Şiir

Susmak Sevmektir Adını Haykıramadığın Kişiyi

Susmak kabullenmektir habersiz geleni;
Bazen acı çekmektir,
Haklılığını bile bile boyun bükmektir,
Kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini…

Susmak dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri;
Bazen göz yaşlarını saklamaktır,
Hüznü sessizliğe zincirlemektir,
Göstermemek için toprağa düşeni…

Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi,
Bazen ödün vermektir,
Hicranıyla yüreği dağlamaktır,
Gitmesin diye sıkı sıkı örtmektir yüreğini…

Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği;
Bazen geleceği beklemektir,
Hatıralar uğruna sineye çekmektir,
Dostluk adına çiğnemektir gururunu…

Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı;
Bazen kaçıp gitmektir,
Hayatla kaderi birleştirmektir,
Teslim olup kaybetmektir...

Bilmelisin ki...

Duvarda asılı diplomalar
insanı insan yapmaya yetmez.

Bilmelisin ki ...

Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.

Bilmelisin ki ...

Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında,
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

Bilmelisin ki ...

Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Bilmelisin ki ...

Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Bilmelisin ki ...

Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan
ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.

Bilmelisin ki ...

Ne kadar yakın olursa olsunlar
en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.

Bilmelisin ki ...

Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Bilmelisin ki ...

Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Bilmelisin ki ...

Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Ulu Bir Çınar

Ulu bir çınar olmak vardı,
Denizin dibinde yükselen
Bir tepenin üstünde
Önünde uçsuz bucaksız mavi
Ardında göz alabildiğince yeşil
Üstünde, mutluluk veren güneş
Altında, hayat veren toprak

Ulu bir çınar olmak vardı,
Yağmurda kuşlara kol kanat germek
Gölgemle iki aşığı serinletmek
Acısa da göğsümde bir kalp barındırıp,
Aşıkların baş harfini kazıttırmak

Ulu bir çınar olmak vardı,
Fırtınalarda yıkılmamak
Dans edermiş gibi ahenkle sallanmak
Gemilere el sallayıp
Manzara resimlerine konu olmak

Ulu bir çınar olmak vardı,
Sevgililerin buluştuğu bir durak olmak
Onlarla büyüyüp, onlarla yaşlanmak
Torunlara anlatılan hikayelerde anılmak
Zamanın bir köşesinde unutulmamak

Ulu bir çınar olmak vardı,
Yağmurla yıkanıp, rüzgarla kurulanmak
Yapraklarla vedalaşıp,
Kardan elbise yapmak
Sonbaharı atlatıp, kış ile kucaklaşmak
En çok sevdiğin yerde,
Kendine mezar kurmak...

Unutulacak Gibi misin?

Gün gibi yüzün,sevdiğim sen misin?
Zamana sığmıyor kör olası hasretin
Ne gün,ne gece sensiz geçmesin
Sorarım sevgili
Unutulacak gibi misin?

Kıyametler kopar içimde bilmezsin
Senin için olan acılarım dinmesin
Bilirim ki böyle sevilmeye değersin
Sorarım sevgili
Unutulacak gibi misin?

Böyle sevgiyi hiç kimse çekmesin
Benden başkası seni böyle sevmesin
Zavallı yüreğimin çaresi sensin
Sorarım sevgili
Unutulacak gibi misin?

Gözlerimin önünde bir hayalsin
Hayal olduğun kadar da gerçeksin
Gel sevdiğim!
Gel ki; yüreğim,kentim sevinsin
Sen sevgili!
Unutulmayacak gibisin...



(alıntı)

Sitem

https://www.aciz.net/rsm/sub/ailem/200416_4169.jpg>

Bendeki kararsızlığı mı soruyorsun dostum.
Bendeki ne bir yalnızlık öyküsü,
Ne de bir hasretlik türküsü.
İçimde dünden kalma hayallerle,
Bocalayıp duran bir sitem sadece.

Kararsızlıklar bütünü dünyada.
Umutsuzluk tarlası rüyada.
Ha battı batacak durgun deryada.
Tek başına kalan bir sitem bu sadece.

Solgundur, bugün burada yarın nerede.
Hep yalnızlıklarladır, işi olmaz neşede.
Dibi delik testi gibi durur bir köşede.
İçi hiç dolmayan bir sitem bu sadece.

Yılların çilesi sarmış sanki üstünü.
O bu dünyanın en berduşu en küskünü.
Nerde be dostum mutlu bir günü.
Yarını olmayan bir sitem bu sadece.

Dokunmaya gelmez hemen kırılır.
Mutluluk varken yalnızlığa sarılır.
Bu kadarı yeter fazlasına darılır.
Gülücüğü kalmayan bir sitem bu sadece.

Kelebek

Öncesinde kırmak için verdin uğraşı
Çırpınışın boşa değildi bilemezdin ki
Vurdukça kanatlarını durmaksızın
Kozasına hayatın öğrenmeliydin
İki günlük nefes için bu çırpınış
Uçtun , heveslendin
Gözlerinden ışıklar saçtın
Renkler açtın kanatlarında
Bir köşede çürüyen kozana bakmadan
Gittin gidebildiğin kadar
Bilmeliydin kelebek
Önce çıktığına
Sonra uçtuğuna
Rengine, nefesine
Şükretmeliydin.
Ölümdü gelen peşin sıra
Bakmalıydın ardına

Sen rüzgarın savurduğu yöne mahkum
Kuru kanatlı iskelet
Bahara ihanet eden çiçekler
Şimdi hani nerde
Nerde güzellikler
Hayat hiç bitmezmiş gibi gelir
Demedi mi sana melekler ?
Yoksa duymadın mı ?

Can ki emanet
Sen ki seni sakınana ettin ihanet
Rüzgara kapıldın
Savurduğunu bilmeden seni alevlere
Uçuramadı kanatların
Yalvarışların boşa
Sen ki kelebek
Duymalıydın
Ne diyor semada melekler

Ve ışığında dönen semazen kanatlılar
O yüce sevgi yumağının
Sonsuzu beklemekdi gayretleri
Korkuya yer yoktu
Bir bir düşüyorsa da canlar
Bilirlerdi kelebek
Onları bekliyordu
Tüm güzellikler

Kapatıyorum Gözlerimi Sonsuzluğa...

Kapatıyorum gözlerimi sonsuzluğa...
Tek bir anı bırakmadan
Yokluğundan yapılmış bu kenti siliyorum...
İçimin unutulmayan yüzü!
Sen hiç anlamadın gözleri sensiz kızı...
İçi seninle dolup taşan
Varlığına ağrılar büyüten
Bu çaresizi hiç anlamadın!...
Bu kentte yaşamak ölüm kadar yalnızlıktı bana
Olmayanı hayalimde görürdüm,
Olanlarsa hep uzağımda...
İşte ben de gidiyorum;
Uzağındayken daha da uzağına...
İçimin çoğunluğu doludur seninle...
Bendeki seni anlatamaz sözlerim ama,
Sensiz kere sen varsın içimde!
Ne kadar sensizsem
O kadar senle doluyum işte!...
Düşünce değil
Ben her daim seni yaşarım buralarda...
Oysa şimdi
Kapatıyorum gözlerimi sonsuzluğa...
Dayanma gayretim çok ama,
Çarem yok!
Kalbim delik,deşik!
Mıhlanıp kaldığın sol yanımda
Sancılar şiddetini arttırdı...
Sabahladığım her gecenin sonunda
Seni bugün de sevebileceğim diye şükrediyorum,
Mevla’ya senin için dua sunacağım’’diye akşama varıyorum..
Bekliyorum;kapı eşiğinden girecek ölüm meleğini...
Kapatıyorum gözlerimi sonsuzluğa…

Halkın Ekmegi

Bilin: Halkýn ekmeðidir adalet.
bakarsýnýz bol olur bu ekmek,
bakarsýnýz kýt,
bakarsýnýz doyum olmaz tadýna,
bakarsýnýz berbat.
Azaldý mý ekmek,baþlar açlýk,
bozuldumu tadý,baþlar hoþnutsuzluk boy atmaya.

Bozuk adalet yeter artýk!
Acemi ellerle yuðurulan,iyi piþirilmemiþ adalet yeter!
Yeter katýksýz,kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!

Bolsa insanýn önünde ekmek,lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her þey bollaþmaz ki birdenbire...
Bilirsiniz,nasýl bolluk doðurur ekmek:
Adaletin ekmeðiyle beslene beslene.

Ekmek her gün nasýl gerekliyse nasýl,
adalet de gerekli her gün,
hem o,günde bir çok kez gerekli.

Sabahtan akþama dek,iþ yerinde,eðlencede,
hele çalýþýrken canla baþla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkýn ihtiyacý var piþkin, bol ekmeðe,
günlük, has ekmeðine adaletin.

madem adaletin ekmeði bu kadar önemli,
onu kim piþirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeði kim piþiren?

Adaletin ekmeðini de
kendisi piþirmeli halkýn,
gündelik ekmek gibi.

Bol,piþkin,verimli.

Aglamak için gözden yas mi akmali?

Aglamak için gözden yas mi akmali?
Dudaklar gülerken insan aglayamaz mi?

Sevmek için güzele mi bakmali?
Çirkin bir tende güzel bir ruh,kalbi baglayamaz mi?

Hasret özlenenden uzak mi kalmaktir?
Özlenen yakindayken hicran duyulmaz mi?

Hirsizlik;para,mal mi çalmaktir?
Saadet çalmak,hirsizlik olamaz mi?

Solmasi için gülü dalindan mi koparmali?
Pembe bir gonca iken gül dalinda solmaz mi?

Öldürmek için silah,hançer mi olmali?
Saçlar bag,gözler silah,gülüs kursun olmaz mi?

Canım, Sevdiğim, Yüreğim

Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...
Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...
Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...
Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
Damla damla birikiyor insan.
Damla damla sevgili...
Bir gün akıp gideceğiz hayata...
Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...
Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.

Yılmaz Güney

Çocuklara Şiirler

ÇOCUĞUM

Ey ümidim, geleceğim sevincim,
Ey çicek kadar nazlı, güzel çocuk.
Ey gözlerimde nur, gönülde incim,
Sevgi bağlarında yetiş gel çocuk.

Alnın, kalbin temiz kalsın heryaşta.
Ahlâk ara seçtiğin arkadaşta.
Doğrulukta yaşamak bir zaferdir.
Kahramanlık yalnız değil savaşta.

Ey sevgili çocuk ey güzel çiçek,
Herşey sende olgunluğa erecek.
Annen baban özlediği rüyayı.
Yıllar sonra belki sende görecek.

Çocuğum çocuğum, güzel çocuğum,
Dünyaya açacak gül tomurcuğum.
Seni pırıl pırıl yetiştirmektir.
Hem kendime, hem vatanıma borcum.

***

ALLAH vardır

Allah vardır, Allah birdir.
Eşi ve benzeri yoktur.
Mekândan münezzehdir.
Bizi yaratan, bizi yaşatan,
Bize yediren bize içiren
Bizi giydiren O'dur.
Ben Allah'ımı
Anamdan, babamdan ve canımdan
çok severim.
Allah'ımında beni sevmesi için,
O'na kulluk, itaat ve ibadet ederim.

***

Küçük Müslüman

Mutluluğa uzanan,

Kurumuş Gül

Kurumuş bir gül buldum
Defterimin arasından
Birden içimi sonsuz
Mutluluk kapladı
Yeniden dogmuş gibi
İlk günkü kadar taze degıldı ama
Hatırası o kadar eskımemıstı
Gözlerımı kapadım bır an
Ve..........
Kurumuş bır gülü kokladım
Yagmurlu bir günü hatırlattı
Mutluluktan sarhoş oldugum bır anı
O an senı ıcıme cektım cektıkce daha cok
Gömüldüm anılara yıkıldım
Ah o cocuksu sevdam
Düşündükce göklere çıkardıgım
Saf ve temız cocuksu sevdam
Sonra vakitsiz uyanı verdim
Biliyormusunuz
Şimdiki aşklar sevgiler o kadar cocuksu degıl
Umudun mutlulugun yerıne
Yıkılışı vaad ediyorlar
Belkide bunlardır kurumuş güle düşkünlüğümün sebebi .....

Kardelen

Bu bendeki bir dert ki, anlatamam kimseye...
Kulak verip de beni dinler misin kardelen?
Sardı tüm benliğimi, mecalim yok gülmeye
Sen de benle aĞlayıp, inler misin kardelen?

Mis gibi sıla kokan eş-dost mektuplarında,
Taze güller yeşerir eski anılarında
Hatıralarla dolu gurbet akşamlarında
Hasret denen türküyü söyler misin kardelen?

Bütün duygularını bir deftere yazmanın,
Dertlerini duymayan duvara anlatmanın,
içinde ne var ise, hep içine atmanın,
Ne demek olduğunu, bilir misin kardelen?

Dostu oldum kaç defa sabahsız gecelerin.
Defterimde yeri yok anlamsız hecelerin.
Çözemedim bir türlü; bu zor bilmecelerin
Cevabını sen bana, çözer misin kardelen?

Ne kadar tattırsa da ayrılık acısını,
Unutamazsın yine onun hatırasını.
Bir kenara bırakıp acısı, tatlısını
Hepsini bir kalemde siler misin kardelen?

Anlat sen de içinde, dök dışına ne varsa...
Hiç düşünme kalbimi, bırak yansın yanarsa.
Bu derdi sen benimle paylaşır mısın yoksa,
Bakıp bakıp halime, güler misin kardelen?

Bilirim ben yerini, sormam sana nerdesin...
Senin yurdun dağlarda, sen hep yükseklerdesin.

::::SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN:::

YERİN SENİ ÇEKTİĞİ KADAR AGIRSIN,
KANATLARIN ÇIRPINDIĞI KADAR HAFİF.
KALBININ ATTIGI KADAR CANLISIN
GÖZLERİNİN UZAĞI GORDUGU KADAR GENÇ,

SEVDIKLERIN KADAR IYISIN,
NEFRET ETTIKLERIN KADAR KÖTÜ,
NE RENK OLURSA OLSUN KAŞIN GÖZÜN
KARŞINDAKİNİN GÖRDÜGÜDÜR RENGİN,

YAŞADIKLARINI KÂR SANMA,
YAŞADIGIN KADAR YAKINSIN SONUNA,
NE KADAR YAŞARSAN YAŞA,
SEVDİĞİN KADAR ÖMRÜN,

GÜLEBİLDİĞİN KADAR MUTLUSUN,
ÜZÜLME BİL Kİ AĞLADİGİN KADAR GÜLECEKSİN,
SAKIN BİTTİ SANMA HERSEYİ,
SEVDİĞİN KADAR SEVİLECEKSİN,

GÜNEŞİN DOĞUŞUNDANDIR,DOĞANIN SANA VERDİĞİ DEGER,
VE KARŞINDAKİNE DEGER VERDİĞİN KADAR İNSANSIN,
BİR GÜN YALAN SÖYLEYECEKSEN EĞER,
BIRAK KARŞINDAKİ SANA GÜVENDİĞİ KADAR İNANSIN,

AY IŞIGINDADIR SEVGILIYE DUYULAN HASRET,
VE SEVGİLİYE HASRET KALDIĞIN KADAR ONA YAKINSIN,
UNUTMA YAĞMURUN YAĞDIĞI KADAR ISLAKSIN,
GÜNEŞ'İN SENİ ISITTIGI KADAR SICAK,

KENDİNİ YANLIZ HİSSETTİĞİN KADAR YANLIZSIN,
VE GÜÇLÜ HİSSETTİĞİN KADAR GÜÇLÜ,
KENDİNİ GÜZEL HİSSETTİGİN KADAR GÜZELSİN,
İŞTE BUDUR HAYAT, İŞTE BUDUR YAŞAMAK,

BUNU HATIRLADIGIN KADAR YAŞARSIN,

Ne Yana Bakarsam Bakayım Seninleyim..

Uçurumun kıyısındayken bile,her an’ım seninleymişçesine yüreğimin çırpınışları yankılanıyor her yerde..
An geliyor,beni terk edip gidişini anımsıyor ve kendimi bu uçurumun kıyısından sonsuzluğa bırakıp sana gelmeyi düşlüyorum..
Ama biliyorum
Biliyorum yinede dinmeyecek bu yalnızlığım
Dindiremeyecek hiçbir şey!
Çünkü;
Ne yana bakarsam bakayım seninleyim işte ben. . .
Ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim,
Yüreğime kelepçelediğim "sen" varsın aklım da..
Öyle içten , öyle sevgiyle dolusun ki yüreğim de.


Uçurumun kıyısındayken ben;
seni her düşündüğümde
göz pınarlarım dolar
ve durduramam yaşlarımı.
Her damla içime batar,
Kanatır beni
Ve eritir yavaş yavaş bedenimi
Susarım.
Sana susamışlığımın doruklarında yaşarım
senden emanet yalnızlığımı.


Hadi sen yinede;
Git şimdi.
Uçuruma bırak kendini
Bırak sonsuzluğa beni
Ve
Kaç kaçabildiğin kadar!
Hadi….

`20 Kasım 06 ` / Selcan..