İnsan nasıl öğrenir?
Hayata merhaba dediğimiz, annemizin iç dünyasından onun kollarına terfi ettiğimiz, yani doğduğumuz andan itibaren öğrenmek zorunda olduğumuz ve öğrendiğimiz o kadar çok beceri, duygu, olay, bilgi, düşünce sistemi ve davranış örüntüsü var ki... Beynimizi bir bilgisayara benzetecek olursak denilebilir ki, oraya sürekli bilgi yüklüyor, gerekli olanları zamanı gelince anımsıyor, hayatımıza geçiriyoruz. Zihnimizde ve bilinçaltımızda kayıtlı, gerekli gereksiz yığınla bilgi var.
Yaşam boyunca öğrendiklerimizi birkaç başlık altında toplayabiliriz:
• İçgüdülerimizin motive etmesiyle öğrendiklerimiz;
• Model alma yoluyla öğrendiklerimiz;
• Kendi arzu ve isteğimizle öğrendiklerimiz;
• Öğrenmek zorunda olduğumuz için öğrendiklerimiz.
İçgüdülerimizin bizi motive etmesi sonucu doğal olarak öğrendiğimiz duygu ve davranışlarımıza bakacak olursak; karnımızın acıkması ve bunun sonucunda yemek yememiz, sevme ve sevilme ihtiyacımızın bizi tetiklemesiyle birilerini sevmemiz gibi davranışlarımızı görürüz.
Kendi arzu ve isteğimizle öğrendiklerimizin arasında; kendimizi geliştirmemiz için bilgi hazinemize kattığımız bilgi ve beceriler vardır. Daha iyi olmak, kendimizi daha iyi hissetmek, çevremiz tarafından daha çok onay görmek için, isteğimiz doğrultusunda öğrendiklerimizdir bunlar. Örneğin başarılı olmak, güzel olmak, yakışıklı olmak, etkileyici olmak gibi isteklerimizin sonucunda elde ettiğimiz bilgi ve beceriler...
Bir de öğrenmek zorunda olduğumuz için öğrendiklerimiz vardır ki, bunlara zorunluyuzdur: Okuma yazma öğrenmek, sınavlara çalışırken öğrendiğimiz bilgiler gibi...
Tüm bunların dışında bir de öğrenmek istemediğimiz ama hayatın bize zorla öğrettiği duygular var. Onlardan, kaçabildiğimiz kadar kaçarız. Örneğin ayrılık duygusunun verdiği acı, ölümün hissettirdiği çaresizlik gibi. Bu duygulan çevremizde birileri yaşadığı zaman, açıkçası biz asla ve asla yaşamak istemeyiz. Sevdiklerimizden ayrılacağımızı ve yakınlarımızın gün gelip de öleceğini aklımızın ucuna bile getirmekten kaçınırız. Ancak ne kadar kaçarsak kaçalım, bize acı veren, bizi mutsuz eden duyguları gün gelir yaşarız ve sonra bilinçaltımıza iterek unutmaya çalışırız.
Evet, öğrendiklerimizin arasında, daha çoğunu öğrenmek istediklerimiz, hiç farkında olmadan öğrendiklerimiz ve unutmak istediklerimiz var. Ruh sağlığımızı korumak ve iç dünyamızı dengede tutmak için, bizi mutlu edenlere dokunmaz ama bizi zedeleyenleri unutmaya çalışırız.
Yaşam boyunca öğrendiklerimizi birkaç başlık altında toplayabiliriz:
• İçgüdülerimizin motive etmesiyle öğrendiklerimiz;
• Model alma yoluyla öğrendiklerimiz;
• Kendi arzu ve isteğimizle öğrendiklerimiz;
• Öğrenmek zorunda olduğumuz için öğrendiklerimiz.
İçgüdülerimizin bizi motive etmesi sonucu doğal olarak öğrendiğimiz duygu ve davranışlarımıza bakacak olursak; karnımızın acıkması ve bunun sonucunda yemek yememiz, sevme ve sevilme ihtiyacımızın bizi tetiklemesiyle birilerini sevmemiz gibi davranışlarımızı görürüz.
Kendi arzu ve isteğimizle öğrendiklerimizin arasında; kendimizi geliştirmemiz için bilgi hazinemize kattığımız bilgi ve beceriler vardır. Daha iyi olmak, kendimizi daha iyi hissetmek, çevremiz tarafından daha çok onay görmek için, isteğimiz doğrultusunda öğrendiklerimizdir bunlar. Örneğin başarılı olmak, güzel olmak, yakışıklı olmak, etkileyici olmak gibi isteklerimizin sonucunda elde ettiğimiz bilgi ve beceriler...
Bir de öğrenmek zorunda olduğumuz için öğrendiklerimiz vardır ki, bunlara zorunluyuzdur: Okuma yazma öğrenmek, sınavlara çalışırken öğrendiğimiz bilgiler gibi...
Tüm bunların dışında bir de öğrenmek istemediğimiz ama hayatın bize zorla öğrettiği duygular var. Onlardan, kaçabildiğimiz kadar kaçarız. Örneğin ayrılık duygusunun verdiği acı, ölümün hissettirdiği çaresizlik gibi. Bu duygulan çevremizde birileri yaşadığı zaman, açıkçası biz asla ve asla yaşamak istemeyiz. Sevdiklerimizden ayrılacağımızı ve yakınlarımızın gün gelip de öleceğini aklımızın ucuna bile getirmekten kaçınırız. Ancak ne kadar kaçarsak kaçalım, bize acı veren, bizi mutsuz eden duyguları gün gelir yaşarız ve sonra bilinçaltımıza iterek unutmaya çalışırız.
Evet, öğrendiklerimizin arasında, daha çoğunu öğrenmek istediklerimiz, hiç farkında olmadan öğrendiklerimiz ve unutmak istediklerimiz var. Ruh sağlığımızı korumak ve iç dünyamızı dengede tutmak için, bizi mutlu edenlere dokunmaz ama bizi zedeleyenleri unutmaya çalışırız.
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı