Ayrılıkları pozitif bir şekilde kabullenin
Bebeklerimizle "tel sarar" oynamaya başladığımız andan itibaren, onları ayrılığa hazırlamaya başlarız. Bu sürecin, çocuklarımız dış dünyada ayaklarının üzerinde kendileri duracak şekilde, kendine güvenli bir biçimde yaşamını sürdürmeye başlayana kadar çok yavaş bir hızla ve aşama aşama devam etmesi gerekir.
İdeal bir dünyada bu ayrılığın zamanı her çocuğa göre farklı olmalıdır. Oysa, günümüzün modern dünyasında çocukların uyması gereken sosyal normlar vardır. Örneğin, çocukların okula başlama ve bitirme yaşları bile yasalarla belirlenmiştir. Bu ayrılık zamanına uyum gösteremeyen çocukların bir "sorun"u olduğu düşünülür. (Böyle bir etiket çocuğun özgüvenine sadece zarar verir.) Gerçekte ise, bu durumda problem olan çocuk değil, anababasıdır. Ayrılık konusunda ortaya çıkan doğal endişe duygusuyla başedemeyen anababadır çünkü...
Bunun nedeninin, kendi gereksinimlerinizi tatmin etmek amacıyla çocuklarınızdan ayrılmak istemediğiniz olduğunu düşünmek istemiyorum. Bence, sadece ne yapacağınızı bilemediğiniz için, debelenip duruyorsunuz. Peki ne yapabilirsiniz?
Öncelikle, çocuğunuzun gereksinimlerini anlayabilmeniz için kaybettiğiniz özgüveninizi yeniden kazanın ve başkalarının öğütlerini bir yana bırakın. Özellikle de ortada bir anlaşmazlık varsa! (Örneğin, "3 yaşına gelmeden önce, çocuğu sakın bakıcı eline bırakma, çünkü ..." ya da "2 yaşına girmeden önce çocuğa bir bakıcı bul, çünkü ...")
ikinci olarak, çocuğunuzla yapması gereken hazırlıklar konusunda konuşmak üzere yeterince zaman ayırın ve aşağıda söz edeceğim konulara çok dikkat edin:
• Ayrılmadan günler, hatta haftalar önce, ayrılık konusunda (her ne nedenle olursa olsun) pozitif bir şekilde konuşmaya başlayın.
• Başka şeyler hakkında konuşurken, ayrılık sanki gerçekleşmiş gibi söz etmeye başlayın. ("Bayramda sen geldiğinde, biz de evi boyatmış oluruz.")
• Konuşmalarınızda, ayrılık olayı ile büyüme süreci arasında sürekli ilgi kurun.
• Çocuğunuzu başkalarıyla karşılaştırmaktan sakının (ilke çoktan ...maya başladı.) ve diğer çocukların da bunu yapmasını engelleyin. (Örneğin, "Anne, bak Nilgün hâlâ bebek. Ben altı yaşındayken çoktan ...)
• Başarılı olduğu konuları ona sürekli hatırlatın.
• Pozitif duygularınızı onunla paylaşın, fakat, kötü anılarınızı çok istiyorsanız, bir başka yetişkinle paylaşın, ama onunla asla (örneğin, 7 yaşında geçirdiğiniz ve kâbusunuz olan bademcik ameliyatınız).
• Çocuklarınızı gerçek yaşamda gidecekleri yerlere önceden götürün ya da bu yerlerin resimlerini gösterin (örneğin, okul, hastane, izci kampı, vs.).
• Ona bakacak kişinin ya da kreşin, ya fotoğrafını gösterin ya da bu kişilerle onu önceden tanıştırın. Ayrıca, mümkünse o kreşte bulunmuş bir çocukla tanışmasını sağlayın.
• Eğer ayrılık sadece bir gecelikse, çantasına seveceği şeyler koymayı unutmayın (örneğin, resimler, bir oyuncak, yeni bir giysi, üzerinde gerekli telefon numaralarının bulunduğu güzel bir kartpostal, vs.).
• Çocuğunuza rahatlama oyunlarını ve sembollerini hatırlatmayı unutmayın.
• O yokken yapacaklarınızı açık açık anlatın ve onu çok özleyeceğiniz ya da merak edeceğiniz gibi bir izlenim vermemeye çalışın.
• Ayrılıktan önce, mümkünse kısa bir deneme yapın (örneğin, bir gecelik bir ayrılık, yalnız seyahat etmesi ya da bahçede çadır kurmak).
• Döndüğünde anlatacaklarını heyecanla ve dört gözle beklediğinizi anlatın.
İdeal bir dünyada bu ayrılığın zamanı her çocuğa göre farklı olmalıdır. Oysa, günümüzün modern dünyasında çocukların uyması gereken sosyal normlar vardır. Örneğin, çocukların okula başlama ve bitirme yaşları bile yasalarla belirlenmiştir. Bu ayrılık zamanına uyum gösteremeyen çocukların bir "sorun"u olduğu düşünülür. (Böyle bir etiket çocuğun özgüvenine sadece zarar verir.) Gerçekte ise, bu durumda problem olan çocuk değil, anababasıdır. Ayrılık konusunda ortaya çıkan doğal endişe duygusuyla başedemeyen anababadır çünkü...
Bunun nedeninin, kendi gereksinimlerinizi tatmin etmek amacıyla çocuklarınızdan ayrılmak istemediğiniz olduğunu düşünmek istemiyorum. Bence, sadece ne yapacağınızı bilemediğiniz için, debelenip duruyorsunuz. Peki ne yapabilirsiniz?
Öncelikle, çocuğunuzun gereksinimlerini anlayabilmeniz için kaybettiğiniz özgüveninizi yeniden kazanın ve başkalarının öğütlerini bir yana bırakın. Özellikle de ortada bir anlaşmazlık varsa! (Örneğin, "3 yaşına gelmeden önce, çocuğu sakın bakıcı eline bırakma, çünkü ..." ya da "2 yaşına girmeden önce çocuğa bir bakıcı bul, çünkü ...")
ikinci olarak, çocuğunuzla yapması gereken hazırlıklar konusunda konuşmak üzere yeterince zaman ayırın ve aşağıda söz edeceğim konulara çok dikkat edin:
• Ayrılmadan günler, hatta haftalar önce, ayrılık konusunda (her ne nedenle olursa olsun) pozitif bir şekilde konuşmaya başlayın.
• Başka şeyler hakkında konuşurken, ayrılık sanki gerçekleşmiş gibi söz etmeye başlayın. ("Bayramda sen geldiğinde, biz de evi boyatmış oluruz.")
• Konuşmalarınızda, ayrılık olayı ile büyüme süreci arasında sürekli ilgi kurun.
• Çocuğunuzu başkalarıyla karşılaştırmaktan sakının (ilke çoktan ...maya başladı.) ve diğer çocukların da bunu yapmasını engelleyin. (Örneğin, "Anne, bak Nilgün hâlâ bebek. Ben altı yaşındayken çoktan ...)
• Başarılı olduğu konuları ona sürekli hatırlatın.
• Pozitif duygularınızı onunla paylaşın, fakat, kötü anılarınızı çok istiyorsanız, bir başka yetişkinle paylaşın, ama onunla asla (örneğin, 7 yaşında geçirdiğiniz ve kâbusunuz olan bademcik ameliyatınız).
• Çocuklarınızı gerçek yaşamda gidecekleri yerlere önceden götürün ya da bu yerlerin resimlerini gösterin (örneğin, okul, hastane, izci kampı, vs.).
• Ona bakacak kişinin ya da kreşin, ya fotoğrafını gösterin ya da bu kişilerle onu önceden tanıştırın. Ayrıca, mümkünse o kreşte bulunmuş bir çocukla tanışmasını sağlayın.
• Eğer ayrılık sadece bir gecelikse, çantasına seveceği şeyler koymayı unutmayın (örneğin, resimler, bir oyuncak, yeni bir giysi, üzerinde gerekli telefon numaralarının bulunduğu güzel bir kartpostal, vs.).
• Çocuğunuza rahatlama oyunlarını ve sembollerini hatırlatmayı unutmayın.
• O yokken yapacaklarınızı açık açık anlatın ve onu çok özleyeceğiniz ya da merak edeceğiniz gibi bir izlenim vermemeye çalışın.
• Ayrılıktan önce, mümkünse kısa bir deneme yapın (örneğin, bir gecelik bir ayrılık, yalnız seyahat etmesi ya da bahçede çadır kurmak).
• Döndüğünde anlatacaklarını heyecanla ve dört gözle beklediğinizi anlatın.
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı