Nasihat
Çocuk Yetiştirme Üzerine Bazı Faydalı Bilgiler
01- Çocukta kendine saygı, çocuğun kendi hayatını düzenleyebildiği ve bunu iyi yapabildiği inancını oluşturan küçük günlük görevlerle sağlanır.
02- Engelleri aşma dürtüsüne kişisel motivasyon denir. Önümüze hedefler koymamızı sağlayan, her birimizin içindeki küçük umut çekirdeğidir. Bu umut, bizi daha yükseklere eriştirir. Şevk kazanmış kişiyi hiç kimse ilerlemekten alıkoyamaz ve eğer bu motivasyon insanın yüreğiden geliyorsa, o kişi yenilmez hale gelir.
03- Hayat bir çocukiçin günlük fırtınalarla baş etmeyi öğrenmekten ibarettir. Becerikli olmak; meydan okumaları kabul etmek, bunlar üzerinde düşünmek için zaman ayırmak ve sonra erişebilir kaynakları kullanarak sorunları çözmek demektir. Çocukta becerikliğin gelişmesi onu hayattaki fırınaları atlatma becerisiyle donatır. Seçenekler oluşturmada özgüven sağlar ve çocuğa etrafındaki dünyanın aktif katılımcısı olmayı öğretir.
04- Herşeyin hızlı ve öfkeli olduğu bir dünyada kendinden hoşnut bir çocuk huzurlu olacak ve kendi maneviyatından keyif alacaktır.
Çocuğun eğitiminde bazı püf noktalar
-Çocuk ailenin gülüdür. Çocuk aile bahçesinin ayrı bir rengi, ayrı bir ahengidir. Çocuğun gülümsemesi anneye saadet soluklatır. Neşeli, sevimli ve sıcak aile iklimlerinin zirvelerine tırmanmak çoluklu evlerde mümkündür.
-O halde "ilahi bir lütuf ve ikram" olan bu gönül zirvesine tırmanın, yerinizi alın.
-Çocuğunuz doğduğunda ona güzel bir isim koyun. İki cinse de konulan veya toplumda alay konusu olabilecek isimlerden kaçının. Bu isim mahşerde çağrılabileceği bir isim olsun.
-Çocuğunuzun sağ kulağına ezan, sol kulağına kâmet okunsun.
-Çocuğunuza yemek adabını gösterin. Oturma usulünü öğretin. Konuşma terbiyesi verin. Büyüklerine hürmet etmesini telkin edin. Ona verilmesi gerekli disiplini verin. Sünnet ettirin.
-Çocuklarınızı haramlardan, lüks ve israflardan koruyun. Çocuklarınızın yataklarını ayırma zamanı geldiğinde (on yaşında) kız erkek ayrı yatırın, mümkünse odalarıda ayrı olsun.
-Çocuklarınıza kabiliyet durumlarına ve özelliklerine göre uygun meslekler seçebilmesi hususunda yardımcı olun.
Çocuk ve çocuk yetiştirilmesi üzerine meşhurlar ne dediler?
"Ebeveynliğin, bir dizi yürekli ve basit işler gerektiğini anımsadım. Çocuklarımız için, elimizden gelenin en iyisini zevk ve şefkatle yaptığımız anlarda, onları sevmeyi tekrar öğreniriz. Bu arada hem çocuklarımızın, hem de biz ebeveynlerin ihtiyaçları ve becerileri değişir durur." ..............................................-Mary Lou Rozdilsky-
"Çocuk yetiştirmek her ana-baba için olağanüstü bir deneyimdir. Çocuğunuzun gözlerinin içine bakın ve orada kendi içinizdeki çocuğu görmeye çalışın. Bunu yapmak için hiçbir zaman geç değil. Orada içinizdeki çocuk hâlâ sevgi, ilgi, şefkat ve bakım bekliyor. Onunla ilgilenip, çocuk olmanın keyfini ve güzelliğini yeniden yaşayabilirseniz, çocuğunuzla birlikte ve bu kez "eksizksiz" büyüdüğünü farkedeceksiniz." ...........................................-Klinik Psikolog: Emel Sağlamtunç-
"Çocukluk mantığın uykusudur.".........................................-Thomas Fuller-
Çocuk Nedir?
Çocuk, gönüllerin meyvesi, ruhların sevgilisi, yurdun-yuvanın nur yüzlü meleği, anne ve babanın ise göz nuru, gönül neşesidir.
Çocuğun en güzel tarifini, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle yapıyor: "Çocuklar yeryüzünde gezen çiğerlerimizdir."
(M. Arif, 1001 Hadis; 640 no'lu H.)
Çocuk Cenab-ı Hakk'ın kullarına nazlı bir hediyesi, güzide bir emaneti ve kudsi bir vediasıdır.
Çocuk, safiyetin sembolü, iyilikler, ihsanlar ve lütufların mazharıdır.
"Dünya, bizim ebedi âleme geçişimizi sağlayan bir köprüdür. Hayat, bir çok imtihanlarla doludur. İmtihan unsurlarından birisi sayılan çocukların ise, hayatımızda ayrı bir yeri vardır. Evet, insan için tamamen farklı bir nimet ve aynı zamanda tamamen farklı bir imtihandır çocuklar.
Çocuk kimin emanetidir?
Dostlukta Külfet Olmamalı
Cafer bin Muhammed şöyle derdi:
-Dostlarımdan bana, en fazla ağır geleni, bana karşı tekellüf içinde bulunanıdır.
Bundan sakınırım.
Bana en hafif geleni ise, yanımda bulunduğunda, kendimi yalnızmışım gibi rahat ve
teklifsiz hissettiğimdir.
***
Fudayli de şöyle demiştir:
-İnsanlar, ancak tekellüf yüzünden yekdiğerinden uzaklaşırlar.
Biri, diğer kardeşini ziyaret eder, onda zorlanma ve resmiyet görür.
Böylece ondan uzaklaşır.
***
Ebu Hafs Haddad, Ebu Bekr Şibli'nin evinde bir süre misafir kalmıştı. Şibli misafirini
çeşit çeşit yemeklerle ağırlamıştı.
Ebu Hafs, ayrılıp giderken, Şibli'ye şu teklifi yaptı:
-Ey Şibli! Eğer yolun memleketimiz olan Nişabur'a düşerse, yanıma gel de misafir nasıl ağırlanırmış sana göstereyim?
Şibli:
-Ben ne yaptım ki, ne kusurum oldu ki? diye sordu.
Ebu Hafs:
-Başka ne yapacaksın... Külfete girerek çeşitli yemekler hazırladın. Bu, civanmertlik,
misafirperverlik değildir. Bir dost, misafir gelince öyle davranmalı ki, hizmet ederken
üzerine hiçbir ağırlık çökmemeli; gittiğinde de ferahlık gelmemeli... Gelişi ağırlık,
Çocuk eğitiminde altın kurallar
Çocuğun kişiliğinin oluşumu, kendisine saygısının gelişmesi büyük ölçüde ana-babasının kişilik yapısına bağlıdır. Ana-babasının davranışlarını kendine model alan çocuk istenen ve istenmeyen davranışların çoğunu onlardan öğrenir.
Çocukların üzerinde önemle durulmalı, davranışların aşırılığa kaçmaması için özen gösterilmelidir. Saldırgan öfke patlamaları, korku ve endişeleri yatıştırılmalıdır. Bu da çocuğun doğuştan istek ve eğitimlerini tanımak, hoşlanmadığı durumları göz önünde tutmakla olur.
Çocuğun tabii yetenekleri desteklenmeli, tedirginlik kaynakları giderilmelidir. Böyle bir çocuk yetiştirme, hem beden, ruh için iyidir. Erken eğitimle, alışkanlıklar ve davranışlar kişiliğe yerleşir. Çocuğun yetişmesinde önemli etkisi olan bu altın kurallar şunlar:
1- Çocuğunuzu utandırmayın; utandırılan çocuk kendine güvensiz, toplum içinde de tepkisiz bir kişi olur. Büyüdüğünde maksadını anlatamaz. Ömür boyu bunun ezikliğini hisseder.
Bardak boş kalmaz!
Görünüşte basit gibi de görünse bazı olaylar iz bırakıyor hafızada... Fizik öğretmenimiz birgün derse girdiğinde çantasından çıkardığı su bardağını masanın üzerine koymuştu. Biz bardağı ne yapacak diye merakla beklerken, defteri imzaladıktan sonra boş bardağı gösterip sordu:
- Çocuklar bu gördüğünüz bardak dolu mu, boş mu? Biz hep bir ağızdan bağırdık:
- Boş öğretmenim!
- Bilemediniz çocuklar, hiçbir şey boş kalmaz. Şu anda bardak hava ile dolu. Su koyduğunuz zaman da hava çıkar su ile dolar!...
Bu fizik kuralı sadece madde için değil; insanın ruhî yapısı için de geçerlidir. Öyle veya böyle bir şeye inanmak zorundadır insan, boş kalamaz. Ateistler bile inançsız değildir aslında, kendilerine göre bir inançları vardır. Bugün çekilen sıkıntıların sebebi, insanın sadece madde olarak görülmesi ve mana tarafının ihmal edilmesidir... Allahü teâlâ, insanı madde ve mana olarak dengelemiş. Bu denge bozulunca, felâketler birbirini izliyor...
Yabancıların sözleri
Aile, hükümdarların bile giremediği bir kaledir. (Emerson)
Aile hayatının güzelliği gibi hiçbir şey yoktur. (Oscar Wilde)
İnsan ömrünün en önemli olayı iyi bir eş seçimidir. (Drusus)
Evlenen insan üzülebilir. Evlenmeyen ise muhakkak üzülecektir. (Hint Atasözü)
Akıllıca bir evlilik yapmak istiyorsan, kendi denginle evlen. (Ovidius)
Herşeyde olduğu gibi, evlilikte de iç rahatlığı zenginlikten üstündür. (Moliére)
Evlilikte başarı, yalnız aranan kişiyi bulmakta değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır. (Foster Wood)
Benim düşünebildiğim en mutlu evlilik, sağır bir erkekle kör bir kadının evlenmesidir. (Calvin Coleridge)
Evliliği sürdüren vücut değil ruhtur. (Publilius Cyrus)
Ne pahasına olursa olsun, evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz. (Socrates)
Evlenme kafese benzer, içindekiler çıkmak içn, dışındakiler girmek için uğraşırlar. (Lard Mary Montagu)
Evlilik hayatında ara sıra kavga faydalıdır, çünkü insanlar ancak, böyle birbirlerini anlarlar. (Goethe)
İslam büyüklerinin sözleri
Sizin hayırlınız, aile efradına hayırlı olanınızdır. (Hadîs-i şerîf meâli)
Mü’minlerin iman yönünden en kâmili, ahlâkı en güzel ve ailesine karşı en çok lütufkâr davrananıdır. (Hadîs-i şerîf meâli)
Evlenin çoğalın. Zîra doğan çocuk düşük de olsa, kıyâmet günü ben sizin çokluğunuzla iftihar ederim. (Hadîs-i şerîf meâli)
Evlenmek, benim sünnetimdir. Fıtratımı sevenler, sünnetimi yerine getirsinler. (Hadîs-i şerîf meâli)
İçinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zîra evlenmek gözleri (haramdan) daha çok korur, zinadan daha çok muhafaza eder. Gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun. Çünkü orucun şehveti kıran bir hassası vardır. (Hadîs-i şerîf meâli)
Geçim korkusu sebebiyle evlenmeyen bizden değildir. (Hadîs-i şerîf meâli)
Kadını, güzelliği dolayısıyla alma. Güzelliğinin kendisini helâke sürüklemesinden korkulur. (Kadını) mala yüzünden de alma. Çünkü servetinin kendini azdırmasından korkulur. Ancak dindar olan kadını al. (Hadîs-i şerîf meâli)
Bir babanın kızına nasihati
Kırk yıllık bir evlilikten; geçirdiğim acı tatlı hatıralardan ve tecrübelerden sonra kızıma ve dolayısıyla bütün Müslüman kızlara gazeteniz vasıtasıyla önemli mesajlar, nasihatlar sunmak istiyorum. Huzurlu bir evlilik için gençlerin bu mesajlara kulak vermesini arzu ediyorum.
Çünkü bunlar dile kolay kırk yılın birikimi. Yetmişine merdiven dayamış, kimseden bir beklentisi olmayan düşüncelerini içinden geldiği gibi ifade eden yaşlı bir Müslümanın samimi tespitleri kabul edin bunları:
1- Kızım, nefsine, benliğine ağır gelse de önce şunu kabul et! Erkek, bedenen, aklen, ruhen kadından üstündür. Cenab-ı Hak, kadını erkeğin himayesine vermiştir. Çünkü, ayet-i kerimede, “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler; kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.” (Nisa,34) buyurulmaktadır.
Bunu kabullenmenin sana bir zararı olmaz. Aksine çok faydası olur. Kabullenmediğin takdirde, netice değişmeyeceği gibi hem dünyada hem de ahırette bunun sıkıntısını çekersin!
Anneden gelinlik kızına mektup!
Genelde, evdeki kız çocuğu annesini örnek alır. Bunun için anne, her hâli ile kızına örnek olmalıdır. İşte bütün genç kızlarımıza, asırlar önce yaşamış, hâli vakti yerinde, soylu bir âileye mensup Ümâme Hanımın, gelinlik çağındaki kızına yazdığı örnek mektubu sunmak istiyoruz. Bilhassa zamanımızda her genç kızın çok ihtiyacı olan bir nasihat bu:
Sevgili Kızım! Bir kız, annesi ve babası zengin, asil diye evlenmeye ihtiyaç olmasaydı, senin ve benim hiçbir zaman evlenmeye ihtiyacımız olmazdı. Fakat, durum böyle değildir. Yavrum! Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı nasihatlerde bulunacağım.
Bu tavsiyelerimi iyice öğrenip icap ettirdiği şekilde hareket edersen, hayatın boyunca rahat edersin. Kocanla aranız hiçbir zaman bozulmaz. Bu dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi âhirette de ebedî saâdete ulaşırsın.
1- Kanaatkâr ol! Ya'nî, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi memnuniyetle kabûl et. Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.
Lutfunla uzun bir ömür yaşadım
Sevgili kızım, genç kız, fazla göze çarpmıyacak tarzda temiz ve ciddî bir kıyâfette görünmelidir. Kendini beğendirmek için, fazla süslenmek, ahlâk hakkında şüphe uyandırır.
Erkeklere kendini beğendirmek için, kızın bazı uzvlarını, göğsünü veya bacaklarını teşhîr etmesi, düşük bir ahlâkın belirtisidir. Kendisinin ve âilesinin şeref ve haysiyyetini düşünen bir kızın, ciddî giyinmesi şarttır.
Bir kız mümkün mertebe beden hatlarını belirsiz bir hâlde gösterecek tarzda giyinmesi, onun bir ciddî ev kızı olduğuna delîl sayılır. (Müslüman kızı nasıl giyinmelidir? Bunun cevabı, Seadet-i Ebediye’ninbirinci kısm, ellisekizinci maddede yazılıdır.)
Yapmacıksız olarak mütevâzi, iddiâsız ve terbiyeli bir tavr, genç kıza en yakışan bir davranıştır. Bir genç kızın etrâfındaki insanları hiçe sayan saygısız ve küstah davranışları terbiyesizlik alâmetidir. İyi ahlâklı ve normal bir kız, bir erkeğe dikkatle ve alâka ile bakmaz.
Şerefli yaşamak cidden çok zordur
Sevgili kızım, cemiyet içinde öyle haşarât (öyle ahlâksızlar) vardır ki, bunların içinde genç kadın ve genç kız için şerefi ile yaşamak cidden güç olur. Bunun güçlüğü, yalnız başkalarından değil, bizzat kendi varlığından gelmektedir.
Eğer sen de, kadınlık duygusunun te'sîri altında kalır ve kendine hâkim olamazsan, iffetsizliğin ve ahlâksızlığın çukuruna düşersin. Bu çukura düşenlerden kurtulabilen azdır. Sen kadınlık duyguna karşı haysiyyetli ve meşru yolları aramalısın!
Sen de, herkes gibi, evlenebilirsin. Ahlâkın güzel olduktan sonra evlenmemek için, hiçbir sebep yok demektir. Evlenmeden evvel, birçok kızların yaptığı gibi, flört yapmaya aslâ heves etme! Bu tecrîbe mutlak tehlikelidir. Esasen flört yapılan insanla evlenmek, çok zaman saadeti getirmez.
Herkesten, her yerde sana zarar gelebilir
Kızım! Belki babanın ömrü, seni korumaya kifâyet etmeyecektir. Annen, belki seni her yerde, her zaman tâkîb edemiyecektir. Bu takdîrde, sen sahipsiz, tehlikeler karşısında âciz bir mahlûk olarak, ahlâksızların elinde bir oyuncak mı olacaksın? Allahü teâlâ, seni bu âkıbetten muhâfaza etsin! Âmîn.
Seni evvelâ Allahü teâlânın büyüklüğüne ve Onun himâyesine emânet ederim. Ondan sonra da, yine Allahü teâlânın sana verdiği aklını kullanarak, bu tehlikelere düşmemeye çalışmanı sana tavsiye ederim. Kızım, öyle bir zamanda, öyle bir mekânda yaşıyacaksın ki, herkesten, her yerde sana zarar gelebilir. Bu zarar, senin parana, puluna değil, iffet, şeref ve haysiyyetinedir. Paraya olan zarar telâfî edilebilir.
Mânevi zarâr, yerine konamaz. Böyle bir zarara uğramamak için Allahın emrettiği gibi yaşamalısın. Bunun için çocuklarımıza Allahü teâlânın korkusunu öğretmeye çalışmak bizim için en başta gelen vazîfe olmalıdır. Allahü teâlâdan korkmak için, Allahü teâlâyı iyi bilimek lâzımdır.
Dünya hayatımızdaki en zor imtihan
Sevgili kızım, bir genç kız için iffet, namuskârlık çok önemlidir. Allahü teâlâ, insan neslini devam ettirmek için, erkek ve kadınları birbirlerine karşı câzib kılmıştır. Aynı zamanda, bu kuvvetli duygu karşısında, insanları dünyada çetin bir imtihana tâbi tutmuştur. Dünyadaki kısa ömrümüz içinde, en zor imtihan iffet imtihanıdır.
Bu imtihanda kazanan bir insan, dünya ve âhıretin kahramânıdır. İnsanların kemâli (yâni kusursuz olması) veya insanın düşüklüğü, daha ziyâde iffet işinde belli olur. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimin birçok yerinde, iffetini muhâfaza edenlere, büyük mükâfâtlar vaat etmiş ve müjdeler vermiştir. İffetini muhâfaza etmeyenlere de, Cehennem azâbını göstermiştir. İnsan günahlarının belki de yüzde doksanı, iffet mevzû'u içindedir.