Okul

Okula gitmek istemeyen çocuğun kaygılarını hafife almayın

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sabri Hergüner, ''Okula yeni başlayan çocuğun korkularını ve kaygılarını hafife almak, numara yaptığını düşünmek, çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak, durumu çözmek yerine daha da artırabilir.'' dedi.

Hergüner, okul korkusunun her 40-50 çocuğun birinde görülebilen bir durum olduğunu, eğer kısa sürede üstesinden gelinmezse çocuğun hem eğitim hayatını hem de arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini söyledi. Hergüner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Okul devamsızlığı ne kadar çok uzun sürerse, yeniden sınıfa dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır.

Okula 'ilk adım' neden önemli?

'Okula ilk adım', çocukların aileden ilk defa uzun süreli ayrılması ve dış dünya ile ilk karşılaşma dönemi olması nedeniyle önem taşıyor.

Okula bu yıl başlayacak çocukların ailelerinden ilk kez uzun süreli ayrı kalacağı ve dış dünya ile ilk karşılaşma dönemini yaşayacağı belirtilerek, bu dönemin başarıyla atlatılmasında öğretmen ve ailelere büyük görev düştüğü bildirildi.

Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, çocukların önemli bölümünün okula uyum sürecini sağlıklı biçimde atlatırken, bazı çocuklar için okula gitmenin sürekli bir kaygı kaynağı haline dönüştüğünü kaydetti.

Yalın, ''okul korkusu''nun, okula yeni başlayan çocukların anne babalarından ayrılmaktan dolayı duydukları endişe, çocuğun okul ortamında rahatsız eden ya da korkutan bir durumdan dolayı okula gitmek istememesi, aileden ayrılarak yeni bir sosyal ortama uyum sağlama endişesi olarak karşılarına çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:

Okul Ailede Başlar

Çocuğun temel eğitim kurumu ailedir. Yeni anlayışa göre çocuğun eğitimi ana rahminde başlar, doğumdan sonra devam eder. Kişiliği, altı yaşına kadar, aileden aldığı eğitimin kalitesine ve şekline uygun olarak yüzde seksen tamamlanmış olur. Bir çocuk okula başladığında ya güvenli veya güvensiz, ya bağımlı veya bağımsız, ya sorumlu veya sorumsuz bir kişilik kazanmış olacaktır. Ailede eksik kalan ve yanlış verilen eğitimin okulda düzeltilmesi çok zordur. Onun için diyoruz ki: “Okul ailede başlar.”




İSLAM'A HİZMET ETMEK GAYESİYLE OKUDUĞUNU SÖYLEYEN

İSLAM'A HİZMET ETMEK GAYESİYLE OKUDUĞUNU SÖYLEYEN BİR BAYAN BAŞÖRTÜSÜNÜ ÇIKARTARAK OKUYA BİLİR Mİ?

Bilindiği gibi Nur suresi'nin 31. Ve ahzab suresi'nin 33, 53 ve 59'uncu ayetlerinde kadınların örtünmeleri, vücutlarının zinet yerlerini yabancılara göstermemeleri emredilmektedir. Bu konuda birço hadis vardır. Ama bu hadisleri burada nakletmeye lüzum görmüyoruz.

Kadının bütün vücudunun avret olup olmadığı husus da mezhepler arasında ihtilaflıdır. Şafii ve Hanbeli mezheplerine göre kadının istisnasız tüm vücudu avret kabul edildiği halde Hanefi ve Malıki mezheplerinde eller ve yüzün fitne korkusu olmadığı takdirde avret olmadığı belirtilmiştir (Kitabu'l-Fıkh ala mezabili'l Erbaa, Sabuni, Tefsiru Ayat'il-Ahkam).

2. Son Çocukluk Devresi (6-11. Yıllar)

Genellikle 6. yaştan başlayarak, kızlarda 11, erkeklerde ise 12. yaşa kadar süren bu çağa, "Son çocukluk devresi"adı verilmektedir.(37) Bu devreye sahne olan yılların, bir bütün olarak ele alınacağını öncelikle belirtmek gerekir.

Ferdî farklılıklar nedeniyle, çocuktaki gelişim safhalarını kesin sınırlarla belirlemek mümkün olmasa da, 7-12. yaşlar, çocukta açıkça fark edilebilen, belli ve önemli bir gelişim dönemi olmasıyla dikkati çekmektedir. Çünkü yedinci yaş, çocukta tabii yönelişlerin ortaya çıkmaya başladığı yaştır.(38) Ayrıca bu yıllarda büyüme hızının istikrar bulduğu da gözlenebilmektedir. Çocuk zaman kavramlarını öğrenmiş ve bazı oyunlarda beceri kazanmıştır. Okuma, yazma ve hesaplama gibi temel okul becerilerinin yanında, akranlarıyla yaşamaya da alışmıştır. Ev dışındaki başka yetişkinlerle ilişki kurabildiği gibi; kendi davranışlarının sorumluluğunu da yüklenebilecek bir duruma gelmiştir.(39)

Mavi kurdela

New York'ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıf taki öğrencilerini, "diger insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmis süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti.

Sonra her birine üzerinde altın harflerle "Siz çok önemlisiniz" yazılı birer mavi kurdele verdi. Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisine üçer tane daha kurdela verip, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler, daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını tesbit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi.

Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmış, adamın yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti.

Öğrenci Problemleri

Nasıl Yaklaşmalıyız?

Ev Ödevi?

Pek çok aileyi ödev telaşı sarmakta.Tam ya da yarım gününü okulda geçirmiş çocuğumuza ödevlerini yapmasını hatırlatırken hangimizin içi cız etmiyor ki. Hatırlatmamız işe yarar da çocuğumuz ödevine başlarsa, kendimizi şanslı sayabiliriz. Aksine mızmızlanmalar başlıyor, isteksizlik gösteriliyor ya da itirazlar yükseliyorsa bir ödev problemiyle karşı karşıyayız demektir.

Tabii ki en sağlıklı ödev çilesini daha başlamadan önleyebilmek. Her anne, babanın yapması gereken, küçükken ya da daha ilk okuldayken çocuğuna düzenli çalışma becerileri kazandırmaya başlamak olmalı. Böylece gereken bağımsızlığı kazanan çocuk, hem büyüklerini, hem de kendisini ödev stresinden kurtaracaktır. Anaokulundan başlayarak bir ödev rutini oluşturmak; çocuğun ödevi yoksa bile belli bir süreyi öğrenmesi gereken bir şeye ayırmasını sağlamak, ileride çok işe yarayacaktır.

Anne-Baba Çocuğu Hakkında Ne Düşünür? : 5

YAPILANMA (OKUL ÇAĞI)

- Evet ya da hayır demeden önce düşünebilirsin ve hatalarından ders alabilirsin.

- Ne yapacağına karar verirken sana yardımcı olması için sezgilerine güvenebilirsin.

- Senin için uygun şeyleri yapmanın bir yolunu bulabilirsin.

- Diğerleriyle yaşamana yardımcı olacak kuralları öğrenebilirsin.

- Ne zaman ve nasıl karşı çıkabileceğini öğrenebilirsin.

- Kendin için düşünebilir ve sıkıntıda kalmak yerine yardım isteyebilirsin.

- Farklı olduğumuz zamanlarda bile seni seviyorum. Seninle birlikte büyümeyi seviyorum.

Çocuk terbiyesinin esasları

İslâm dîninde çocuk terbiyesinin esasları şunlardır:

1. Din: Pedagoji, yâni çocuk terbiyesi İslâm dîninde çok kıymetli bir ilimdir. İslâm dîninde çocuk terbiyesinden maksat, çocuğun Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların beğendiği, devletine, vatanına, milletine, âilesine, cemiyete ve insanlığa faydalı bir insan olarak yetişmesidir. Bunların tahakkuku için çocuk, çeşitli güzel vasıflarla donatılmalıdır. İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan İmâm-ı Gazâlî hazretleri çocuk terbiyesi hakkında eserlerinde şunları yazmaktadır:

“Evlâd, ana, baba elinde bir emânettir. Büyük bir nîmettir. Nîmetin kıymeti bilinmezse elden gider. Çocukların temiz kalpleri, kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi her şekli alabilir. Küçükken hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsıl olur.”