiştir. Bu konuşmalar, cima zevkini kısar ve tatsızlık doğurur. Konuşma ve fısıldaşmalar, başlangıç sırasında olmalıdır.
4- Eşinin ve kendinin avret uzvuna bakmamalıdır. İhtiyaç halinde karı koca birbirine tepeden tırnağa bakabilir.Haram değildir.
5- Kameri ayların ilk, orta ve son gecelerinde cima etmemek iyi olur.İhtiyaç olursa, şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadında şehvetle bakma tehlikesi varsa cima etmek lazım olur. Eşler arasında geçen cinsi ilişkilerle ilgili mahrem sırların başkalarına ifşa edilip yayılması haramdır.
Bazı adab kitablarında, cima vakitleriyle ilgili zamanlardan ve bu vakitlerin doğacak çocuklar üzerindeki te'sirlerinden bahsedilmiştir. Bunlar dini bakımdan uyulması gereken bağlayıcı hükümlerden değildir. Fakat bahsedilen vakitlerin gözetilmesi zararlı olmaz, faydalı olur.
Cima için tavsiye edilen vakitler: Pazartesi, salı, perşembe, cum'a geceleri ve gündüz öğleden önce. Tavsiye edilmeyen vakitler: 1- Hafta içinde pazar gecesi ve çarşamba gecesidir. 2- Kameri aylarının birinci, onbeşinci ve sonuncu geceleri. 3- Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri, 4- Berat gecesi; 5- Yola çıkılacak gece; 6- Gündüz öğleden sonra.
Bunlar da bir tavsiyedir. Şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadında şehvetle bakma tehlikesi varsa mekruh olmaz. Bilakis beraber olmak lazım olur. Güne, zamana bakılmaz. Cima için münasib görülmeyen haller: 1- Zevcenin rızası yoksa. 3- Abdesti sıkışıksa.4- Fazla tok, hasta ve yorgun ise. 5- Çok soğuk ve çok sıcaksa.
Kendini haramdan korumaya, halal ile yetinmeye niyet etmeli, cima ederken şeytandan Allahü teâlâ'ya sığınıp, (Bismillahi Allahümme cennibna-ş-şeytane ve cennibi-ş-şeytane ma razaktena) demelidir. Bu durumda hamile kalırsa, şeytan ona zarar vermez.
Pek yaşlı bir kadınla, çok küçük yaşta bir kızla ve hasta kadınla cima' etmemelidir. Kadıla hayz (aybaşı hali), nifas (lohusalık) halinde münasebette bulunmak haramdır. Helal olduğuna inanan, dinden çıkar, kafir olur.
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:
"Bir kimse, karısıyla dübüründen (arkasından) cima' etse, Allahü teâlâ ve melekleri ona lanet ederler ve Allah'ın rahmetine ulaşamaz."
Lezbiyencilik, kadının, kadınla münasebeti de asla caiz değildir. Böyle yapan kadınlar, zina yapmış olurlar. Oral yol ile muamele de dinimizce uygun görülmeyen çirkin bir şeydir.
Erkek ve kadın cima'dan sonra elini ve uzvunu yıkamalıdırlar.
Çocuk olmaması için tetbir almakta bir mahzur yoktur.Hatta tetbir almak ihtiyaç haline gelmiştir. Çünkü, zamanımızda islam terbiyesinde çocuk yetiştirmek zorlaşmıştır, hatta imkanmiz hale gelmiştir.
Düğünde, az veya çok ziyafet vermek sünnettir. Resul-i ekrem aleyhisselam evlendiği zaman, ziyafet vermiş. Eshab-ı kiramdan olan Abdurrahman İbn Avf'a evlenince, "Bir koyun kesmek sureti ile de olsa ziyafet ver" buyurmuştur.
Düğünde, zenginleri de, fakirleri de davet etmelidir. Resulullah aleyhisselam: "O düğün ziyafeti ne kötü bir ziyafettir ki, zenginler davet edilir de, fakirler mahrum bırakılır" buyurmuştur.
Günah işlenmeyen düğünlere icabet etmek vacip ise de, yemek yemek mecburiyeti yoktur. Diğer davetler sünnettir. Düğünde içki, çalgı gibi dinen yasak olunan şeyler yapılıyorsa, icabet edilmez. Eğer,uygun olmayan şeylere müdahale etmeye gücü yetiyorsa müdahale eder. Topluluğa, alimlerden, salihlerden olan biri gelince, hürmeten ayağa kalkmalıdır.
Bir hadis-i şerif'te şöyle zikredilmiştir: "Ziyafete davetsiz giden, hırsız gibi girer, yağmacı olarak çıkar." Ziyafet sahibi, davetsiz gelenleri de gönül hoşluğu ile kabul ediyorsa, izinsiz gitmekte beis yoktur. Davetliler giderken ev sahibi, misafirlerini kapıya kadar uğurlamalı, gidenler de ev sahibinden izin istemelidirler.
Bir kimsenin evine misafir giden, eve girerken de, çıkarken de selam vermelidir. İzin almadan eve girmemelidir. Davet edenler, iki veya daha fazla olursa, en evvel davet edene veya yakın olana gitmelidir. Davet olunan kimse davet yerinde dine muhalif bir halden veya haram ve yasaklanmış eğlencelerden şüphelense veyahut yol uzak, sahibi de fasıklardan biri ise, davete gitmek vacip değildir.
Gerek düğün sahibi, gerekse herhangi bir kimse, haramdan hediye kabul etmemelidir. Bir adamın malının çoğu haram değilse, onun hediyesini kabul etmek caizdir.
Kadınların düğünde evde kendi aralarında eğlenmeleri def çalıp oynamaları caizdir.Erkeklerin oynamaları,eğlenmeleri uygun değildir.Gelinin gelinliği iç kıyafet olduğu ve dini açıdan uygun olmadığı için eskiden yabancı erkeklere gösterilmez,dışarı gelinlikle çıkartılmazdı..
Zifaf (gerdek)adabı: Her şeyin adabı olduğu gibi, ailesine yakın olmanın da adabı vardır:
İlk gece kız erkek Allah rızası için iki rekat namaz kılıp namazdan sonra, evliliğin haklarında hayırlı olması için Cenab-ı hakka niyaz etmelidir. Sonra oturup sohbet etmeli fazla olmamak şartıyla ufak tefek şeyler yiyerek varsa heyecan yatıştırılmalıdır. Yatağa girmede acele etmemelidir. Cimada ,yani cinsi münasebet esnasında üstleri kapalı olmalıdır. Üstleri açık olarak yapılan cimadan hasıl olacak çocuk hayasız olur. Çok yaygın olan, mutlaka ilk gece nitece alınma arzusu çok yanlıştır. Bir genç kız o yaşa kadar ilk gecinin korku ve hecanı ile gelir. Bu gecede yapılacak güzel bir hareket bir ömür boyu unutulmaz. Yine bu gecede yapılan yanlış bir hareket bir ömür boyu üzülerek hatırlanır. Bunun için işi aceleye getirmemeli, psikolojik açıdan kız rahat değil ise ertesi güne tehir etmek çok isabetli bir hareket olur. Erkek tek taraflı olarak egoistce hareket etmemelidir. Dinimizde yeri olmayan, bazı yerlerde yapılan çarşaf kontrolü çok çirkin bir adettir. Buna müsaade etmemelidir. Doktorlar, az da olsa ilk temasta kan gelmeyebileceğini bildirmektedirler.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:
"Sizden biriniz hayvanların yaptığı gibi, şakalaşmadan, konuşmadan, öpmeden ailesi ile birleşmesin."
Bu konuda uzmanlar şu tavsiyede bulunmaktadırlar:
"Tam bir şehvetle meydana gelecek çocuk gürbüz olur. Aynı zamanda kadının da nefsinin tatmin edilmiş olur. Kadının nefsi tatmin edilmeyince, zinaya sevkedilmiş olur. Acele etmemeli, kadının da rahatlaması tatmin olması beklenmelidir.Kadının tatmin olması erkeğe göre daha geç olur.
