Makale

Evlilikte ALTIN Kurallar

“Mutlaka evlenin, eşiniz iyi çıkarsa mutlu olursunuz. Kötü çıkarsa filozof olursunuz.” Sokrates

Toplumsal yapımızın sağlıklı bir şekilde devam edilmesinin yolu sağlıklı ve mutlu bir evlilik kurumunun devamıyla mümkündür. Sorunlu evlilikler sorunlu kişilerin ve sorunlu çocukların nedenidir. Sonunda ekonomik sıkıntılarında eklenmesiyle kendiyle ve toplumla kavgalı, toplum ve devlet yapısı için tehlikeli bireyler meydana gelir. Bu durum toplumsal çatışmaları ve terörü destekler. İşte bu nedenlerden dolayı bu yazımın amacı, evlilik aşkınızı öldürmeden, evlilikte yaşanabilecek pek çok sorunun çözüm yollarının anlatılması ve uzun evliliklerin gizemli görünen sırlarını vermektir.

EVLİLİKTE ALTIN KURALLAR

Evliliği Yürütmek İçin

TÜRKİYE’DE ‘evlilik okulu’ adı altında hizmet veren özel veya resmî bir eğitim kurumu biliyor musunuz? Ben bilmiyorum, en azından duymadım. Bazı üniversite hocalarının özel çabalarıyla ‘ana baba okulu’ adı altında halka açık kurslar düzenlendiğini biliyorum, ancak gençleri evliliğe hazırlayan bir ‘evlilik okulu’ bilmiyorum.

Amerika’da ve Avrupa ülkelerinin çoğunda değişik isimler altında hizmet veren evlilik ve ana baba okulları oldukça yaygın. Evlenmeye niyetli nişanlı veya sözlü gençler önce bir ‘evlilik okulu’nun kurslarına katılıyorlar. Burada evli çiftlere aile olmanın getireceği sorumluluklar, karşı cinsin psikolojisi, ‘ben’ kişiliği ile ‘biz’ kişiliğini ayıran sınırlar, eşler arası uyum, ailede iş bölümü, ortaya çıkan anlaşmazlık problemlerinin çözümü, arkadaş-akraba-komşu ve iş ilişkileri, ev ekonomisi gibi temel konular anlatılıyor. Amerika’da master yaptığım yıllarda sık sık bu okulları ziyaret etme ve derslerine katılma fırsatı bulmuştum.

Sen!

Sen zincirlerde bağlansanda dostluğunu gecelerde faş et! Aşk yolunda ölmeye gelsende vefânı “lâ ilâhe illallah” busenle ölümsüzleştir! Açlık miğdene vursada sen ruhunu Aşk’ın sofrasında doyur!



Nerede o yeminler? Nerede o duağı açılmamış geceler? Nerede o fistanı henüz yere değmemiş heceler? nerede? Nerede, doğdugu gece kelâma saklanan bilmeceler? Nerede cepheden geri dönmeyen Şehit olmuş sözler? Hüdâya yemin olsun ki halvete çekilmiş erenlerin, lafızların atıflarından bile başları döner.. keşke O halvetin baş döndürücü iştiyâkinda Aşk’a sermest olanlardan olsaydın!



Sen gökte ki kameri seyre dalsan da kelâmın kaleme naz eden edâsı kesilir. Ne kaf! Ne mim! Nede ra! Mâna âleminin tılsımıdır. Elif! Elifi idrak edenler kelâmı çözerler. Ondan mahrum olanlar ise gerisinde bir ömür tüketirler! Yazık!

Mavi kurdela

New York'ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıf taki öğrencilerini, "diger insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmis süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti.

Sonra her birine üzerinde altın harflerle "Siz çok önemlisiniz" yazılı birer mavi kurdele verdi. Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisine üçer tane daha kurdela verip, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler, daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını tesbit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi.

Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmış, adamın yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti.

Çocuklara Ahlak Eğitimi Nasıl Verilmeli ?

Çocuklarınızın ahlaksız ve küfürbaz; toplumun yüzkarası alemin maskarası olmamalarını istiyorsanız;

- Çocuklarınızın birkusurunu gördüğünüz zaman onlara hakaret etmeyin. Onlara kızdığınızda, öfkelendiğinizde küfür etmeyin.

- Çocuklarınızın yanında ve başka yerde ahlaklı, seviyeli ve sevimli insanlarla katiyyen alay etmeyin. Ağzınıza, dilinize ve sizi çocuklarınıza karşı hataya düşürebilecek azalarına sahip çıkın.

- Çocuklarınızın ahlaksız, başıboş ve küfürbaz olmamaları için onlarla ilginizi, bilginizi ve alkanızı kesmeyin. Onları asla kendi hallerine bırakmayın. Terkedilmişliğin yalnızlığı ile onları kıvrandırmayın.

- Çocuklarınıza evde, iş yerinizde, sokakta, caddede, her yerde canlarının istediği gibi at koşturmalarına izin vermeyin.

- Çocuklarınız birbirleriyle kavga ederken, birbirlerine hakaretler savururken ses çıkarmamazlık etmeyin. Böylesi durumlarına göz yummayın.

- Çocuklarınızı kendi gözetim sahanızın dışında bırakmayın.

- Çocuklarınızı hizmetçilerinizin eline teslim etmeyin.

Bebek Anne Rahminde Nasıl Teşekkül Eder?

İlk 8 haftada bebeğin bütün temel organları tamamlanır. 8 haftadan sonra temel organların ve tüm vücudun gelişmesi devam eder.

1. HAFTA: Döllenmeyi takip eden 30 saat sonra hücre bölünerek çoğalmaya başlar. Yavaş yavaş rahime doğru inerek rahim duvarına yerleşir.

2. HAFTA: Bölünüp çoğalan hücrelerden bir kısmı plasentayı ve ona bağlı göbek kordonunu meydana getirirler. Bir başka hücre grubu, koruyucu keseyi oluşturmak üzere faaliyete geçer.

3. HAFTA: İki bölme halinde kalp, göz ve kulak taslakları ortaya çıkar. Boyu ancak 3 mm kadardır. "Aşerme" dedikleri bulantı ve kusma bu devrede ortaya çıkar.

4. HAFTA: Ağırlığı 0.4 grama boyu da 4mm'ye ulaşmıştır. Başı gövdeden seçilmeye başlar. Kol ve bacaklar tomurcuklanır. Dil gelişmesi bu dönemde başlar. Kalp tam şeklini almamış olmakla beraber atışları başlamıştır. Başı, gövdesi ile 90'lik (derece) bir açı yapacak pozisyonda durur.

5. HAFTA: Kol bacaklar şekillenmeye kalp atışları hızlanmaya başlar. Omuzları ortaya çıkar. Kulak kepçeleri, parmaklar tomurcuklanır. Burun, üst çene ve mide taslakları oluşmaya başlar.

Işıklı Gelecekler İçin Eğitim...

İçinde bir ferd olarak yaşadığımız şu toplum size huzur, mutluluk, ümid ve yaşama zevki veriyor mu?

Gelecek yılları nasıl görüyor, neler tahmin ediyorsunuz?

Nesillerin, bayrak yarışında, birbirlerine bayrağı teslim edercesine sürekli ışık ve ümit dolu yarınlara koşma gayretlerinde siz.. ey aziz insan.. kalıcı, yapıcı, üretken, verimli, etkili fikir, teklif, görüş olarak neleri sunabiliyorsunuz?

Şu çevremizi süsleyen cıvıl cıvıl yavrularımızı kuşatacak 2000'li yıllarda, çocuklarımıza, gençlerimize birşeyler verebiliyor muyuz?

Bu can alıcı "sualler"i sık sık kendimize sormak ve ruhlarımızı derin bir itminan'e kavuşturacak "cevaplar" vermek mecburiyetindeyiz dostlarım...

Işıklı bir istikbalde, kalkınmış, yücelmiş, gelişmiş bir Türkiye'yi özlüyorsak.. hem de
iştiyak ve hasretle özlüyorsak, muhteşem bir "çocuk yetiştirmede Seferberliği" ilân etmek mecburiyetindeyiz.

Sevilenle İmtihan

Sallantı toz bulutu haline gelmişti. Biz dışarı çıkamadan tavan üzerimize çökmüştü. Ben senin üzerine düştüm, portmanto ise benim üzerime… Ve sen acı çekiyordun. Çünkü kırılan camlar bacağına batıyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acı veriyordum.



Her şey güzel olacaktı. Sen, ben ve hayatımız... Hayallerimiz ve hedeflerimiz... Seni tanıyıp sevdikten sonra hayatıma dair verdiğim sözler… Hepsi çok güzel olacaktı, sen de olsaydın…



Seni tanımak, bana hayatı tanımak gibi geldi. Seni tanımak ve senin ideallerini hayata taşıma yolunda beraber olmak için söz vermiş ve bu beraberliği, ömür boyu sürdürme kararımızı nikâhla noktalamıştık. 'Daima mutlu olacağız ve bir gün gelip ölüm muvakkaten ayırsa bile, birbirimizi unutmayacağız.' diye nikâh memuruna söz verdik. Önce kilometre taşımdın, şimdi ise hayat arkadaşım…

Erkeklerde Depresyon

Elimizdeki raporlara göre depresyona giren kadınların erkeklere oranı çok daha az olduğundan depresyon genellikle bir "kadın hastalığı" olarak düşünülür. Oysa erkeklerde depresyon , farkına vardığımızdan daha yaygın olabilir. Pek çok erkek karamsarlığı erkekliğine yakıştıramadığı için durumunu gizlemeye çalışır. Ve başarır da: Ülke çapındaki araştırmalara göre, psikiyatrist dışındaki hekimler, erkeklere depresyon tanısı koyma konusunda %70 oranında yanılırlar. Ne varki , Amerikan Psikiyatri Birliği'nin son yıllık toplantısında , erkeklerde depresyonun gizli kalmasının bir nedeni , onların bu rahatsızlığı kadınlardan farklı ifade etme eğilimleri olabiliceği belirtilmiştir.

Arıların da Bir Bildiği Var

1. Arılar 1 gram bal için çiçeklere en az 7000 uçuş yapıyorlar.

Sen ömür boyu mutluluk için yüzlerce kez pişman olmayı, binlerce kez naz çekmeyi, onlarca kez kavga etmeyi, anlaşmazlığa düşmeyi, hayal kırıklığına uğramayı, çiçekler getirmeyi, çikolatalar almayı, yüzlerce kez özür dilemeyi, binlerce kez sözünü geri almayı, binlerce kez “affet beni” demeyi, on binlerce kez “seni seviyorum” demeyi göze almalı değil misin?

2. Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.

Sen bir tutam sevda için, hiç bitmeyecek bir aşk için, en az beş duyunla, onlarca duygunla, binlerce güzel sözle, yüzlerce bakışla, susuşla, dinleyişle, dokunuşla, sevdiğinin beş duyusunu dolaşmalı, yüzlerce beklentisini karşılamalı, onlarca duygusuna karşılık vermeli, hayal kırıklıklarına, tedirginliklerine, nazlarına, kaprislerine, hüzünlerine, pişmanlıklarına, taşkınlıklarına, vurdumduymazlıklarına, kararsızlıklarına, korkularına, kaygılarına doğru yolculuk etmeli, onun kalbinin bütün köşelerini, aklının bütün kıvrımlarını, ruhunun bütün vadilerini dolaşmalı değil misin?

Resulullahın kadınlarla sözleşmesi

Peygamber efendimiz Mekke'nin fethinden sonra erkeklerle sözleşti, dine uymada nelere dikkat edeceklerini bildirdi. Erkekler bildirilen bu hususlara uyacaklarına dair Resulullaha söz verdiler. Bu sözleşmeden sonra Peygamber efendimiz kadınlarla sözleşmeğe başladı. Kadınlarla yalnız söz ile olup, mübarek eli, kadınların ellerine dokunmadı. Kötü huylar, kadınlarda, erkeklerden daha çok olduğundan, daha çabuk tesir altında kaldıklarından kadınlarla sözleşirken, erkeklerden daha fazla şart, araya kondu. Allahü teâlânın emirlerini yapmış olmak için, bunlardan kaçınmak lazım geldiği bildirildi.

Bu sözleşmede bulunan kadınlara Resulullah efendimiz hayır dua etti ve aflarını diledi. Bu sözleşmeyi her kim okuyup kabul edip bunlara uyarsa bu sözleşmeye dahil sayılır ve bu duaya kavuşur.

Boşanma

Müslüman bulunduğu ülkenin kanunlarına uyar, suç işlemez. Çünkü, suç işleyerek cezaya sebep olmak günahtır. Bunun için evlenme ve boşanma işlerinde mevcut kanunlara aykırı hareket edilmemelidir. Resmi işlemler tamamlandan dini nikah yapılmamalıdır. Boşanmada da, hem dine hem de kanuna aykırı hareket edilmemelidir. Dinimize göre boşanma şöyle olmaktadır:

Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur.

Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve kinayeli sözler.

"Sen benden boş ol", "Seni boşadım", gibi sözler açık sözdür. Bu sözler, şaka olarak veya şaşırarak da söylenince, anlamını bilmese bile, boşamış olur.

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri, çok kullanıldığı için açık söz kabul edilir

Kadın-erkek mukayesesi

Kadın erkekten akıllı mıdır? Erkek mi kadın mı üstündür? gibi tartışmalar günümüzde çok yapılmaktadır. Bu yanlış ve yersiz bir tartışmalardır.

Mühendis mi akıllı, avukat mı akıllı demek gibi bir şeydir. Avukattan akıllı mühendis, mühendisten akıllı avukat olur. Erkekten akıllı kadın çoktur. Cinsleri, vasıfları farklı olanlar arasında mukayese olmaz. Mesela elma armuttan veya armut elmadan iyidir denmez. Çünkü cinsleri farklıdır. Onun için elma ile armut toplanmaz denir.

Yüz kiloluk pehlivan ile elli kiloluk pehlivanı birbiriyle güreştirmiyorlar. Her pehlivan, kilosundaki pehlivanlarla güreşiyor. Ağır sıkletteki bir pehlivan, rakiplerine yenilse, fakat elli kilodaki bütün pehlivanları yense madalya alamaz. Aynı cinsler arasında bile ba'zı vasıflar aranıyor.

Örtünmenin faydaları

İslam kadınlarının örtünmesi, bunların namuslarını korumak için olduğu gibi, bu örtüler, kadınla erkeği birbirinden ayıran ma’nevi sınırlar demekdir. Bu örtülerin sayesinde, bir erkek, kendi evindeki kadınlardan birine karşı bile, sokakda resmi ve saygılı davranır. Bu örtüler, erkekle kadın arasına konulan haya perdeleridir. Örtünen kadının bir erkek hayalinde daha güzel canlandırılması, kadının şerefini azaltmaz, yükseltir.

Hayvani hislere aldanmamak için, nefsi terbiye etmek lazımdır. Fakat, bu işi, yalnız nefse hakim olmağa bırakarak, tesettürden vaz geçmek, hiç doğru olamaz. Çünkü, tahsil ve terbiye gören insanlar arasında nefslerine hakim olamıyanların çok bulunduğu, gazetelerde bile sıksık görülmekdedir. (Nefse hakim olmak) söylemesi kolay, yapması güç olan bir şeydir.

Yusüf aleyhisselam gibi büyük bir Peygamberin bile, (Benim nefsim kötü şeyler istemez demiyorum) buyurduğu, Yusüf suresinde bildirilmekdedir. Artık başkalarına ne demek düşer?