Makale

Örtünün şekli

Kadınların vücut hatlarının [kaba avret yerlerinin şekli ve rengi] belli olmıyacak herhangi bir elbise ile örtünmesi farzdır. İslam dini, kapanmayı emretmiş, fakat belli bir örtü şekli bildirmemiştir.

Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın mübarek hanımları, çarşafla örtünmemiştir. Hiçbir kitapta çarşaf giydikleri bildirilmemiştir. Milhafe, ferace, fistan, entari giydikleri birçok kitapta bildirilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri de, böyle değişik elbise giydiklerini 313. mektubunda bildiriyor. Bu hususlar, Cami'urrumuz ve Hidaye kitabında da bildiriliyor.

Kapanması gereken yerleri örtmek ve yukarıda bildirilen vücut hatlarını belli etmemek şartı ile kadınlar, bulunduğu şehrin adetine uygun giyinir. Çünkü elbise gibi mUbahlarda, şehrin adetine uymamak tahrimen mekruhtur. Zaruret olmadıkça, haramlarda hiçbir yerin adetine uyulmaz.

Kadınların örtünmesi

Mükellef olan, yani akıl ve balig olan insanın nemaz kılarken açması veya her zaman başkasına göstermesi ve başkasının bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeğin ve kadının avret mahallini örtmesi, hicretin üçüncü senesinde gelen, (Ahzab) ve beşinci senesinde gelen (Nur) surelerinde emir olundu.

Hür olan kadınların ellerinden ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, nemaz için e avretdir.

Erkeğin veya kadının avret uzvlarından herhangi birinin dörtde biri, bir rükn açık kalırsa, nemaz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Nemazı mekruh olur. Mesela, ayağının dörtde biri açık olan kadının nemazı sahih olmaz. Kendisi açarsa hemen bozulur.

Avret yerini örtmek, namazda da, namaz dışında da farzdır. Yalnız iken kılarken de, örtmek farzdır. Temiz elbisesi bulunan kimsenin karanlıkda, yalnız iken de çıplak kılması caiz değildir.

Dinimize göre nikah

İslam nikahının sünnete uygun olması için, salih Müslüman erkekleri toplamalıdır. Erkekler arasında hiçbir kadın bulunmamalıdır. Düğünde de erkekler ayrı evde, kadınlar başka evde toplanmalıdır. Gelini, kapalı bile olsa, hiçbir yabancı erkeğe göstermemelidir. Harama ehemmiyet vermiyen kafir olur. Nikah bozulur. Önce erkek ve kadın tarafından birer kişi konuşma yapmalıdır. Konuşma biter bitmez, kadının velisi veya vekili:

Bismillahi velhamdü lillahi vessalatü ala Resulillah, dedikten sonra, damada karşı: (..........) nın kızı (..........) yı, sana hanımliğe verdim. Velisi (veya vekili) bulunduğum (.........) kızı (..........) yı, (mesela on Reşad altını) muaccel yani peşin) mehr ile, sana hanımliğe verdim, der. Damad yok ise, bunları damadın vekiline söyler ve söylerken, sana demeyip (..........) oğlu (..........) ya verdim, der. Bu sözlere (İcab) yani teklif denir. Sonra damad şöyle cevap verir:

Düğün nasıl olmalı?

Düğün, nişan merasimlerinde esas olan haram işlememektir. Haram işlememek şartıyla mahalli adetlere uygunher türlü merasim yapılabilir. Kadınlar kendi aralarında def çalıp oynayabilir. Düğünde içki vermek çalgı çalmak kadın- erkek karışık olmak haramdır. Osmanlılar zamanında,düğün yemeği perşem günü ve gecesinde verilir o gece yani cuma gecesi zifafa girilirdi.Yatsı namazından sonra hoca efendi ile beraber, mahallenin ileri gelenleri,damadın yakınları damadı evine götürür, evde Kur'an-ı kerim okunup dua edildikten sonra evden ayrılırlardı.

Düğünde, az veya çok ziyafet vermek sünnettir. Resul-i ekrem aleyhisselam evlendiği zaman, ziyafet vermiş. Eshab-ı kiramdan olan Abdurrahman İbn Avf'a evlenince, "Bir koyun kesmek sureti ile de olsa ziyafet ver" buyurmuştur.

Düğünde, zenginleri de, fakirleri de davet etmelidir. Resulullah aleyhisselam: "O düğün ziyafeti ne kötü bir ziyafettir ki, zenginler davet edilir de, fakirler mahrum bırakılır" buyurmuştur.

Kız isteme nişan ve çeyiz

Bir kimsenin alacağı kızı bizzat kendisinin talip olup velisinden istemesi caizdir. Hz. Ali, Fatıma validemizi bizzat giderek Peygamber Efendimizden istemiştir.

Evlenecek kız ve erkeğin iyi araştırılması lazımdır. Gençlerin kendi aralarında görüp konuşması,araştırması hissi olduğundan araştırma neticesi sağlıklı olmayabilir. Bunun için ana-baba veya diğer büyükler tarafından araştırmak daha sağlıklı olur. Hele dinimizce de haram olan, flört ederek tanışmak,görüşmek hiç iyi netice vermez. Çünkü bu esnada her iki taraf da en iyi taraflarını ortaya çıkarır. Birbirlerine rol yaparlar. Gerçek durum ancak evlendikten yani iş işten geçtikten sonra ortaya çıkar.Bunun için flört yolu ile gerçek durumun tespiti mümkün değildir. Tabii halini tespit ancak onun önceki tabii halini bilen tarafından yapılabilir. Bu da kızı veya erkeği iyi bilen kimselerden istifade ederek öğrenilebilir.

Erkeğin hanımı üzerindeki hakları

Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) [Taberani]

Bir kadın, kocasını güzel karşılar, güzel sözler söyliyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı. Peyamber aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına buyurdu ki:

(Hanımına selam söyle, yarı şehid sevabına kavuştuğunu haber ver!) [Şir'a]

[Aşağıda siyah harferle yazılanların hepsi hadis-i şeriftir]

Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır.

(Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.) [İbni Hibban]

Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur: (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi]

Kadına zinet eşyası mubahtır. Zinet almak için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara zinetlerini göstermemelidir! Böyle olunca zinetleri Cennete girmelerine ma'ni olmaz. (Cennette kadınların az olduğunu gördüm. Sebebini sordum. "Onları altın ve zinet eşyası meşgul etti." dediler.) [İ. Ahmed]

Erkeğin otuz vazifesi

Erkeğin kadına karşı vazifelerini İslam kitabları uzun uzun yazmaktadır. Biz, buraya uygun, kısa ve faideli olduğunu görerek, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin (ölümü: 1195: Siirt, Tillo), Marifetname kitabında olanı aynen aşağıda bildiriyoruz:

Ey aziz! Erkeğin hanımıyla görüşmesinde, otuz şeyi yapması lazımdır:

1- Ona karşı her zaman, güzel huylu olmalıdır.

2- Ona karşı her zaman, yumuşak davranmalıdır.

3- Eve gelince hanımye selam vermeli (yani selamün aleyküm demeli) ve nasılsın? diye hatırını sormalıdır.

4- Onu tenhada neşeli görünce, saçlarını tutup okşamalı, gülerek bus etmeli ve sarılmalıdır.

5- Tenhada üzüntülü görünce, onu çok sevdiğini, acıdığını söyleyip, halini sormalı, tatlı şeyler söylemelidir.

6- Yapamıyacağı şeyleri bile, söz vererek gönlünü almalıdır. Çünkü o, evinde kapalı, başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış olan dostu, dert ortağı, ekmek vericisi, kendini neş'elendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi ve ihtiyaçlarını gidericisidir.

Kendini Kusurlu Bilmek

Erkek, hep kendini kusurlu görmeli, "Ben iyi olsaydım, o böyle olmazdı" diye düşünmelidir. Hanımının iyiliğini, iffetini Allahü teâlânın büyük nimeti bilmelidir. Onun huysuzluklarına iyilikle muamele etmeli, iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâya şükretmelidir. Çünkü, uygun bir kadın büyük bir ni'mettir.

İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir. Onun verdiği sıkıntılara da katlanmak demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Âsiye gibi sevaba kavuşur."

İyi Müslüman olmak için hanım ile iyi geçinmek şarttır. Kur'an-ı kerimde de, "Onlarla iyi, güzel geçinin!" buyuruluyor. (Nisa 19)

Erkeğin hanımına karşı davranışları nasıl olmalı?

Hanımının güzel huylu olmasını istiyen, önce kendisi güzel huylu olmalıdır! Kur'an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin, günahları sebebiyle geldiği bildirilmektedir. O halde, dinimizin emir ve yasaklarına riayet eden, hanımı ile iyi geçinir.

Fudayl bin İyad hazretleri buyuruyor ki: "Dine uygun olmıyan bir iş yaptığımı, hanımımın huysuzluğundan anlardım. Hemen o işime tevbe ettiğim zaman, hanımımın huysuzluğu da giderdi. Böylece tevbemin kabul edildiğini de anlardım."

Aliyy-ül Havas hazretlerine hanımı küsmüştü. Hanımı, kocasına muhalefet etmek için ayrı testi, ayrı bardak kullanıyordu. Aliyy-ül Havas hazretleri, birgün yanlışlıkla hanımının testisinden su içince, hanımı hemen testiyi kırmıştı. Hazret, "Testiyi niçin kırdın?" bile dememiş, hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı.

Kadında aranan özellikler

Evlenilecek kadında bir çok aranır. Bunlardan en mühimi kadının dindar olmasıdır. Kadının, dini zayıf ise, erkeğine ve kendi nefsine zarar verir. Yüzünü kara eder. Resulullah efendimiz:

"Bir kimse, bir kadını malı, güzelliği için almış olsa, hem malından, hem de güzelliğinden mahrum kalır", buyurmuştur.

Bu hadis-i şeriften maksat, alınacak kadının dindar olması lüzumuna işarettir. Dindar olmayan ile evlenmek caiz değildir. Bütün iyi sıfatları üstünde toplamış olan bir kadınla evlenmek, pek tabii daha makbuldür.

İyi kadın, padişahın başındaki tac gibidir. Kötü kadın ise, ihtiyar kimsenin üzerindeki yük gibidir.

"Ey Rabbimiz! Dünyada da, ahirette de hasene (iyilik) ver" mealindeki ayette geçen haseneden maksad, Hz. Ali'ye göre, dünyada saliha, iyi huylu kadındır. Dünyada Cehennem azabı, kötü huylu kadınla evlenmektir.

Eşcinsellik = Homoseksüellik, Lezbiyenlik ve Zina günahı

Erkeklerin eşcinselliğine livata,homoseksüellik; kadınlarınkine lezbiyenlik denir.

Kalb, göze tabidir. Gözler haramdan sakınmazsa, kalbi korumak güç olur. Kalb, harama dalarsa, günahlardan sakınmak güç olur. O halde, imanı olanların, haram işlememesi, harama bakmaması lazımdır. Erkeklerin eşcinsel olması, haram olduğu gibi, kadınların da eşcinsel olması haramdır. Kadının da herhangi bir kadına şehvet ile dokunması ve bakması haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

"Kadının kadına yaklaşması [lezbiyenlik, safizm] zinadır."

"Erkeğin erkeğe, kadının kadına yaklaşması zinadır."

"Erkek erkekle, kadın kadınla (zaruretsiz) aynı yatakta yatamaz."

"Erkek erkekle, kadın kadınla yetinirse, ümmetim helak olur."

"Erkek erkekle, kadın kadınla (uygunsuz iş için) beraber olamaz."

"Ahır zamanda eşcinsel üç kısım olur: Bir kısmı konuşmak ve yüze bakmakla, diğeri, tokalaşmak ve kucaklaşmakla yetinir. Bir kısmı da bu işi bilfiil yapar. Allahın laneti bunların üzerine olsun! Eğer ki tevbe ederlerse, tevbe edenin tevbesini Allahü teâlâ kabul eder."

Zinanın Zararı

Zina eden, dünyada üç zarara uğrar: Rızkı noksanlaşır, ömrü kısalır, yüzünde nur kalmaz. Âhırette de üç zarara uğrar:

1- İlahi gazaba uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

"Zina edenin yüzü Cehennemde ateşle yanar."

2- Hesabı çetin olur. Allahü teâlâ Musa aleyhisselama, "Zina edene giydirilecek olan ateşten gömlek, bir dağa atılsa, dağ yanıp kül olur" diye vahyetti.

3- Cehenneme atılır. Zina edip tevbe etmeden ölen, ahirette büyük azablara düçar olur. Hatta Cehennemdekiler bile bunlardan rahatsız olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

"Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir."

Zararın neresinden dönülürse kardır. "Allah artık beni affetmez" diyerek günahlara devam etmemelidir! Günahım çok diye tevbeden kaçmamalıdır. En büyük günahların da tevbesi olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

"Ey günahı çok olan kullarım, Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların hepsini affeder. O, sonsuz magfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir." (Zümer 53)

Göz Zinası

Yabancı kadınlara bakmak gözü zayıflatır, kalbi karartır. Kur'ân-ı kerimde mealen buyurulduki:

"Ey Resulüm, mü'minlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Müslüman kadınlar da zinetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!" (Nur 31)

Peygamber efendimiz de "göz zinası" hakkında buyuruyor ki:

"Azab-ı ilahiden korkarak, başını yabancı kadından çevirene, Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur.)

"Harama bakmıyan gözler, Cehennem ateşi görmez."

"Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır."

"Komşu kadına, arkadaş hanımına şehvet ile bakmak, yabancı kadına bakmaktan on kat daha günahtır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmaktan bin kat daha günahtır. Zina günahları da böyledir."

"Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!"

"Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir."

Sadece bakmanın cezası budur. Dokunmanın veya zinanın zararı ve cezası daha büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

Zina günahı

Zina etmek büyük günâhtır. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen, "Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur" buyuruldu. (İsra 32)

Zinaya yaklaşmayın demek, zinaya götürecek sebeplerden, hareket ve işlerden sakının, yabancı kadınları düşünmeyin, onlarla konuşmayın, onların seslerini dinlemeyin, onlara bakmayın, demektir. Açık saçık giyinmek, kötü işlere yol açabilir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:

"Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın." (Günahların zina gibi büyüğü olsun, bakmak gibi küçüğü olsun hiç birine yaklaşmayın!) (En'am 151)

Hadis-i şeriflerde buyurulduki:

"Sizin için en çok korktuğum şey zinadır."

"Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi, sevgisi gider, soğukluk başlar."

"[Bilhassa] zina eden ihtiyar lanete uğrar."

"Zina fakirliğe yol açar."

Evlenmekten maksad

Evlenmekten maksad,çocuk edinmektir. Asıl maksad da budur. Çünkü, insan cinsinin baki kalması ve bu emr-i Hak adetinin cari olması, erkek ile kadının birleşmesi ile olur. Şunu da bilmelidir ki, çocuk sahibi olmak dört cihetle Allaha yakın olmaktır.

1- Allahü tealanın rızasını kazanmaya muvaffak olur.

2- O'nun Resulünün (aleyhisselam) sevgisini kazanmış olur ki, Resulullah (aleyhisselam):

"Ben, kıyamet gününde ümmetimin çokluğu ile iftihar ederim."

"Kadın, şehvet için değil, evlad için mubah olmuştur" buyuruyor.

3- Evlad hayatta kaldıkça, sevab da devam eder.

4- Evlad küçük iken ölürse, ana-babasına şefaat ederek Cennete götürür.

Müslümanların çocukları Arasat denilen yerde toplu olarak durdukları bir sırada, Cenab-ı Hak, Meleklere: "Bunları Cennete götürün" diye emreder. Melekler, bunların yanına gelip, "Merhaba ey Müslümanların çocukları, haydi Cennete giriniz, sizin için hesap yok" dediklerinde:

- Nerededir bizim analarımız, babalarımız. derler

Melekler: