Çocuklarınıza onları ne kadar sevdiğinizi söyleyin
Anababası tarafından sevilen bir çocuk, kendini sevmeyi öğrenir. Bu artık bilinen bir gerçek, ama her terapist, sürekli olarak, değişik nedenlerle, bu çok değerli psikolojik armağandan nasibini almayan insanlarla karşı karşıya gelmektedir. Bu tür insanlardan başka, daha sıklıkla karşılaştığımız pek çok insanın yorumları ise şu doğrultuda olmaktadır:
"35 yaşıma gelinceye kadar babamın beni sevdiğini bilmiyordum. Bunu da üstelik kız kardeşimden öğrendim, babamdan değil."
"Annem herhalde bizleri çok seviyordu, çünkü bizler için hep fedakârlık yapardı. Ama yine de emin değilim, çünkü bunu bize hiçbir zaman ifade etmedi."
Bu tür şeyleri çok duymama karşın, her seferinde üzülüyorum. Sevginin gerektiği gibi ifade edilmemesini kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum ve bu durumu başkalarının da sıklıkla yaşaması da o kişinin çektiği acıyı azaltmıyor. Bence, bu insanların duygusal anlamda bu kadar incinmeleri çok gereksiz. Üstelik, ben bu anababaların çocuklarını sevdiğinden eminim, fakat duygularını iletmek konusunda yetersiz oldukları için, çocuklarının özgüven kazanmalarında ellerinde var olan bir gücü boşa harcadıklarını düşünüyorum.
İşte bu nedenle, çocuklarımıza duyduğumuz sevginin çok derin olmasının bir anlamı yok. Bu sevgiyi, "açıkça" ve "sık sık" dile getirmemiz gerekir. Çünkü, çocukların aklımızdan geçenleri bilmesi mümkün değildir.
Sevgimizi dile getirirken, mesajımızın doğru anlaşıldığımızdan emin olmalıyız. Sevgimizi:
1. açıklıkla (örneğin "Annesi ne kadar da çok severmiş" yerine "Seni seviyorum.")
2. uygun bir dille (örneğin sizin kendinizi rahat hissedeceğiniz ve çocuğunuzun yaşına ve kişiliğine uygun bir dil) ifade etmemiz gerekir. Eğer mesajımızı uygun bir dille iletemezsek, çocuğun benlik saygısını zedeleyebiliriz. Yetişkinlerin ve çocukların bazıları (özellikle de büyüdükçe) sevginin yalnızken, hatta bazen yazılı olarak ifade edilmesini tercih ederler.
"35 yaşıma gelinceye kadar babamın beni sevdiğini bilmiyordum. Bunu da üstelik kız kardeşimden öğrendim, babamdan değil."
"Annem herhalde bizleri çok seviyordu, çünkü bizler için hep fedakârlık yapardı. Ama yine de emin değilim, çünkü bunu bize hiçbir zaman ifade etmedi."
Bu tür şeyleri çok duymama karşın, her seferinde üzülüyorum. Sevginin gerektiği gibi ifade edilmemesini kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum ve bu durumu başkalarının da sıklıkla yaşaması da o kişinin çektiği acıyı azaltmıyor. Bence, bu insanların duygusal anlamda bu kadar incinmeleri çok gereksiz. Üstelik, ben bu anababaların çocuklarını sevdiğinden eminim, fakat duygularını iletmek konusunda yetersiz oldukları için, çocuklarının özgüven kazanmalarında ellerinde var olan bir gücü boşa harcadıklarını düşünüyorum.
İşte bu nedenle, çocuklarımıza duyduğumuz sevginin çok derin olmasının bir anlamı yok. Bu sevgiyi, "açıkça" ve "sık sık" dile getirmemiz gerekir. Çünkü, çocukların aklımızdan geçenleri bilmesi mümkün değildir.
Sevgimizi dile getirirken, mesajımızın doğru anlaşıldığımızdan emin olmalıyız. Sevgimizi:
1. açıklıkla (örneğin "Annesi ne kadar da çok severmiş" yerine "Seni seviyorum.")
2. uygun bir dille (örneğin sizin kendinizi rahat hissedeceğiniz ve çocuğunuzun yaşına ve kişiliğine uygun bir dil) ifade etmemiz gerekir. Eğer mesajımızı uygun bir dille iletemezsek, çocuğun benlik saygısını zedeleyebiliriz. Yetişkinlerin ve çocukların bazıları (özellikle de büyüdükçe) sevginin yalnızken, hatta bazen yazılı olarak ifade edilmesini tercih ederler.
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı