Serbest Kürsü

Hanımından korkmayan erkek :))

Elazığ’da adamın biri kahveye girer ve oyun oynayanlara hitaben:

“Hop abeler, bi dakka. Hanımından gorhanlar ayağa gahsın.”

Ani bir gürültü, hayda herkes ayakta. Bir kişi hariç. Kahvenin tamamı hayretler içinde. Soruyu soran adam, oturan adama yaklaşır ve:

“Abe helal olsun be, deliganlı adam mışsın. Harbiden sen hanımından korkmaz mısın?”

Adam nefes nefesedir. Heyecanı biraz geçince:

“Yav gardaşım ele bi laf ettin ki, dizlerim kırıldı, galhamadım.” der.

Genel Kültür

Mezara niçin çiçek konulur? İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.

Kendine İyi Bak Diyenlere

Kendine iyi bak.
- nereme bakiyim, üstümde başımda bi şey göremedim ben...
ya da
- kendine iyi bak.
- sagol aslanım, görüşürüz. sen de benim kendime baktığımdan daha iyi bak.

- kendine iyi bak.
- olur, soylerim.

- kendine iyi bak.
- evde ayna yok.

- kendine iyi bak.
- dusuk ihtimal ama bakarim.

-kendine iyi bak
-bakarım koçum senin gözün kalmasın yeter.

- kendine iyi bak.
- kendin kim?

- kendine iyi bak
- bakmak önemli değil önemli olan görmektir, dışarıda yaşadığın her tecrübe aslında kendini keşfetmen için ....
- marjinal olacam diye maymuna döndün iyi niyetle bir şey söyledim sağol dersin geçersin sözlüğe girdin diye maymun mu olman gerekiyor?
- pardon abi

hayır, kendime kötü bakmayı tercih ediyorum bu sefer.

- kendine iyi bak..
- sana ne?

- kendine iyi bak.
- bakarsam bağ bakmazsam dağ mı olacak?

-kendine iyi bak
-sen kendine bak be!

-kendine iyi bak.
-ben su icmem!

-kendine iyi bak.
-hangi açıdan ?

-kendine iyi bak
-görebilseydim bakardım

-kendine iyi bak
-ben baktım yanlış bişey göremedim. ne vardı?

- kendine iyi bak
- .......

Çocuklardan Çıldırtan Sorular!

anne balıklar su içer mi ?

-enişte bu ne?
-çakmak
(1 dakika sonra)
-enişte bu ne?
-çakmak
...
-enişte bu ne?
-çakmak bahadir
...
-enişte bu ne?
-gazoz kapaği
-olur mu? o çakmak!


-balıklar terler mi ?



-anne ben kurt olsam ablam da ormanda kuzu olsa o zaman benden korkar mı?



-oğlum çiık yukarı babaannenden biraz yeni bahar iste.. (karde$ küçüktür daha 4 ya$ civari, merdivenlerin yarisinda döner ve..)
-anne yenibahar yoksa eskibahar istiyim mi?
-(anne gülümser) oğlum eski bahar diye birşey yok sadece yeni bahar vardir
-niye ama anne, yeni bahar varsa eski bahar da vardir hem olmasaydi niye yeni bahar desinler ki?
-öyle demi$ler i$te oğlum, o bir baharat
-nasıl yani? şimdi gerçekten eski bahar yok mu? niye yok? bidi bidi bidi bidi...
-(anne delirme noktasina varmak üzereyken) çik yukari
babaannenden yeni bahar al da gel hemen! ciyakkkk


pirincin üzerinde neden çizgi var?


-kedi mamasi yesem kedi olur muyum anne?
-olmazsin kizim
-peki kedi benim yemegimi yerse insan olur mu anne?


anne, devlet ne zaman bana da imza vericek? ne zaman benim de imzam olucak?

Diyabet Hakkında Herşey

Dünyada 200 milyonun üzerinde diyabet (şeker) hastasının bulunması ve bu kişilerin pek çoğunun ihtiyacı olan sağlık hizmetlerini yeterince alamaması nedeniyle 2006 yılında özellikle gelişmekte olan ülkelerde, diyabet bilincinin artırılması amaçlandı. Bu yıl Dünya Diyabet Günü’nde konuya dikkat çekilerek; diyabetin her birey için önemli olduğu vurgulanacak.


“Çok sayıda kişi diyabeti olduğunun farkında değil”
Türkiye’de yaklaşık 5 milyon diyabet hastası olup; bu kişilerin 1,5 milyonu, diyabet hastası olduklarının farkında değildir. Diyabet tanısını erken koymak ve tedavisine erken başlamak, daha sonra gelişecek sağlık problemlerini önleyebilir.

Yaşam boyu süren ciddi bir metabolizma bozukluğu olan diyabet, müdahale edilmediği takdirde vücudun hemen hemen bütün organlarını etkileyebilmektedir. Kontrol altında tutulamayan diyabet; körlüğe, kalp ve damar hastalıklarına, inmeye (felç), böbrek yetmezliğine ve sinir sisteminde tahribata yol açmaktadır. Gebelik sürecinde kontrol altına alınamayan diyabet ise doğumsal bozuklukların görülme riskini artırmaktadır.

"Bir Senin Sesin Eyler Gamdan Âzâde Beni"

Bir senin sesin eyler gamdan âzâde beni
Selâmın ganî kılar şâhdan ziyâde beni
Bî-ümîd olsam da endîşe-i istikbâlle
Tebessümün kâfîdir dâim dilşâde beni

Elif bilmez câhil idim cemâlini görmeden
Arz-ı keremin yetti nâgâh irşâde beni

Gam yegâne âşinâmdır dilde hicrânın varken
Bir vuslatın gark ider hadsiz neşâte beni (Hulûsî)

(Beni hüznün ellerinden ancak senin sesin kurtarıyor.
Selâmın bir padişahtan daha zengin kılıyor fakiri.

İstikbal endişesiyle ümitsizliğe düştüğümde
Bir tebessümün yeterli oluyor mutlu olmam için.

Yüzünü görmeden önce hiçbir şey bilmiyormuşum ben,
Ey elif-kâmet, keremin bir anda aydınlatıverdi gönlümü.

Senden ayrıldığımda tek dostum hüzün oluyor.
Kısacık bir kavuşma, sonsuz bir sevinç demek benim için.)

Gözlerim gözlerine bakmak içindir!

Bir geldin. Hasretini bıraktın zindanıma. Karanlık karanlığa düştü. Gece gecenin üstüne indi.

Parmaklıklar dağıldı; yüzün esir aldı beni. Taşlar toz oldu; özlemin taş kesildi. Gözlerine zincirlediler gözlerimi. Gidişin hüzünlü bir sonbahardı, unutmadım.

Yıldırımlar düşürdün bakışından göğsüme Saçlarım beyaz alev aldı. Yandım. Taş üstünde taş oldum. Suskunluğum utançtan duvarlar ördü. Sağnak sağnak yağmur oldum, yağdım küskünlüğümün çölüne. Çığ olup kendi yalnızlığıma katlandım. Uzaklığını yorgan yaptım çıplak ruhuma. Sözün güneşin yüzünü güldürürdü, unutmadım.

Sessizliğin yeniden yeniye yanmış bir kül gibi. Rüzgâr aldı nefesimi. Buzdan sütunlara çarpıldı sesim. İçimin içinde bir gurbet oldun. Sen gittin gideli, dağlar yollardan saklanır oldu. Öyle derinleşti ki vadiler; gölgeler içine girmeye nazlandı. Bütün çöllerin tozlarını yutmuş gibi dudaklarım, ah etmekten bile usandı. Susuşun ibret dolu bir kitaptı, unutmadım.

Acı Ama Gerçek

insan eğerki 10 milyonu sadaka verecek olsa bu
miktarı çok bulur ama 10 milyon ile mağazadan birşey
almaya gitse alacak birşey bulamaz...

insan 10 dk zikir edecek olsa bu zamanı çok
bulur ama bir film veya maç olsa bir buçuk saatlik
zaman onun için hemen geçiverir...

bir futbol maçının uzaması insanın hoşuna
gider ama Cuma namazında hutbenin birkaç dk uzaması
hiç de hoşuna gitmez...

insan duyduğu dedikoduya hemen inanır ve
kabullenir ama kesin doğru olduğunu bildiği birşeyi
inat ederek hemen kabullenmez...

insan modayı her an takip eder ama
Peygamberimiz (s.a.v) sünnetini moda gibi bilmez veya
bilsede uygulamaz...

insan camide bir saat ibadet ederek vakit
geçirecek olsa onun için zaman geçmek bilmez ama

bilgisayar başındayken zaman onun için çabucak geçer...

insan namaz kılarken,ibadet esnasında dünyevi
konuları düşünmeyi sever ama normalde İslamiyet'i
düşünmekten kaçınır...

Bir Bebeğin Hikayesi

Genç kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi. Kıvırcık sarı saçları, iri mavi gözleri, kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek, kadının şimdiye kadar gördüğü en cana yakın kız çocuğuydu.
Onun ipek yanaklarını doya doya öpmek ve cennet kokusunu içine çekmek için eğildiğinde:

"Dokunma bana ..." diye bir ses duydu.

"Beni okşamaya hakkın yok senin..."

Kadın korkuyla irkilip etrafına bakındı. Bebekle kendisinden başka içerde kimse yoktu. Aynı sesi tekrar duyduğunda bebeğe döndü. Aman Allahım!.. Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu:

"Bana yaklaşmanı istemiyorum" diye devam etti.

"Hemen uzaklaş benden..."

Kadın, biraz olsun kendini toplayarak:

"Çocuklarımız hep erkek oluyor" dedi. "Onlar da güzel ama kız çocukları başka. Bu yüzden seni öpmek istedim."