Bu da ancak cimanın,münasebetin uzatılması ile sağlanabilir. Erkek boşalma olacağını hissettiğinde zihnini başka şeylerle meşgul eder, konuyu dağıtırsa mesela ertesi gün yapacağı işleri, alacağını vereceğini düşünürse konuyu dağıtmış ve boşalmayı geciktirmiş olur. Boşalınca da hemen bırakmamalıdır, kadınının da boşalmasını beklemelidir. Böylece kadının da rahatlamasına imkan vermiş olur. Bu çok önemlidir. Birçok yuvanın yıkılmasının, aile huzurunun bozulmasının altında bu husus yatar. Ömründe hiç orgazm, tatmin olmamış milyonlarca kadın vardır. Bunun için bu husus ihmal edilmemelidir."
Zaten hadis-i şerifte de bu hususun önemi açıkca ifade edilmektedir.
Karın tok olmamalıdır. Yemeği tamamı ile hazmedip, bedeni ne pek sıcak, ne de pek soğuk olmalı. Şehveti tam kıvama geldiğinde cimada bulunmalıdır.
Cima'da şu faydalar vardır: Bedeni kuvvetli, kalbi mesrur, aklı ziyade yapar.Cima' mahallinde çocuk bulunmalıdır.
Bir adam, karısının güzel olduğunu başkasına söylememeli, kadın da gördüğü güzel kadınları kocasına açmamalıdır. Çünkü, bu gibi sözler fitneye sebep olur.
Kadın ve erkek arasındaki sırları, fayda umulmadıkça söylemek mekruhtur.
Fazla cinsi münasebet hem bedene, hem de göze zafiyet getirir. Hz. Ali : "İtidal üzere olan cima'da, , gözlere nur, bedene kuvvet sağlanır", demiştir.
Her şehvetin neticesi, kalbi kararttığı ve bunalttığı halde, meşru olarak yapılan cima,cinsi münasebet, kalbde ferahlık, ruh ve bedende sükunet ve rahatlık temin eder. Cimadan asıl maksad, nesil üretme gayesidir ve bundaki zevk de, böyle bir maksada binaen lütf-i İlahi olarak verilmiştir.
Âdabına riayet ederek cimada bulunan eşler, bununla ibadet sevabı da kazanır. Nikahlı olarak yapılan beraberliğe "cima" denir; nikahsız olana "zina" denir. Kadının meşru mazeretsiz olarak ilişkiyi kabul etmemesi büyük günahtır. İhtiyaç olduğunda, kadın hayz halinde iken de, öpmekte okşamakta, diz ile göbek arası dışındaki yerlerinden istifade ederek boşalmakta mahzur yoktur.. Bir kavle göre de, yalnız edep yerinden istifade edilemez, baldırlardan istifade edilebilir..
Şunlara dikkat etmek iyi olur:
1- Cimaya Euzü-Besmele'yle başlamalıdır. Niyeti kendini ve hanımını zinadan korumak ve hayırlı evlat yetiştirmek olmalıdır!
2- Cima başlamadan önce, kadınla kafi miktarda oynaşmak ve kadında kuvvetli bir arzu belirdikten sonra başlamak gerekir. Böyle bir başlangıç olmadan cimada bulunmanın, kadın için cefa olacağı hadis-i şerifte belirtilmiştir.
3- Cima anında acele etmemeli, kadının tatmin olmasını da beklemelidir!
4- Cima bitince hemen çekilmemeli, biraz daha birlikte kalmalı; kadının zevkinin ifası için bir miktar daha beklemelidir.
5- Cimadan sonra tekrar beraber olmak veya uyumak için, hemen avret yerlerini yıkamak faydalıdır. Ayrıca abdest almak veya gusletmek lazım değilse de iyi olur.
Cimanın pazartesi ve cum'a geceleri olması iyidir. Diğer geceler de caizdir.
Cimada şunları yapmamak iyi olur:
1- Cima esnasında kıbleye ayaklar kıble istikametinde olmamalıdır.
2- Yorgan ve benzeri bir örtü olmadan, açık olarak çırılçıplak cima etmemelidir.
3- Tam cima halindeyken konuşmak, gülmek, sesi yükseltmek uygun değildir. Bu halin çocuk için konuşma aksaklığına sebep olacağı söylenmiştir. Bu konuşmalar, cima zevkini kısar ve tatsızlık doğurur. Konuşma ve fısıldaşmalar, başlangıç sırasında olmalıdır.
4- Eşinin ve kendinin avret uzvuna bakmamalıdır. İhtiyaç halinde karı koca birbirine tepeden tırnağa bakabilir.Haram değildir.
5- Kameri ayların ilk, orta ve son gecelerinde cima etmemek iyi olur.İhtiyaç olursa, şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadında şehvetle bakma tehlikesi varsa cima etmek lazım olur. Eşler arasında geçen cinsi ilişkilerle ilgili mahrem sırların başkalarına ifşa edilip yayılması haramdır.
Bazı adab kitablarında, cima vakitleriyle ilgili zamanlardan ve bu vakitlerin doğacak çocuklar üzerindeki te'sirlerinden bahsedilmiştir. Bunlar dini bakımdan uyulması gereken bağlayıcı hükümlerden değildir. Fakat bahsedilen vakitlerin gözetilmesi zararlı olmaz, faydalı olur.
Cima için tavsiye edilen vakitler: Pazartesi, salı, perşembe, cum'a geceleri ve gündüz öğleden önce. Tavsiye edilmeyen vakitler: 1- Hafta içinde pazar gecesi ve çarşamba gecesidir. 2- Kameri aylarının birinci, onbeşinci ve sonuncu geceleri. 3- Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri, 4- Berat gecesi; 5- Yola çıkılacak gece; 6- Gündüz öğleden sonra.
Bunlar da bir tavsiyedir. Şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadında şehvetle bakma tehlikesi varsa mekruh olmaz. Bilakis beraber olmak lazım olur. Güne, zamana bakılmaz. Cima için münasib görülmeyen haller: 1- Zevcenin rızası yoksa. 3- Abdesti sıkışıksa.4- Fazla tok, hasta ve yorgun ise. 5- Çok soğuk ve çok sıcaksa.
Kendini haramdan korumaya, halal ile yetinmeye niyet etmeli, cima ederken şeytandan Allahü teâlâ'ya sığınıp, (Bismillahi Allahümme cennibna-ş-şeytane ve cennibi-ş-şeytane ma razaktena) demelidir. Bu durumda hamile kalırsa, şeytan ona zarar vermez.
Pek yaşlı bir kadınla, çok küçük yaşta bir kızla ve hasta kadınla cima' etmemelidir. Kadıla hayz (aybaşı hali), nifas (lohusalık) halinde münasebette bulunmak haramdır. Helal olduğuna inanan, dinden çıkar, kafir olur.
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:
"Bir kimse, karısıyla dübüründen (arkasından) cima' etse, Allahü teâlâ ve melekleri ona lanet ederler ve Allah'ın rahmetine ulaşamaz."
Lezbiyencilik, kadının, kadınla münasebeti de asla caiz değildir. Böyle yapan kadınlar, zina yapmış olurlar. Oral yol ile muamele de dinimizce uygun görülmeyen çirkin bir şeydir.
Erkek ve kadın cima'dan sonra elini ve uzvunu yıkamalıdırlar.
Çocuk olmaması için tetbir almakta bir mahzur yoktur.Hatta tetbir almak ihtiyaç haline gelmiştir. Çünkü, zamanımızda islam terbiyesinde çocuk yetiştirmek zorlaşmıştır, hatta imkanmiz hale gelmiştir.
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı