Rahatlama
Çocuklarımızın duygularının sorumluluğunu üstlenmelerini başarabilirsek, gerektiğinde güvenli ve yapıcı bir şekilde rahatlamalarını da öğrenmelerine yardımcı oluruz.İnsan bir duyguyu yaşamaya başladığında, vücudunda fiziksel bir rahatlamanın olabilmesi için, hemen kimyasal bir değişim gerçekleşir. Örneğin:
- mutlu olduğumuz ya da heyecanlandığımız zaman kahkaha ya da çığlık atma
- sevgi duyduğumuz zaman, öpme ya da sarılma
- utandığımız zaman, kızarma ya da kıkırdama
- üzüldüğümüz ya da kırıldığımız zaman, sızlanma ya da gözyaşı
- korktuğumuz zaman ürperme, titreme ya da çığlık atma
- kızdığımız zaman, ayağı yere vurma ya da homurdanma.
Küçük çocukların büyük bir kısmı duygularını ifade etmekte güçlük çekmez, ama kültürel koşullanma kısa zamanda bunu yok eder. Eğer çocuk bu toplumda yaşayacaksa, elbette bu duyguların bir ölçüde kontrol edilebilmesi gerekir.
Fakat, bunun ölçüsü nedir? Düzenlediğim kurslara katılanların çoğu bu duygusal yumuşamayı ne zaman eyleme geçireceklerini bilemiyor. Alacakları tepkiyi bildikleri için bunu çok beceriksizce yaptıklarının farkındalar ve bunu "doğru" biçimde nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar. Toplumumuzda, çocukların duygusal becerilerini büyüklerini izleyerek ya da sınama yanılma yoluyla farkında olmadan öğrenecekleri gibi yanlış bir inanç vardır. Sonuçta ya model olarak aldıkları ana-babalarının da bunu becerememesinden ya da değişik kültürlerin kurallarına ve normlarına (örneğin, okul ve ev; ev ve bakıcının ailesi; hatta anne ve baba) maruz kaldıkları için, çocuklar bu beceriyi edinememektedirler.
Duygularıyla ilgili sosyal "gaflar yapmaları ya da duygularını gereğinden fazla baskılayan yetişkinleri örnek almaları konusunda çocuklarımızı korumamız tamamen mümkün olmasa da, elimizden gelen yardımı esirgemememiz gerekir. Hiç değilse duygusal olarak rahatlamanın önemini kavramaları gerekir.
Ne yapabiliriz?
1. Duyguları rahatlatmanın doğal bir şey olduğunu ve bu duyguları aşırı şekilde kontrol etmeye çalışmanın hem ruh, hem de beden sağlığına zarar vereceğini öğretin. Kendi deneyimlerinizden örnekler verin. Örneğin:
- Kızgınlık duygusu rahatlatılamazsa, baş ağrısına neden olur.
- Gözyaşı kontrol edilirse, sinüsler tıkanır.
- Heyecan ve endişe duyguları ifade edilmezse, mide kramplarına neden olur.
- Kızgınlık duygusu rahatlatılmazsa, sonuçta kavgaya neden olabilir.
- Korku ifade edilmezse, paniğe neden olur.
- Sıkıntı ya da sinir bozukluğu baskılanırsa, depresyona neden olur.
(Bu konuda yeterince bilginiz olmadığına inanıyorsanız, piyasada çok değişik kitaplar bulabilirsiniz. Eğer kendinizi çok çaresiz hissediyorsanız, bu konuda bir uzmandan yardım alabilirsiniz.)
2. Belli durumlarda başkalarını rahatsız etmemek ya da kırmamak için veya yapmamız gereken şeyin doğası gereği, duygularımızı fiziksel olarak rahatlatmayı ertelememiz ya da baskılamaya çalışmamız gerekir. (Bu özel durumlar çocuğunuzun yaşına ve kişiliğine, yaşadığınız kültüre ve değer yargılarınıza bağlıdır.)
3. Duygularını güvenli bir yerde rahatlatmalarını teşvik edin ve bunu nasıl yapabileceklerini örneklerle gösterin. (Örneğin, yastıkları yumruklamak, yastığına başını gömüp çığlık atmak, şarkı söylemek, dansetmek vs.)
- mutlu olduğumuz ya da heyecanlandığımız zaman kahkaha ya da çığlık atma
- sevgi duyduğumuz zaman, öpme ya da sarılma
- utandığımız zaman, kızarma ya da kıkırdama
- üzüldüğümüz ya da kırıldığımız zaman, sızlanma ya da gözyaşı
- korktuğumuz zaman ürperme, titreme ya da çığlık atma
- kızdığımız zaman, ayağı yere vurma ya da homurdanma.
Küçük çocukların büyük bir kısmı duygularını ifade etmekte güçlük çekmez, ama kültürel koşullanma kısa zamanda bunu yok eder. Eğer çocuk bu toplumda yaşayacaksa, elbette bu duyguların bir ölçüde kontrol edilebilmesi gerekir.
Fakat, bunun ölçüsü nedir? Düzenlediğim kurslara katılanların çoğu bu duygusal yumuşamayı ne zaman eyleme geçireceklerini bilemiyor. Alacakları tepkiyi bildikleri için bunu çok beceriksizce yaptıklarının farkındalar ve bunu "doğru" biçimde nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar. Toplumumuzda, çocukların duygusal becerilerini büyüklerini izleyerek ya da sınama yanılma yoluyla farkında olmadan öğrenecekleri gibi yanlış bir inanç vardır. Sonuçta ya model olarak aldıkları ana-babalarının da bunu becerememesinden ya da değişik kültürlerin kurallarına ve normlarına (örneğin, okul ve ev; ev ve bakıcının ailesi; hatta anne ve baba) maruz kaldıkları için, çocuklar bu beceriyi edinememektedirler.
Duygularıyla ilgili sosyal "gaflar yapmaları ya da duygularını gereğinden fazla baskılayan yetişkinleri örnek almaları konusunda çocuklarımızı korumamız tamamen mümkün olmasa da, elimizden gelen yardımı esirgemememiz gerekir. Hiç değilse duygusal olarak rahatlamanın önemini kavramaları gerekir.
Ne yapabiliriz?
1. Duyguları rahatlatmanın doğal bir şey olduğunu ve bu duyguları aşırı şekilde kontrol etmeye çalışmanın hem ruh, hem de beden sağlığına zarar vereceğini öğretin. Kendi deneyimlerinizden örnekler verin. Örneğin:
- Kızgınlık duygusu rahatlatılamazsa, baş ağrısına neden olur.
- Gözyaşı kontrol edilirse, sinüsler tıkanır.
- Heyecan ve endişe duyguları ifade edilmezse, mide kramplarına neden olur.
- Kızgınlık duygusu rahatlatılmazsa, sonuçta kavgaya neden olabilir.
- Korku ifade edilmezse, paniğe neden olur.
- Sıkıntı ya da sinir bozukluğu baskılanırsa, depresyona neden olur.
(Bu konuda yeterince bilginiz olmadığına inanıyorsanız, piyasada çok değişik kitaplar bulabilirsiniz. Eğer kendinizi çok çaresiz hissediyorsanız, bu konuda bir uzmandan yardım alabilirsiniz.)
2. Belli durumlarda başkalarını rahatsız etmemek ya da kırmamak için veya yapmamız gereken şeyin doğası gereği, duygularımızı fiziksel olarak rahatlatmayı ertelememiz ya da baskılamaya çalışmamız gerekir. (Bu özel durumlar çocuğunuzun yaşına ve kişiliğine, yaşadığınız kültüre ve değer yargılarınıza bağlıdır.)
3. Duygularını güvenli bir yerde rahatlatmalarını teşvik edin ve bunu nasıl yapabileceklerini örneklerle gösterin. (Örneğin, yastıkları yumruklamak, yastığına başını gömüp çığlık atmak, şarkı söylemek, dansetmek vs.)
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı