Çocuğun Eğitiminde İlk Öğretmen Kimdir?
Çocukların eğitimi ile ilgili olarak bugüne kadar çok şey duymuş ve okumuştum. Bilhassa seneler önce Sızıntı dergisinde "Çocuklar alim olarak doğuyor" diye bir yazı okumuştum. Yazar, Amerikadaki ihtisası sırasında bazı profesörlerin, yeni doğmuş çocuklarla iletişim sağlamak için konuştuklarını ve bu konuşmaları çocukların kendilerine göre anladıklarını da ifade ettiklerini yazıyor, hatta çocukların anne karnında bile konuşulanlarla ilgilendiklerini ifade ediyordu. Biz bir ara STV'de Kur'an'ın bazı ayetleri üzerinde konunun mütehassısı bilim adamlarımızla sohbet programları yapıyorduk. Kur'an'da Kasas surasi'nin yedinci ayetinde geçen; Musa'nın annesine vahyettik ki: Onu (Musa'yı) emzir, başına bir şey gelmesinden korkuyorsan (bir sandık içinde) onu denize bırak."
Prof. İbrahim Erkal Bey bu meselenin üzerinde durmuş ve demişti ki: "Anne, bebeği emzirirken şöyle eğik tutar. O sırada çocuk annesinin yüzünü görür ve emmeye başlar . İşte Musa Aleyhisselam'ın annesine çocuğu önce emzir, sonra sandık içinde Nil'e bırak buyuruluyor. Çocuklar emme sırasında annesinin yüzünün fotoğrafını çekip kafasına nakşeder ve unutmaz. Sütü emince, annesinin ve sütün kokusu da iyice içine sinip yerleşir.
Daha sonra iki çeşit süt ayrı ayrı yastığa damlatılıp getirilse, çocuk annesine ait olanı hemen tanır. Zaten biz şimdi çocuk doğar doğmaz çıplak olarak annesinin kuçağına veriyoruz, vücutlarının temasını sağlıyoruz. İşte Kur'an'daki bu ifadenin sırrı şudur ki, Musa Aleyhisselam Nil Nehri'nden çıkarılıp Firavun'un sarayına getirildiği zaman, annesi gelinceye kadar hiçbir kadını emmedi. Ama annesi gelince hemen emmeye başladı. Çünkü ilk emzirmede şeklen onu tanımış, zihnine yerleştirmiş ve kokusunu hafızasına kazımıştı...."
Emzirme sitilinin bile çocuğun karakter yapısına tesir ettiği, mesala annenin bir telaş sebebiyle emen çocuğu aniden çekmesinin onun güven duyusundan mahrum, atılımcı ruhtan yoksun bir insan olmasına sebep olduğu artık tespit edilen gerçeklerdendir. Bu gün en gelişmiş çocuk yetiştirme metodlarına bakacak oursak, onlara daha 2.5 aylık iken sırf resimleri bulunan kitapları gösterip okuyormuş gibi yorumlar yapmanın, bir süre sonra da gerçekten onlara kitap okumanın çok faydalı olacağını, kelime hazinelerinin gelişmesiyle birlikte zekalarınında gelişeceğini, lise ve üniversite çağlarında bunun onların analiz güçlerini de fevkalade yükselteceğini anlarız. Yani bunlar uygulanıp neticesi alınmış çalışmalardır.
Çocuklara büyük insan muamelesi yapmak da onların, üretici bir anlayışla yetişip, özgürce davranarak kendi başlarına birşeyler ortaya koymalarını sağlıyor. Fakat bizde tam tersi oluyor. Hatta üniversitelerimizde bile bazı öğretim üyeleri çok yanlış bir tutum içinde bulunabiliyor.
Prof. İbrahim Erkal Bey bu meselenin üzerinde durmuş ve demişti ki: "Anne, bebeği emzirirken şöyle eğik tutar. O sırada çocuk annesinin yüzünü görür ve emmeye başlar . İşte Musa Aleyhisselam'ın annesine çocuğu önce emzir, sonra sandık içinde Nil'e bırak buyuruluyor. Çocuklar emme sırasında annesinin yüzünün fotoğrafını çekip kafasına nakşeder ve unutmaz. Sütü emince, annesinin ve sütün kokusu da iyice içine sinip yerleşir.
Daha sonra iki çeşit süt ayrı ayrı yastığa damlatılıp getirilse, çocuk annesine ait olanı hemen tanır. Zaten biz şimdi çocuk doğar doğmaz çıplak olarak annesinin kuçağına veriyoruz, vücutlarının temasını sağlıyoruz. İşte Kur'an'daki bu ifadenin sırrı şudur ki, Musa Aleyhisselam Nil Nehri'nden çıkarılıp Firavun'un sarayına getirildiği zaman, annesi gelinceye kadar hiçbir kadını emmedi. Ama annesi gelince hemen emmeye başladı. Çünkü ilk emzirmede şeklen onu tanımış, zihnine yerleştirmiş ve kokusunu hafızasına kazımıştı...."
Emzirme sitilinin bile çocuğun karakter yapısına tesir ettiği, mesala annenin bir telaş sebebiyle emen çocuğu aniden çekmesinin onun güven duyusundan mahrum, atılımcı ruhtan yoksun bir insan olmasına sebep olduğu artık tespit edilen gerçeklerdendir. Bu gün en gelişmiş çocuk yetiştirme metodlarına bakacak oursak, onlara daha 2.5 aylık iken sırf resimleri bulunan kitapları gösterip okuyormuş gibi yorumlar yapmanın, bir süre sonra da gerçekten onlara kitap okumanın çok faydalı olacağını, kelime hazinelerinin gelişmesiyle birlikte zekalarınında gelişeceğini, lise ve üniversite çağlarında bunun onların analiz güçlerini de fevkalade yükselteceğini anlarız. Yani bunlar uygulanıp neticesi alınmış çalışmalardır.
Çocuklara büyük insan muamelesi yapmak da onların, üretici bir anlayışla yetişip, özgürce davranarak kendi başlarına birşeyler ortaya koymalarını sağlıyor. Fakat bizde tam tersi oluyor. Hatta üniversitelerimizde bile bazı öğretim üyeleri çok yanlış bir tutum içinde bulunabiliyor.
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı