Annelik rolünü hayatınızın merkezi yapmayın
Bu başlık sakın sizi yanıltmasın. Anne olduktan sonra çöl doğal olarak, yepyeni sorumluluklar sizi bekliyor olacak ve sorumluluklarınızı sevgiyle ve içtenlikle yerine getirmelisiniz, Çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun ona zaman ayırmalı, sağlıklı iletişim kurmalı ve ona sevginizi hissettirmelisiniz. duygusal ihtiyaçlarım karşılamalı, ona destek olmalı, sınırla öğretmeli, okul yaşamında ona yardımcı olmalı, arkadaş ilişkilerini kontrol etmeli, fizik sağlığına özen göstermeli, ona yaşan öğretmelisiniz. Ancak tüm bunları yaparken evliliğinizi, kendinizi ve eşinizi de ihmal etmemelisiniz.
Anne rolünüz tüm yaşamınızı kapsamamak. Siz sadece anne değil, aynı zamanda arkadaş, evlat, dost, eş ve bireydir Bazı kadınlar anne olduktan sonra tüm yaşamlarını çocukla göre düzenlerler; evet, ilk yıllarda bu, olması gereken bir davranıştır. Ancak çocuğunuz büyüdükçe gerek onun kişilik gelişir açısından, gerekse sizin sosyal ve özel yaşamınız açısından çok da sağlıklı değildir. Çocukları büyüdüğü halde eşiyle sinemaya gitmeyen, baş başa bir hafta sonu geçirmeyen pek çok kadın var. Çocuğun nasıl ilgi ve sevgiye ihtiyacı varsa unutmayın ki, evliliğinizin de bakıma ihtiyacı var. Eşinizin ilgi ve sevgiye ihtiyacı var. Evde sürekli çocuğun peşinde maktan, çocuk büyüdüğü halde ona halen küçük bir bebek amelesi yapmaktan, eşiyle sohbet etmeyen, eşiyle iletişimi olmayan kadınlardan olmayın. İç dünyanızın tüm doyumunu çocuklarla karşılamaya kalkarsanız günün birinde kendinizi yapayalnız bulacağınızdan emin olun. Ergenlik dönemiyle birlikte çocuğunuz yavaş yavaş sizden kopmaya başlayacak, kendi sosyal çevresini kuracak, arkadaşlarına daha çok zaman ayıracaktır. Liseyi bitirip üniversite dönemine başladığında ise siz ona ancak istediği zaman rehberlik eden bir anne konumunda olacaksınız. Daha sonra ise zaten o da kendi yaşamını kuracak. Tabiî ki her zaman size ihtiyacı olacak, sizin desteğinize gereksinim duyacak ve sizi sevecek. Siz nasıl annenizden ayrılıp kendi yuvanızı kurdunuzsa, o da bir gün kendi yuvasını kurmak ve mutlu olmak adına evden ayrılacak.
Anne olma rolünüzü evliliğinize sağlıklı bir biçimde yerleştirin. Anne olduktan sonra tüm yaşamınıza anne olmayı genellemeyin. Çocuğunuza sadece anne modelini öğretmeyin. Çocuğunuz annesinin aynı zamanda babasının hayat arkadaşı olduğunu da görsün. Annesinin arkadaşlarına karşı iyi bir dost, anne-babasına karşı evlat rollerini de izlesin.
Çocuklar için sadece anne rolü yeterli değildir. Çocuklar aynı zamanda anne-babalarının iletişimlerinden de çok şey öğrenirler. Birbirleriyle sağlıklı iletişim kuran, birbirine zaman ayı-ran, birbirine sevgiyle yaklaşan anne-babaların çocukları mutlu Çocuklar olurlar. Çocuklar evliliklerden doğrudan etkilenirler. Babasıyla çok da fazla ilgilenmeyen, tüm ilgiyi kendisine gösteren bir annenin çocuğu bu evlilikten ve kendisine olan davranış biçiminden olumsuz etkilenecektir.
Psikoterapi seanslarında çok sık karşılaştığım durumlardan biri çocuğun babasını kıskanması, babasını saymaması, babasının sözünü dinlememesi, önemsememesidir. Çünkü anne tüm enerjisini çocuğa vermektedir. Baba eşinden biraz ilgi istese çocuk hemen devreye girer ve anneyi sahiplenir. Anne çocuğun yaşamında öyle bir taht kurmuştur ki, babanın arzuları çocuk için hiçbir önem kazanmamaktadır. Çocuk için babasının varlığı çok da önemli değildir. Bu ise son derece sağlıksız bir anne-çocuk ilişkisidir. Çocuğun, annesine olduğu kadar babasına da ihtiyacı vardır. Onun paylaşımlarına, uyarılar sevgi ve ilgisine de gereksinimi vardır. Anne tüm bunları kendisi yapmaya kalktığında, ortaya ruh sağlığı bozuk, davranış bozuklukları oluşmuş çocuklar ve sağlıksız evlilikler çıkar. Terapi seanslarından birinde bir eş şöyle demişti: - Karım sadece çocuğumuzla ilgileniyor. Çocuğun okul dersleri, özel hocaları, çocuğun arkadaşlarının doğum günle çocuğun sevdiği yemekler, çocuğun markalı giysileri, evdeki partileri, çocuğumuzun sevdiği televizyon programlarını izleriz; on beş yaşına geldiği halde o uyuyorsa ses çıkaramaz Sadece annesinin sözüne önem verir. Ben evde sadece para makinesiyim. Küçükken, küçük olduğu için eşimle dışarı çıkamadık, şimdi ergenlikte diye onu bir an bile yalnız bırakmıyoruz Yıllardır eşimle baş başa bir yemeğe gitmedik. Ben karımın hayatında neredeyim, gerçekten çok merak ediyorum.
Aile bir bütündür. Aile içinde her bir bireyin, diğerine farklıdır. Evliliğinize anne olmayı dengeli yerleştirin. Ne çocuğunuzu, ne eşinizi, ne de kendinizi ihmal etmeyin. Çocuğunuza olan sorumluluklarınızı sevgiyle yerine getirin, aynı zamanda eşinizle evliliğinizi sağlıklı bir biçimde yürütün. Sadece çocuğunuzla değil eşinizle de bütünlesin. İçsel mutluluğunuzu sade bir noktaya kilitlemeyin. Çünkü bu size zaman içinde eşiniz çocuğunuzun ve kendinizin mutsuzluğu olarak geri döner.
Anne rolünüz tüm yaşamınızı kapsamamak. Siz sadece anne değil, aynı zamanda arkadaş, evlat, dost, eş ve bireydir Bazı kadınlar anne olduktan sonra tüm yaşamlarını çocukla göre düzenlerler; evet, ilk yıllarda bu, olması gereken bir davranıştır. Ancak çocuğunuz büyüdükçe gerek onun kişilik gelişir açısından, gerekse sizin sosyal ve özel yaşamınız açısından çok da sağlıklı değildir. Çocukları büyüdüğü halde eşiyle sinemaya gitmeyen, baş başa bir hafta sonu geçirmeyen pek çok kadın var. Çocuğun nasıl ilgi ve sevgiye ihtiyacı varsa unutmayın ki, evliliğinizin de bakıma ihtiyacı var. Eşinizin ilgi ve sevgiye ihtiyacı var. Evde sürekli çocuğun peşinde maktan, çocuk büyüdüğü halde ona halen küçük bir bebek amelesi yapmaktan, eşiyle sohbet etmeyen, eşiyle iletişimi olmayan kadınlardan olmayın. İç dünyanızın tüm doyumunu çocuklarla karşılamaya kalkarsanız günün birinde kendinizi yapayalnız bulacağınızdan emin olun. Ergenlik dönemiyle birlikte çocuğunuz yavaş yavaş sizden kopmaya başlayacak, kendi sosyal çevresini kuracak, arkadaşlarına daha çok zaman ayıracaktır. Liseyi bitirip üniversite dönemine başladığında ise siz ona ancak istediği zaman rehberlik eden bir anne konumunda olacaksınız. Daha sonra ise zaten o da kendi yaşamını kuracak. Tabiî ki her zaman size ihtiyacı olacak, sizin desteğinize gereksinim duyacak ve sizi sevecek. Siz nasıl annenizden ayrılıp kendi yuvanızı kurdunuzsa, o da bir gün kendi yuvasını kurmak ve mutlu olmak adına evden ayrılacak.
Anne olma rolünüzü evliliğinize sağlıklı bir biçimde yerleştirin. Anne olduktan sonra tüm yaşamınıza anne olmayı genellemeyin. Çocuğunuza sadece anne modelini öğretmeyin. Çocuğunuz annesinin aynı zamanda babasının hayat arkadaşı olduğunu da görsün. Annesinin arkadaşlarına karşı iyi bir dost, anne-babasına karşı evlat rollerini de izlesin.
Çocuklar için sadece anne rolü yeterli değildir. Çocuklar aynı zamanda anne-babalarının iletişimlerinden de çok şey öğrenirler. Birbirleriyle sağlıklı iletişim kuran, birbirine zaman ayı-ran, birbirine sevgiyle yaklaşan anne-babaların çocukları mutlu Çocuklar olurlar. Çocuklar evliliklerden doğrudan etkilenirler. Babasıyla çok da fazla ilgilenmeyen, tüm ilgiyi kendisine gösteren bir annenin çocuğu bu evlilikten ve kendisine olan davranış biçiminden olumsuz etkilenecektir.
Psikoterapi seanslarında çok sık karşılaştığım durumlardan biri çocuğun babasını kıskanması, babasını saymaması, babasının sözünü dinlememesi, önemsememesidir. Çünkü anne tüm enerjisini çocuğa vermektedir. Baba eşinden biraz ilgi istese çocuk hemen devreye girer ve anneyi sahiplenir. Anne çocuğun yaşamında öyle bir taht kurmuştur ki, babanın arzuları çocuk için hiçbir önem kazanmamaktadır. Çocuk için babasının varlığı çok da önemli değildir. Bu ise son derece sağlıksız bir anne-çocuk ilişkisidir. Çocuğun, annesine olduğu kadar babasına da ihtiyacı vardır. Onun paylaşımlarına, uyarılar sevgi ve ilgisine de gereksinimi vardır. Anne tüm bunları kendisi yapmaya kalktığında, ortaya ruh sağlığı bozuk, davranış bozuklukları oluşmuş çocuklar ve sağlıksız evlilikler çıkar. Terapi seanslarından birinde bir eş şöyle demişti: - Karım sadece çocuğumuzla ilgileniyor. Çocuğun okul dersleri, özel hocaları, çocuğun arkadaşlarının doğum günle çocuğun sevdiği yemekler, çocuğun markalı giysileri, evdeki partileri, çocuğumuzun sevdiği televizyon programlarını izleriz; on beş yaşına geldiği halde o uyuyorsa ses çıkaramaz Sadece annesinin sözüne önem verir. Ben evde sadece para makinesiyim. Küçükken, küçük olduğu için eşimle dışarı çıkamadık, şimdi ergenlikte diye onu bir an bile yalnız bırakmıyoruz Yıllardır eşimle baş başa bir yemeğe gitmedik. Ben karımın hayatında neredeyim, gerçekten çok merak ediyorum.
Aile bir bütündür. Aile içinde her bir bireyin, diğerine farklıdır. Evliliğinize anne olmayı dengeli yerleştirin. Ne çocuğunuzu, ne eşinizi, ne de kendinizi ihmal etmeyin. Çocuğunuza olan sorumluluklarınızı sevgiyle yerine getirin, aynı zamanda eşinizle evliliğinizi sağlıklı bir biçimde yürütün. Sadece çocuğunuzla değil eşinizle de bütünlesin. İçsel mutluluğunuzu sade bir noktaya kilitlemeyin. Çünkü bu size zaman içinde eşiniz çocuğunuzun ve kendinizin mutsuzluğu olarak geri döner.
Konular
- Her çocuk potansiyel bir dahidir
- Kurallara uymak ya da aşırı kuralcılık
- Tüm öğrencilerle nasıl ilgilenebilirim saçmalığı
- Otorite mi sindirme mücadelesi mi
- Sınıf dış hayatın kopyasıdır
- Suçlu sadece suçu işleyen değildir
- Çocuklar tüm gün zaten okulda
- Başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretmen vardır
- Zengin çocuğu şımarıktır felsefesi
- Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu
- Öğretmenin ailevi sorunları okula yansır
- Öğretmen sürekli okuyup kendisini geliştirmeli
- Öğrenci veya veliyi suçlamak öğretmenin acziyetidir
- Sığ öğretmenler kendisini gösterir
- Öğretmen, öğrenci ve veli sorunları
- Öğretmen çözüm üretmeli seçenek sunmalı
- Sorunlu öğrenciler birbirinden uzaklaştırılmalı mı
- Öğretmen veli ile işbirliği yapmak zorunda
- Öğretmene rüşvet vermek caiz midir?
- Veliden kaçan öğretmen modeli
- Öğretmenin çocuklarının başarısı var mı
- Eşinin mesleği ve başarısı öğretmene de yansır
- Çocuğun yetenekleri keşfedilmeli
- Dahi çocuk nasıl keşfedilir
- Emekli öğretmenin özel okulda ders vermesi
- Psikolojik şiddet uygulayan öğretmenler
- Öğretmenin ağzından çıkan kelimeler
- Velilere eşit mesafede olmak zorunda
- Veliler ve öğretmenler için eğitim programları
- Aşk ve hayal kırıklığı