çocuk sağlığı
Besinleri çocuklarınız seçmesin
Doğru beslenme alışkanlığının gelecekte ortaya çıkabilecek kalp, tansiyon, şeker, kanser, obezite gibi hastalıkların riskini azalttığına işaret eden diyetisyenler, besin seçimlerinin okul çağındaki çocuklara bırakılmaması uyarısında bulundular.
Samsun'da özel bir sağlık merkezinde beslenme uzmanı olarak görev yapan Diyetisyeni Meltem Üney, yaptığı açıklamada, okul çağındaki çocukların beslenmelerinin önemine dikkat çekti.
Okula başlayan çocukların artık besin seçimlerini kendilerinin yapmak istediğini ve bunların da genellikle yağlı, katkı maddeli yiyecekler ile kolalı içecekler olduğuna işaret eden Üney, bu tür beslenme alışkanlıklarının gelecekte kalp, tansiyon, şeker, kanser, obezite gibi hastalıklara davetiye çıkardığını ifade etti.
Tavuk suyuna çorba içirin!
Gribe yakalanan çocuklara hemen ilaç mı verilmeli, yoksa bu hastalığı kendiliğinden yenmesi mi beklenmeli? Tıp dünyası bunu tartışıyor. Ancak Prof. Dr. Balkır, şefkatle hazırlanan tavuk suyu çorbayı tartışmasız öneriyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bakır, çocuklarda grip ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı...
Grip, özellikle bünyesi güçsüz olan çocukları mı seçer?
Grip, bağışıklık sisteminin durumundan bağımsız olarak tüm insanları etkiler. Hastalık, bağışıklık sistemi zayıf olanlarda daha ağır seyirli ve ölümcül seyreder, komplikasyon oranları dediğimiz istenmeyen etkiler daha çok ortaya çıkar. Geçen sene H1N1 grip pandemisi sağlıklı genç erişkinleri olduğu kadar sağlıklı hamile kadınları ve sağlıklı çocukları da etkilemiş, bu kişiler de rahatsızlığın ağır seyrettiği grupta yer almıştı.
Çocukluğuna vermeyin tedavi ettirin
Çocuklarda alt ıslatma, birçok hastalığın habercisi olabiliyor. Diyabet ya da tiroid bozukluğu gibi bedensel hastalıklar, dikkat eksikliği, depresyon gibi ruhsal hastalıklar çocukların geceleri altlarını ıslatmalarında başlıca sebepler arasında...
Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı ve Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı Dr. Zafer Atasoy, tıpta “enürezis” olarak bilinen alt ıslatmaları hakkında merak edilen soruları yanıtladı.
Alt ıslatma nedir?
Enürezis hastalığı, çocukların gece veya gündüz elbiselerini ya da yatağını istemsiz olarak ıslatması olarak tanımlanıyor. Beş yaşından büyük bir çocuk, doğumsal ya da kazanılmış merkezi sinir sistemine ait bir sorun olmaksızın üç aydan uzun süre, haftada en az iki kez uykuda idrar kaçırıyorsa enürezisin varlığından söz edilebiliyor.
Her 3 çocuktan biri hiperaktif
Psikolog ve Hipnoterapist Alp Ardıç, Türkiye’de her üç erkek çocuğun birinde hiperaktivite belirtilerinin olduğu ifade ederek, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığının özellikle yedi yaş öncesi erkek çocuklarda görüldüğünü vurguladı.
Psikolog ve Hipnoterapist Alp Ardıç, Türkiye’de her üç erkek çocuğun birinde hiperaktivite belirtilerinin olduğu ifade ederek, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığının özellikle yedi yaş öncesi erkek çocuklarda görüldüğünü vurguladı.
Ardıç, ANKA’ ya yaptığı açıklamada, çocuklarda görülen hiperaktivitenin dürtüsel olarak, isteğe bağlı olmaksızın ortaya çıktığını belirterek, hiperaktif çocukların aşırı hareketli ve davranışlarını kontrol edemediğini söyledi. Ardıç, hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin birbirinden ayrı değerlendirilmesinin hata olduğunu vurgulayarak, her iki konunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dikkat eksikliğinin, hiperaktivetenin güçlü bir alt dalı olduğuna değindi. Ardıç “Kişilerde hiperaktivite tanısı saptamak istiyorsak dikkat dağınıklığını göz önünde bulundurmalıyız” dedi.
