Roller ve sorumluluklar açık ve adil mi?
"Ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun, her sosyal grup yetkilerini belirlemeli ve üyelerine gücünü, konumunu ve sorumluluklarını açıklamalıdır."
Stanley Coppersmith
Toplumda ailenin rolü değiştiği gibi, günlük yaşamda da aile bireylerinin rolü değişmektedir. Bu roller her ailede farklı olabileceği gibi, aynı ailenin değişen gereksinimlerine göre de farklılık gösterebilir.
Bu roller açıklıkla ve düzenli olarak belirlenir ve tartışılırsa, duygusal anlamda kimse zarar görmez. Örneğin, evli çiftlere psikolojik danışmanlık hizmeti verenlerin söylediğine göre, çiftlerin kafasında, erkeğin ve bugünkü "özgür" kadının rolleri ve sorumlulukları farklı olarak algılanıyormuş ve bu roller ve sorumluluklarla ilgili olarak farklı beklentiler varmış. Düş kırıklığı ve öfke gibi duygular su üstüne çıktığında ise, en çok zarar gören çocuklardır. Öncelikle, çocuklar bilinçsiz olarak bir "intikam" alma şekli ("kusursuz bir eş/sevgili olamayabilirim, ama iyi bir anne/babayım") olarak kullanılır. Ayrıca, çocuklar öyle savunmasız bir durumdadır ki, anababaların öfkesi bir çıkış yolu aradığında, çocuklar kaçınılmaz bir biçimde hedef oluşturur.
Yine ailelere danışmanlık hizmeti verenlerin söylediğine göre, çocukların aile içindeki rolleri ve sorumlulukları ile ilgili olarak hem anababaların, hem de çocukların kafasında farklı beklentiler varmış. (Abla ve ağabeyler küçüklerini korumak zorundadır.’ düşüncesi ile "Hiçbir çocuk anababalarının yaptığı işleri yapamaz." düşüncesi.)
Aile bireyleri arasında yetki ve sorumlulukların yaşa ve cinsiyete göre nasıl saptanacağını belirlemede tek seçenek, anababanın hiçbir şeye müdahale etmemesi değildir. Diğer alanlardaki pek çok başarılı ekip çalışması ve beraberlikte de olduğu gibi, ailedeki her bir bireyin güçlü ya da zayıf olduğu noktalara, yaşına ve becerilerine göre adil bir görev dağılımını demokratik bir biçimde yapabiliriz. Ancak, çocukların çok çabuk büyümesi nedeniyle, bu görev dağılımının sık sık gözden geçirilmesi gerekir. (Bence kusursuz anababalar "Bana artık böyle davranmayın. Ben artık bebek değilim!" sözlerini asla işitmemelidir.)
Stanley Coppersmith
Toplumda ailenin rolü değiştiği gibi, günlük yaşamda da aile bireylerinin rolü değişmektedir. Bu roller her ailede farklı olabileceği gibi, aynı ailenin değişen gereksinimlerine göre de farklılık gösterebilir.
Bu roller açıklıkla ve düzenli olarak belirlenir ve tartışılırsa, duygusal anlamda kimse zarar görmez. Örneğin, evli çiftlere psikolojik danışmanlık hizmeti verenlerin söylediğine göre, çiftlerin kafasında, erkeğin ve bugünkü "özgür" kadının rolleri ve sorumlulukları farklı olarak algılanıyormuş ve bu roller ve sorumluluklarla ilgili olarak farklı beklentiler varmış. Düş kırıklığı ve öfke gibi duygular su üstüne çıktığında ise, en çok zarar gören çocuklardır. Öncelikle, çocuklar bilinçsiz olarak bir "intikam" alma şekli ("kusursuz bir eş/sevgili olamayabilirim, ama iyi bir anne/babayım") olarak kullanılır. Ayrıca, çocuklar öyle savunmasız bir durumdadır ki, anababaların öfkesi bir çıkış yolu aradığında, çocuklar kaçınılmaz bir biçimde hedef oluşturur.
Yine ailelere danışmanlık hizmeti verenlerin söylediğine göre, çocukların aile içindeki rolleri ve sorumlulukları ile ilgili olarak hem anababaların, hem de çocukların kafasında farklı beklentiler varmış. (Abla ve ağabeyler küçüklerini korumak zorundadır.’ düşüncesi ile "Hiçbir çocuk anababalarının yaptığı işleri yapamaz." düşüncesi.)
Aile bireyleri arasında yetki ve sorumlulukların yaşa ve cinsiyete göre nasıl saptanacağını belirlemede tek seçenek, anababanın hiçbir şeye müdahale etmemesi değildir. Diğer alanlardaki pek çok başarılı ekip çalışması ve beraberlikte de olduğu gibi, ailedeki her bir bireyin güçlü ya da zayıf olduğu noktalara, yaşına ve becerilerine göre adil bir görev dağılımını demokratik bir biçimde yapabiliriz. Ancak, çocukların çok çabuk büyümesi nedeniyle, bu görev dağılımının sık sık gözden geçirilmesi gerekir. (Bence kusursuz anababalar "Bana artık böyle davranmayın. Ben artık bebek değilim!" sözlerini asla işitmemelidir.)
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı