Çocuk Gelişimi

Çocuktan gelen duygusal mesajları doğru okumak

İletişim ve etkileşim kurduğumuz her insanla duygusal bir mesaj alışverişi yaparız. Yalnızca bizim ona verdiğimiz mesajlar değil, onun bize verdiği mesajlar da önemlidir. Patronumuzla, iş arkadaşımızla, komşumuzla, arkadaşımızla, anne-babamızla, eşimizle ve çocuğumuzla gün içerisinde farkında olarak ya da olmayarak duygusal bir mesajlaşma süreci yaşarız.

b. Animizm

Animizm için eğitim ve psikoloji sözlükleri, "çocuğun çevresindeki eşyaları canlı saydığı dönemdir."(116) diye söz ederler. Zihnî inkişâfın başlamasıyla, animizm dönemi de başlamış demektir.

Animizm dönemindeki çocuk, etrafındaki varlıklara; güneşe, suya, evlere hatta çakıl taşlarına bile hiç fark gözetmeden canlı ve şuurlu varlıklar gözüyle bakar.(117) Çevresindeki varlıkları canlı veya cansız olarak ayıramadığı için oyuncaklarıyla konuşur, bebeklerine isimler takar, odadaki veya bahçedeki her şeyi kendi isteğine göre birer şahıs olarak tahayyül eder; bazen de başını çarptığı masayı, "pis masa!" diyerek tekmeler.(118)

a. Egosantrizm

Egosantrizm, "çocuğun çevresini keşfettiği, bu çevrenin kendisi için yaratıldığı inancını taşıdığı ve başka kimselere aldırış etmediği bir dönemdir."(108) Çocuğun kendisi ile kendi dışında olanları ayıramadığı bu dönem(109), genellikle 2-6 yaşlarını kapsamaktadır.(110)

Egosantrizm dönemindeki çocuk, dünyayı yalnız kendi bakımından görmektedir. Ona göre, çevresindeki kişiler ve etrafındaki eşyalar kendisi gibi düşünürler ve hissederler. Bundan dolayı inançları da günlük tasavvur ve idraklerinden ayrı değildir.(111)

Çocuktaki egosantrik düşünceler zaman zaman çeşitli şekillerde tezahür eder, çocuk konuşmalarında hep kendisinden bahseder, oyuncaklarıyla başkalarının oynamasına izin vermez. Anne babasının yalnız kendisiyle ilgilenmesini ister ve bu yüzden, yeni doğan kardeşini kıskanır, onu istemez.

3. Dil Gelişimi

Çocuktaki zihnî gelişimin bölümlerinden biri olan dil gelişimi, çocuk tarafından ilk kelimelerin telaffuz edilmesiyle başlar. Bazı araştırmacıların tespitine göre ilk kelimeler 8-10. aylarda duyulmaktadır.(88) Fakat anlaşılabilecek ilk kelime belki de ancak 10. aydan sonradır.(89)

Genellikle çocuklar birinci yaşın sonunda konuşmaya başlamaktadırlar.(90) Hem erken, hem de düzgün konuşma yönüyle kızlar erkeklerden başarılıdır.(91)

Eski terbiye kitaplarından birinde, çocuğun dil gelişimi üç safhaya ayrılmıştır.

1. Teşebbüs ve temrin (alıştırma, exercise) devresi.

2. Kelime ve cümle devresi.

b. Zekâ Gelişimi

Zekâ gelişimi çocuklarda bazı farklılıklarla birlikte genellikle, 1,5 ilâ 2 yaşlarından itibaren başlamaktadır. Bu yaştan önce görülen zekâ, zihnin bir fonksiyonu olup, zihnî gelişim ise ancak 1,5-2 yaşlarından sonra inkişâf edebilmektedir.(80)

Zekânın inkişâfıyla başlayan gelişme seyri, 4-6 yaşlarında hızlanmakta ve bu durum 15-16 yaşlarına kadar devam etmektedir. Zekâdaki bu hızlı gelişmeyi 4-6 yaşlarında belirgin bir şekilde hissetmek mümkündür.(81) Denilebilir ki, insan zekâsının yansı dört yaşına geldiğinde, üçte ikisi de altı yaşına geldiğinde teşekkül etmiş durumdadır.(82)

Kelime dağarcığındaki artış ile başlayan zekâ gelişimi,(83) en basit öğrenme olayları ve alışkanlıklar ile bu gelişim seyrine devam eder. (84)

a. Zekâ Nedir?

Zaman zaman zihinle aynı manada kullanılan zekâ için kesin bir tarif vermenin zor olduğu hemen her psikoloji kitabında ifade edilmektedir.(77) Çünkü zekânın ne olduğu henüz yeterince bilinemediği gibi, nasıl ölçüleceği konusunda da ulaşılan kesin sonuç yoktur.

Tarifi zor olmasına rağmen, bugüne kadar zekâ için çeşitli şeyler söylenmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse, "Zekâ, zihnin öğrenebilme, öğrenilenden yararlanabilme yeteneğidir."(78) Ayrıca zekâyı, canlıyı bilinçli davranışa yönelten bir güç olarak kabul etmek te mümkündür.(79)

--------------------------------------------------------------------------------

77. Bk. Cavit Binbaşoğlu, Gelişim Psikolojisi, Ank. 1975, s. 98. Ethem, Başaran, Eğitim Psikolojisi, Ank. 1982, s. 82.
78. G. Fişek-Z. Sükan, Çocuğunuz ve Siz, İst. 1983, s. 14. Bu tarif Eğitim Sözlüklerindede yer almaktadır. Bk. Alaylıoğlu-Oğuzkan, age, s. 192.; Tuğlacı, age, VI, 3086.; Zekânın psikolojik manaları için bk. Selmin Evrim. Psikoloji Açısından Zekâ Sorunu. İst. 1978, s. 219.
79. Bk. Binbaşoğlu, age, s. 98.; Başaran, age, s. 82.

1. Zihin Nedir?

Eski terbiye kitaplarından birinde, "Zihin bir meleke-i umumiyyedir ki, nefs anınla kesb-i ma'rifet eder. Ma'rifet veya ma'lümât (ise) ruhun bir fiilidir, bir vâkıadır."(71) denilmektedir. Günümüz eğitim sözlüklerinde ise çeşitli tariflere rastlanmaktadır. Birkaçını sıralayacak olursak;

"Zihin, bilincin irade ve heyecan karışmadan algılama ve düşünme kısmı, anlayış ve kavrayıştır."(72)

"Zihin, her türlü bilinçlilik ve zekâ biçimlerini anlatan genel bir terimdir."(73)

"Zihin, anlama, bilme ve unutmama kuvvetidir."(74)

Zihnî gelişimin hangi yaşta başladığı kesin sınırlarla belirlenemez; arıcak, bazen birinci yaşın sonunda, fakat çoğu kere ikinci yaşın başlarında beliren yürüme hareketleri, eşyayı birbirinden ayırdetme ve dildeki gelişmeye, çocuğun zihnî güçlerinin faaliyet ve inkişâfı gözüyle bakılabilir.(75) Bu inkişâf başladığı andan itibaren gelişme ve olgunlaşma gösterecektir. Bu süreç içinde ise, zekâ, taklit, hayâl ve dil gibi diğer zihnî güçler ortaya çıkacaktır.

2. Korku

Duygusal gelişimin içinde yer alan diğer bir duygu da korkudur. Korku, canlı varlıkların, görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri en tabiî tepkidir denilebilir. Psikologlar, çocukluk çağında sık sık görülen bu ruhsal durumu, canlıyı uyaran ve kendi savunmasını sağlayan yararlı bir mekanizma olarak görmekte(62) ve korkuyu, "hem kaçınılmaz, hem de temel bir duygu" olarak nitelemektedirler. (63)

Doğduğu andan itibaren, çevresiyle çeşitli ilişkiler içine giren çocuk için herhangi bir korku objesi söz konusu değildir. Genellikle çocuklarda korkular 2-3. yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Bu yaşlar ise, zihnî gelişimin başladığı çağa rastlamaktadır.(64) Bu yaşlarda ortaya çıkan korkuların da ne kadarının telkin neticesi, ne kadarının içgüdüsel olduğu tartışılabilir. Nitekim yapılan araştırmalarda, küçük çocukların sadece kulakları dibinde duydukları kuvvetli bir ses ve dengelerini kaybederek düşmekten korktukları, ortaya çıkmıştır. (65)

1. Sevgi

Hemen her psikoloji kitabının his ve heyecan bölümünde yer alan sevgi için, psikolog ve pedagoglar pek çok şey yazmakta ve hepsi de sevginin gereği üzerinde birleşmektedirler.

Bebek ilk aylarda, tamamiyle pasif ve alıcı bir varlıktır. Bu dönemde onun ruhî ihtiyacı, tek kelimeyle sevgidir. Annenin ilgisi, şefkati, sıcaklığı, hatta kokusu, çocuğun sütten daha çok ihtiyaç hissettiği gıdalardır. Annenin bebeğini kucağına alması, okşaması, koklaması, ona gülmesi, bebek için en büyük saadet kaynağıdır. Onun bu sevgi ve şefkat dolu yaklaşımı, bebeğin zihnî ve ruhî gelişmesi için en kuvvetli vitamindir.(55)

2. Son Çocukluk Devresi (6-11. Yıllar)

Genellikle 6. yaştan başlayarak, kızlarda 11, erkeklerde ise 12. yaşa kadar süren bu çağa, "Son çocukluk devresi"adı verilmektedir.(37) Bu devreye sahne olan yılların, bir bütün olarak ele alınacağını öncelikle belirtmek gerekir.

Ferdî farklılıklar nedeniyle, çocuktaki gelişim safhalarını kesin sınırlarla belirlemek mümkün olmasa da, 7-12. yaşlar, çocukta açıkça fark edilebilen, belli ve önemli bir gelişim dönemi olmasıyla dikkati çekmektedir. Çünkü yedinci yaş, çocukta tabii yönelişlerin ortaya çıkmaya başladığı yaştır.(38) Ayrıca bu yıllarda büyüme hızının istikrar bulduğu da gözlenebilmektedir. Çocuk zaman kavramlarını öğrenmiş ve bazı oyunlarda beceri kazanmıştır. Okuma, yazma ve hesaplama gibi temel okul becerilerinin yanında, akranlarıyla yaşamaya da alışmıştır. Ev dışındaki başka yetişkinlerle ilişki kurabildiği gibi; kendi davranışlarının sorumluluğunu da yüklenebilecek bir duruma gelmiştir.(39)

b. İnatçılık Devresi (Negativizm=Olumsuzluk)

İki ilâ üç yaşları arasında ve genellikle 2,5 yaşından sonra, geçici bir süre için çocukta inatçılık ve uyumsuzluk görülmektedir. 2,5 yaşları, çocuk gelişimindeki zorlu dönemlerden biridir. "Serkeşlik devresi" de denilen bu dönemde çocuk, dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankârdır. Büyüklerinin sözünü dinlemez; hatta söylenenin tersini yapar. Hareket ve davranışları kısıtlandığında ise, öfkelenir. Her işi yardım görmeden kendi başına yapmakta direnir. Aşırı disiplin ortamında negativizmin arttığı görülür. Bu dönemde oluşan saplantılar ve bunalımlar ise ileriki yıllarda inatçılık ve direnç belirtileri şekline dönüşebilir.(18)Bazı psikologlar ise bu dönemi, "İlk yeni yetmelik çağı" olarak niteleyerek, çocuğun bu devredeki davranışlarını, gençlerin bulûğ çağı öncesindeki durumlarına benzetirler.(19)

Bu yaşlara olumlu açılardan bakılacak olursa, bu dönemdeki çocuğun enerjik, meraklı ve hareketli olduğu görülecektir. Bu dönemdeki çocuğun yüklendiği başlıca görev, güçlü bir benlik duygusu kazanmak ve kendi kişiliğinin bilincine varmaktır.

