Eşi ölen babalar
Lise yıllarımda sınıfta bir kız arkadaşımız vardı. Yanlış hatırlamıyorsam lise ikideydik. Çok sessiz bir kızdı, kimseyle uzun uzun konuştuğunu görmezdik. Bazı günler gömleği ve eteği ütüsüz değil ama buruşuk gelirdi. Dersleri ne çok iyiydi ne de çok kötü. Orta derecede bir öğrenciydi. Tenefüslerde sınıftan dışarı çıkmazdı ve hiçbir organizasyona katılmazdı. Sanki sınıfta sadece bedeni vardı, ruhu yok gibiydi. Ama her zaman güler yüzlüydü, kimseyle kavga etmezdi, hocalara çok saygılı davranırdı. O kıza her baktığımda, içinde hüzün olduğunu hissederdim. Ne kadar güler yüzlü olsa da yüreğinde büyük bir acı varmış gibi gelirdi bana.
O sene aramıza katılan bu kızı yakından tanımayı istiyordum ama tüm çabalarımı kibarca geri çeviriyordu, sanki benden ve herkesten kaçıyordu. Okulun ilk dönemi böyle geçtikten sonra, ikinci dönemde samimi olmaya başladık. Onunla arkadaş olduktan sonra, annesinin ölmüş olduğunu öğrenmiştim. Babası ve abisi ile beraber yaşıyorlardı. Annesini geçen sene kaybettikten sonra, yaşadıkları şehri değiştirmeye karar vermişler ve Ankara´ya yerleşmişlerdi. Babasının, abisinin ve kendisinin anılara dayanamadığını söylemişti.
Evdeki sorumlulukları paylaşmışlardı. Her gün sırayla biri yemek yapıyor, evi temizliyor ve ütü yapıyordu. Baba ütü yapmayı beceremediğinden, o ütü yaptığı günlerde hepsinin giysileri buruşuk oluyordu.
Arkadaşım sanki yaşça bizden büyük gibiydi, aslında aynı yaştaydık ama o yaşadığı olumsuz deneyimden sonra olgunlaşmış, ağırlaşmıştı. Yaşıtları eve gidip annesine karnının aç olduğunu söylerken, o eve gidip kimi gün yemek yapıyor, kimi gün de evi topluyordu. O arkadaşıma çok üzülürdüm. Bazı sabahlar gözleri şiş okula gelirdi. Belli ki, geceyi ağlayarak geçirirdi. O-kullar tatil olduktan sonra araya yaz tatili girmişti. Okullar yeniden açıldığında arkadaşımız yoktu. Okuldan ve Ankara´dan ayrıldıklarım öğrendik. Belli ki, anılardan kaçamamışlardı.
O zamanlar ben de "Neden?" diye sorardım. "Neden Allah onu annesiz bıraktı?" Ama bu bir isyan şeklinde olmazdı, sadece merak ederdim. Hâlâ, annesi olmayan çocukları gördüğümde "Neden?" sorusu aklımdan bir ışık hızıyla geçer. Gözlerim dolar, boğazım düğüm düğüm olur. Sonra da bunun nedenini, yaşarken asla öğrenemeyeceğimi düşünürüm. Hepimiz onun kuluyuz ve Allah´ın dediği olur diye düşünerek kendimi toparlamaya çalışırım. Aradan çok uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen, hâlâ o arkadaşım ve babasının çökmüş omuzlarla yürüyüşü gözümün önünden silinmez.
Eşi ölmüş babaların durumu gerçekten zor. Çünkü onlar anneler gibi çocuklarını büyütme konusunda pratik değiller. Hayatları bir anda karmakarışık oluveriyor ve ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
Bende eşimi yaklaşık 4,5 ay
Bende eşimi yaklaşık 4,5 ay önce kaybettim..3 yaşında oğlumla baş başa kaldık..dünya başıma yıkıldı..yaşayamayacağımı düşündüm..kendimi avutacak bişey bulamadığım gibi oğluma da babasının yerini dolduracak bişey bulamıyorum..zaten dünyadaki herşeyi serseler ne benim ne de onun acısı diner..
çocuk büyük sorumluluk..ama hep denir ya Allah kuluna taşıyamayacağı yükü vermezmiş..Allaha sığınmaktan başka çaremiz yok maalesef..verdiği acının sabrını da O veriyor..sonuçta hepimiz bi şekilde nefes alıyor, yaşıyoruz..
diğer boyutu da bilmiyoruz ama eğer Rabbim izin verirse sonsuz hayatımızda kavuşuruz inşallah..
12.12.2012 - Misafir