Aşırı meyve suyu tüketiminin zararları
İzmir'de çocuk gastroloji uzmanı Prof.Dr. Sema Aydoğdu, aşırı meyve suyu tüketiminin çocuklarda ishale neden olduğunu bildirdi.
Prof.Dr. Aydoğdu, “Anneler yararlı diye, çocuklarına büyük bardaklarla bol meyve suyu içiriyor, doktorların tanımlayamadığı ishale yol açıyorlar. Sadece hazır değil doğal meyve suyu da abartıldığında ishal nedeni” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi, pediatrik gastroenterolog Prof.Dr. Sema Aydoğdu, çocuklarda meyve suyu tüketimi konusunda uyarılarda bulundu. Modern gıda sanayinin günlük hayatı kolaylaştırırken bazı sağlık sorunlarına da yol açabildiğini belirten Aydoğdu, “Hazır gıdaların kontrolsüz ve kişiye uygun olmayan miktarlarda tüketilmesi bir takım problemler yaratabiliyor” derken çikolata içeren gıdalar, kolalı içecekleri örnek verdi. Özellikle bunların çok tüketilmesinin net şekilde kabızlık nedeni olduğunu, obezite, reflü riskini getirdiğini kaydeden Prof.Dr. Aydoğdu, şöyle dedi:
İştahsız Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalı
Hayatın idamesi için lüzumlu olan hava, su ve enerjinin alımı ve kullanımı çok ince bir mizan çerçevesinde cereyan eder. Vücudun enerji ihtiyacı; bazal metabolizma hızı, yiyecek alımıyla meydana gelen ısı üretimi ve fizikî aktiviteye göre ayarlanır; yani, fizikî aktivite enerji harcamasının en önemli belirleyicisidir. Bazal metabolizma hızı; yağsız vücut kütlesine, yaşa, cinsiyete ve genetik faktörlere bağlıdır.
Enerji alımına ise iştah artırıcı ve azaltıcı faktörler tesir eder. Kortizol ve noradrenalin gibi iştah artırıcı, insülin ve leptin gibi iştah azaltıcı faktörlere neredeyse her gün bir yenisi eklenmektedir. İnsan gerçekten de bu yönüyle bir meçhul kalmaya devam etmektedir.
Beynimizdeki hipotalamus bölgesinde beslenmeyle alâkalı bütün mesajlar bir araya getirilir. Sadece iç faktörler değil, dış faktörler de devrededir: Yiyecek görme, koku duyma, (bilhassa yanmış yağ kokusu) gibi sinyallerle iştah artar. İştah, bir besinin istenerek, sevilerek ve zevkle yenmesi; iştahsızlık ise, beyinden gelen açlık sinyallerini alamama olarak tarif edilebilir.
Saldırganlığının önüne geçmenize yarayacak öneri
Eğer son günlerde çocuğunuz olur olmaz her şeye sinirlenmeye ve şiddet içerikli davranışlar sergilemeye başladıysa, bir an önce tedbir almanızda fayda var. İşe, olumlu davranışlarınızla ona model olarak başlayabilirsiniz
Hiç uykunuzdan başınıza vurulan bir oyuncak araba, kumanda veya benzeri sert bir cisimle uyandırıldığınız oldu mu? Çocuğunuzun size ve çevresine karşı şiddet içerikli davranışları karşısında ona 'saldırgan' etiketi yapıştırmadan önce, Bebeğim ve Biz dergisinin önerilerini okuyun. Psikolojik Danışman Alev Köymen, saldırganlığın doğuştan getirilen bir dürtü olduğunu söylüyor: "Başlangıçta, içinden gelen saldırganlığı bütün çıplaklığı ve yalınlığıyla dışa vuran çocuk, zamanla öfkesini ve saldırgan davranışlarını engellemeyi öğrenir. 2-3 yaş döneminde, çocuğun yaşantısındaki değişimlerde ve oyunlarda normal kabul edilebilir. Fakat eğer sürekliliği varsa ve yoğun yaşanıyorsa, o zaman yardım alınması gereken boyutta demektir."
Çocuklarda üç haftadan fazla öksürüğe dikkat
Çocuklarda mevsimsel soğuk algınlığı sonrasında tetiklenen, balgamlı ve kimi zaman kusmaya neden olan peş peşe gelen ve 3-12 haftadan fazla devam eden öksürük, alt solunum yolu hastalıklarının belirtisi olabilir.
Uzmanlar, öksürüğün süresi ve karakterinin hastalıklar açısından haberci olabileceği uyarısında bulunarak, bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden uzman ekime başvurulması gerektiğini ifade ediyor.
Sağlık Bakanlığı Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji Klinik Şefi Doç. Dr. İlknur Bostancı, öksürüğün solunum yollarına yabancı maddelerin kaçmasından koruyan, solunum yollarındaki yapışkan sıvının atılmasını sağlayan ve solunum hastalıklarında sık görülen koruyucu bir refleks olarak tanımlandığını söyledi.
Özellikle çocukluk döneminde hastaneye başvuru nedenleri arasında öksürüğün ilk sırada yer aldığını belirten Bostancı, bu dönemde öksürüğün genellikle viral enfeksiyonlarla ilgili olduğunu ve sıklıkla kendiliğinden düzeldiğini belirtti.
Annem-Babam Artık Beni Sevmiyor!
Bu sözler çocuğumuzun yeni doğan kardeşi hakkında düşüncelerini çok güzel ifade ediyor değil mi?
insanoğlu çok eski çağlardan beri sevdiklerini paylaşmayı, ilginin bölünmesini ve bir başkasına yönelmesini içgüdüsel olarak kabul edemez. Çocukların iç dünyası o kadar karmaşıktır ki o küçücük yüreklerinde fırtınalar koparan, anne ve babasının sevgisini paylaşan, sürekli ağlayan ve ilgi isteyen bu konuğu kabullenmekte çok zorlanırlar.
Burada en önemli görev ve sorumluluk anne-babaya düşmektedir. İkinci bir çocuk sahibi olmayı planlamak, çocuklarına bunu uygun bir dille açıklayabilmek, onu hazırlamak, yeni bir bebek dünyaya getirmek kadar önemlidir. Annenin hamilelik döneminde yaşayacakları, bebek dünyaya geldikten sonra aile düzeninde nasıl değişiklikler olabileceği açıklanmalı, ilk çocuğun psikolojik olarak neler yaşayabileceği göz önüne alınmalıdır.
Çizgilerle Çocuk
Çocuklar dünyanın en tatlı varlıkları. Onların olmadığı bir hayat, cıvıltılarının olmadığı bir ortam, neşe dolu kahkahalarının çınlatmadığı bir dünya, gülücüklerinin olmadığı bir evren ve nefeslerinin olmadığı bir kainat düşünemiyorum bile. İnsanlar için Allah'ın en büyük hediyesi çocuklarımız. Onlarla sevinip onlarla gülüyoruz. Mutlulukları mutluluğumuz, hastalıkları hastalığımız oluyor. Minicik bir tebessümleri için gözümüzü kırpmadan dünyayı ayaklarına sermeye çalışıyoruz. Varlıkları, hayatımızın anlamı oluyor çoğu zaman.
Yaşamaktan bıkmış insanların, evlatları için yeniden doğduğuna şahit olmayanlarımız var mı?
Kaçımız onlar için gecelerce uykusuz kalmadık? Kaçımız kara gözlerindeki yaşları dindirmek için uğraşıp yorulmadık?
Kaçımız üstlerini örtmek için, geceler boyu uykumuzdan olmadık? Kaçımız?..
Ateşli çocuklarda termometre kullanma kılavuzu
Çocuklarının ateşinin yükseldiğini görmek, anne-babalar için oldukça kaygı vericidir. Hatta çoğu zaman o panikle derhal hastane yolu tutulur ya da hızla ateşi düşürülmeye çalışılır. Oysa ateş, her zaman bir hastalığın belirtisi olmayabilir.
Çocuğunuzun vücut ısısının yüksek olması, her zaman için ateşlendiği anlamına gelmez. Çünkü her çocuğun vücut ısısı kendine özgüdür ve bazı dış etkenlere bağlı olarak gün içerisinde değişkenlik gösterebilir. Yine de termometreyle belirli aralıklarla sağlıklı bir ölçüm yapıp, çocuğunuzun normal vücut ısısını belirlemeniz içinizi rahatlatmak açısından önemlidir. Ancak ölçümler sonucunda vücut ısısı normal değerin üstünde çıkıyorsa, bu durumda ateşten söz edilebilir. Ve ateşe eşlik eden başka bulgular da varsa, bu belirtiler hastalıkların habercisi olabilir.
Çocuklarda ateşin nedenlerini ve ateşin yükselmesi durumunda alınacak önlemleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Beril Bayrak Bulucu'dan öğrendik. Ayrıca ateş ölçerken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar da var. Özellikle vücut ısısını ölçmeye yarayan termometreler bebekli ve çocuklu ailelerin önemli ihtiyaçları arasında yerini alıyor.
Çocuğunuzu tehdit eden zehirler
Neşeli bir hafta sonu pikniğinin oğlunun ısırdığı zehirli bir mantar ya da küçük kızını sokan bir grup arı yüzünden kâbusa dönüşmesini kim ister?
Küçük afacanlar göz açıp kapayıncaya kadar bir avuç hapı yutabilir, çamaşır suyunu kafasına dikebilirler. Kibritleri ağzına sokabilir, naftalinin tadını merak edebilirler.
İki uzman doktor Dr. Yusuf Cem Kaplan ve Dr. Ömer Demir’in anne babalar için hazırladığı ''Çocuğunuzu Tehdit Eden Zehirler'' kitabı, çocuğunuzun başına gelebilecek tüm olası zehirlenmeleri ve alınabilecek tedbirleri içeriyor.
Rehber, ilaçlardan evde kullanılan kimyasal temizlik maddelerine, gaz ve ağır metallere kadar “zehirlenme potansiyeline sahip” tüm şüphelileri inceliyor. Dr. Yusuf Cem Kaplan ve Dr. Ömer Demir, anne-babalar için hayati önemde soruları yanıtladı:
Küçük Çocuklarda Anneden Ayrılma Endişesi
- Anneleri tuvalete girdiğinde bile kapının önünde durup ağlayan, anneleri dışarı çıktığında bir daha geri gelmeyeceğini düşünen çocuklar vardır. Böyle bir durum neden görülür?
Özellikle 1 yaşını tamamladıktan sonra çocuklarda yoğun bir ebeveynden ayrılma endişesi gözlemlenir. Annenin işe gitmek ya da alışverişe çıkmak gibi günlük işler için çocuktan ayrılmasının ötesinde, tuvalet girmesi bile sorun olmaya başlar. Çocuk güçlü bir şekilde ağlayarak annenin gözden kayboluşuna tepki gösterir. Aslında çocuğun bu protestosu, ayrılıkla başa çıkabilmek için kullandığı sağlıklı bir yöntem olarak değerlendirilmelidir. Çocukların 13-14 aylık dönemden itibaren istek duygusu ve kendini ortaya koyma ihtiyacı yükselir. Ayrıca, ilk defa sevdiği kişilerin yanında olmadığı zamanlarda başka bir yerde var olmaya devam ettiğini algılamaya başlar. Bu gelişim düzeyine ulaşmış bir çocuk doğal olarak annesiyle birlikte olmayı ister.
Çocuklar da el yıkama alışkanlığının önemi
Çocuk, dünyaya gizemli bir paket içinde gelmiş bir armağan gibidir. Zaman geçtikçe o paket yavaş yavaş açılır, büyür, serpilir, gelişir. Bizler bu paketten neler çıkacağını her zaman bilemeyiz. Fakat zaman içinde sahne arkasını görebiliriz. Bu süreç tam da bir tohumun ne ağacı olacağını başlarda bilemezken, filizlenip büyümeye başlarken ne ağacı olduğunu anlayabilir, ihtiyacına göre ona en iyi suyu ve gübreyi bulabiliriz.
Batılıların dediği gibi, çocuklarımız bize ‘kullanma klavuzu’ ile gelmiyorlar. Anne-babaların görev bu noktada çocuğun dünyayı nasıl algıladığını ve tepkilerini hangi süreçlerden geçirerek verdiğini anlamaya çalışmaktır. Her ne kadar ‘kendi çocuğumuzu’ en iyi tanıyan kişi olduğumuzu düşünsek de, anne ve baba olmanın getirdiği bazı küçük körlükler yüzünden çocuğumuzla ilgili kimi noktaları istesek de göremeyiz.
Onların bizi her zaman gözlemlemediğini düşünebiliriz ya da gözlemleseler bile algılamadıklarını düşünürüz. Çocuğumuzun el yıkama alışkanlığı da bu örneklemelerin içine alınabilecek en güzel davranımlardan bir tanesidir.