Denizden Gelen Haber
Benim böyle bir arkadaşım var. Dün akşam beynimde gülle gibi oturmuş bir sıkıntıyla ona telefon ettim:
“Hemen bize gel,” dedi. “Eşim uyuyor, ben de kendime kahve pişiriyordum.”
Kalkıp ona gittim. Onunla geçen bir saatten sonra, onunla her görüşmemden sonra olduğu gibi, kendimi daha iyi hissediyordum. Derdim yine olduğu yerde duruyordu ama, eski korkunçluğunu yitirmişti. Sallanan iskemlesine oturup hiç konuşmadan can kulağıyla sizi, sıkıntınızı dinleyen Ken’in yanında rahatlamamaya imkân var mıydı ki...
“Ken” dedim. “İnsanın kafasındaki sorunları çözmekte üstüne yok. Bunu nasıl başarıyorsun?”
Gözlerinden başlayarak bütün yüzüne yayılan bir gülümsemesi vardı.
“Vallahi” dedi, “senden yaşlı olduğum için daha tecrübeliyim de ondan.”
Hayır mânâsında başımı salladım: