Özgüven

Dış özgüven

Dışarıya karşı özgüvenli bir insan izlenimi verebilmesi için, çocuğunuzun aşağıda adı geçen alanlarda beceriler geliştirmesi gerekir:

- İletişim
- Kendini iyi ifade edebilme
- Kendini ortaya koyabilme
- Duygularını kontrol edebilme

En pahalı özel okulların ve en iyi devlet okullarının, bu becerilere okul başarıları kadar önem vermelerinin nedeni, bu özelliklere sahip çocukların ileride sadece iş yaşamında değil, aynı zamanda kişisel ve sosyal yaşamlarında da başarılı olmaları gerektiğine inanmalarıdır.

Şimdi, sırasıyla bu özelliklerin her birinin çocuklarımıza ne gibi yararları olacağını görelim.

İletişim

İletişim konusunda iyi beceriler kazanmış olan bir çocuk şu konularda başanlı olacaktır:

ÇOCUK GELİŞİMİNDEKİ AŞAMALAR

1-2 yaş arası
Dili kullanmaya ve kendini tanımaya başlar.

2-5 yaş arası
Kendisi ve çevresi üstünde kontrol kazanmaya çalışır; anlama ve belleği ile ilgili becerilerini denemeye, duygularını öğrenmeye başlar.

5-11 yaş arası

İç özgüven

İç özgüvenleri sağlam olan insanlarda şu çok önemli dört özellik bulunur.

Bunlar:

• Kendini sevme
• Kendini tanıma
• Kendine açık hedefler koyma
• Pozitif düşünmedir

Kendini sevme

Özgüvenli insanlar kendilerini severler. Üstelik bunu saklamaya da gerek duymazlar. Dışarıdan bakanların, bu insanların kendilerine özen gösterdiklerini anlamaları çok kolaydır, çünkü yaşam tarzları bunu yansıtır, iç özgüvenin bu özelliği çocuklarınızda kendini şöyle gösterir:

- Hem fiziksel, hem duygusal gereksinimlerine değer verme konusunda çok doğal eğilimleri vardır ve kendi gereksinimlerini başkalarınınkilerle eşit olarak değerlendirirler.
- Bu gereksinimlerinin karşılanmasını hakları olarak görürler, istedikleri şeyi elde etme konusunda suçluluk duymaz ve kendilerine de içten içe eziyet etmezler.
- Övgü almayı ve ödüllendirilmeyi açık açık talep eder ve kimsenin bunu dolaylı yollardan ifade etmesini istemezler.
- Başkalarının kendileriyle ilgilenmesinden ve kendileri için birşeyler yapmasından çok hoşlanırlar.

Özgüven (Kendine Güven) Nedir?

Son yıllarda "özgüven" sözcüğünü kullanmak çok moda oldu. Artık, araba, sigorta poliçesi, futbolcu, hatta hatta ruj satışlarında bile özgüven sözcüğü sık sık kullanılıyor. Bu sözcük herkese farklı şeyler ifade ediyor. Öyleyse, önce bu sözcüğü insanlar için kullandığımızda ne anlama geldiğini netleştirmemiz gerekir.

Pek çoğumuzun da bildiği gibi en çok karşılaşılan tanım şudur: "Özgüvenli insanlar, kendilerinden memnun ve kendileriyle barışık insanlardır."

Genel anlamda bu kavram çok net değildir ve kendimiz ya da çocuklarımız hakkında "kendinden memnun" ya da "kendisiyle barışık" terimlerini kullanmak isteyince, hemen birtakım sınırlamalar koymamız gerektiğini farkederiz. Ve işte bu noktada, "Özgüvenli insan nedir?" sorusunun yanıtını tam olarak verebilmenin önemini kavrarız.

Hayata yeniden sarılmak

Bu kitapta, yazarken en sevimsiz bulduğum ve en keyifsiz yazdığım bölümün bu bölüm olduğuna inanmanızı isterim. Ne kadar uzman olursanız olun, konunuzda ne kadar profesyonel olursanız olun, konu ölüm ve çocuk olduğunda etkilenmemeniz elde değil. Ya da en azından benim için böyle. Bu bölümün sonuna geliyoruz. Bu satırları yazarken beni tek mutlu eden şey, sizlerin sorunlarına ve aklınızdaki soru işaretlerine biraz olsun ışık tutacağımı bilmek oldu.

Konuşmacı olarak katıldığım her seminerde, neden annesi ya da babası ölen çocukların durumu ile ilgili bir yayınım olmadığı sorusu ile çok sık karşılaştım. Sadece bu konuda, anne-babalara rehber olacak bir kitabın çok kısıtlı olabileceğini düşünüyordum. Anne-Baba Olma Sanatının çatısını hazırlarken aklımda hep bu konu vardı. Umarım amacına ulaşır.

Pes etmeyin

Yaşı küçük çocuk ya da çocuklarla bir babanın yaşamını sürdürmesi tabiî ki kolay değil. Öneriler ne kadar çok olursa olsun, uygulamak her zaman için zordur. Önerileri hemen uygulamaya geçirmek ve başarılı olmak mucize gibi bir şeydir. Kimi zaman duygularınız yapmanız gerekenlere engel olur, kimi zaman yaptıklarınız düşüncelerinize ters gelir ve çoğu zaman da ilk denemelerde başarısız olursunuz.

Bir daha denemekten çekinmeyin, bir daha uygulayın, bir daha yeniden başlayın. Asla umutsuzluğa düşmeyin, kendinizi beceriksiz olarak nitelemeyin. İçinde bulunduğunuz durumun kolay olmadığı gerçeğini hatırlayın ama pes etmemeye de kararlı olun.

Kendinize ve hayata güvenin

Eşlerinden ayrılan kişilerin en büyük sorunu güven sorunudur. "Bir evliliği bile yürütemedim" diye düşünen kişinin kendisine ve hayata olan güveni azalır.

Erkekler her ne kadar duygularını gizleyip belli etmeseler de onların da iç dünyalarında kendilerine, kadınlara ve hayata karşı güvensizlik besledikleri biliniyor.

Evliliğiniz herhangi bir nedenden ya da birçok faktörün birleşmesiyle sona ermiş olabilir. Şu bir gerçek ki, evliliğinizin bitişinden sadece siz sorumlu değilsiniz. Her ilişkide eşler o evliliğin iyi ya da kötü gitmesinden yüzde elli sorumludurlar. Hiçbir evlilikte, evliliğin bitişinden hiç kimse yüzde yüz sorumlu değildir. Akıl hastalıklarını ve madde bağımlılıklarını bu kategoriye almıyoruz tabiî ki.

Aşırı koruyucu babalar

Genellikle kadınlara, annelere özgü sanılan bu kişilik özelliğine erkeklerde de rastlayabiliyoruz. Aşırı koruyucu anneler alışık olduğumuz için onları çok fazla yadırgamazken, aşırı koruyucu babalara rastladığımız zaman şaşırıyoruz. Bir baba çocuğuna koruyuculuğu bize ters geliyor. Gelenek ve göreneklerimizin de bunda etkisi olduğu kesin.

Aşırı koruyucu bir kişilik yapınız varsa korkularınızın esirisiniz demektir. Bizim toplumumuzda ise erkek cesur olur, gözü kara olur. Sanki erkekler için biçilmiş bir kişilik yapısı vardır, her erkek bu formata uymak zorundadır. Elbette böyle bir yorum söz konusu değil. İçlerinde korku duygusunu taşıyan çok erkek vardır ve bu erkekler baba olduklarında, aşırı koruyucu tavırlarıyla, yüreklerinde var olan potansiyel korkuyu şekilde açığa vurarlar.

Çocukların Özgüveni

Bir çocuk sahibi olduğunuzda , bir insan hayatının sorumluluğunu almış kendine yetinceye kadar kimliğinin gelişimine ortak olmuşsunuz demektir. Peki ya sizler, çocuklarınıza kendi olma eğitimi mi veriyormusunuz yoksa çocuğum benim gibi olsun diye mi uğraşıyorsunuz? Çocuklarınız büyüdüklerinde kendi başlarına karar vermek zorunda kaldıklarında bir şeyler yapmaları gerektiğinde kısaca sizden ayrı oldukları zamanlarda başarılı olabilmeleri için özgüven duygularının gelişmiş olması gerekir. Bunun için de siz ana babalara belli sorumluluklar düşmektedir.

ONA SIK SIK SÖZ HAKKI VERİN