a. (2.-4.) Yaşları

Bazı psikologlar 2. yaşı, hayatın "saadet yılı" olarak kabul etmektedir. Çünkü çocuk bu yaşla birlikte, yürüme ve konuşma gibi iki önemli yeteneği kazanmıştır.(l0)

1. İlk Çocukluk Devresi (2-6. yıllar)

Yukarıda esas olarak kabul edilen gelişim safhaları çerçevesinde, ilk çocukluk devresini incelemeye başlarken, bir noktaya değinmek yerinde olacaktır. Çocukluk çağlarını kesin sınırlar ve çizgilerle tasnife tabi tutmanın zor olacağı, hemen her psikoloji kitabında ifade edilmekte ve bunda bir çok faktörün rol oynadığı belirtilmektedir.(7) Aynı şekilde, ilk çocukluk devresi içinde yer alan yılları da kesin çizgilerle ayırmanın zorluğu ortadadır. Buna rağmen, bu devreyi, (2-4.) ve (4-6.) yaşlar olarak ele alıp incelemenin daha uygun ve elverişli olacağı inancındayız. İlk çocukluk yıllarının, çocuğun geleceği bakımından büyük bir önem arzetmesi, gelecekte kişinin yaşayacağı dinin temellerinin büyük ölçüde bu dönem içinde oluşması(8) ve insanda ruhî hayatı oluşturan ilk önemli etkenlerin bu devreye ait olması,(9) bu yıllar hakkında yeterli bilgiye sahip olmayı gerektirmektedir.

--------------------------------------------------------------------------------

B. Çocuğun Gelişim Çağları

Çocuk psikolojisiyle ilgili eserlere bakıldığında, çocukluk çağının çeşitli devrelere ayrıldığı görülecektir. Bunun böyle olması, hem incelemeyi kolaylaştırmakta hem de -sonuç itibariyle- daha elverişli olmaktadır. Ayrıca bir konuyu bütün olarak ele alıp incelemenin, bölümler halinde incelemekten daha zor olacağı da bir gerçektir. Bundan dolayı, çocuğun psikolojik yapısını daha iyi tanıyabilmek için, çocukluk çağını çeşitli devrelere ayırarak inceleyeceğiz.(6)

Genelde kabul edilen aşağıdaki tablo bizim için esas olacaktır.

Bebeklik (Doğum-2. yıl)
İlk çocukluk (2.-6, yıllar)
Son çocukluk (6.-11. yıllar) Kızlar (6.-13. yıllar) Erkekler

--------------------------------------------------------------------------------

6. Bk. L. Cole-J. Morgan, Çocukluk ve Gençlik Psikolojisi, (çev. B. H. Vassaf) s., 3; Refia Şemin, Ruh Sağlığı, İst. 1979, s. 18; Halûk Yavuzer, Çocuk ve Suç, Ist. 1982, s. 13; Pcriha Baymur, Gene! Psikoloji, Ist. 1984, s. 58.

Dr.Mehmet Emin Ay

Anne-Babanın Çocuğunun Gelişmesiyle İlgili Övgü Mesajları : 7

KARŞILIKLI DAYANIŞMA (YETİŞKİNLER)

- İhtiyaçların önemlidir.

- Sen olabilir ve başkalarının eşsizliğine saygı gösterebilirsin.

- Hem bağımsız, hem de dayanışma ihtiyacında olabilirsin.

- Yıllar geçtikçe, gelişimine, ailene, arkadaşlarına, içinde yaşadığın topluma ve tüm insanlara bağlılığını geliştirebilirsin.

- Bu bağları oluşturup daha sonra bunları kendi değerlerine, sebeplerine, rollerine ve görevlerine bağlı olarak deneyebilirisin.

- Kurduğun her bağa bir katkıda bulunmaktan sorumlu olabilirsin.

- İcad edici, üretici ve neşeli olabilirsin.

- Aklına güvenebilirsin.

- İnsanlara, rollere, hayallere ve kararlara merhaba ya da güle güle diyebilirsin.

- Sevgin olgunlaşacak ve genişleyecek.