Çocuk Terbiyesi

Rol Yapmıyorum, İnsan Oluyorum...

Psikoloji ve Pedagoji kitaplarına bakacak olursak, Anne ve Baba olmak öncelikle bir 'rol'ü üstlenmek ve yerli yerinde temsil etmek demektir...'Eşler arası rol dağılımı', 'Aile içinde anne-baba ve çocuğun rolü' gibi başlıklar popüler başlıklardır... Bu 'rol' kavramsallaştırmasını oldum olası sorgulamışımdır. Fakat 'rol' kavramını tiyatroda rol yapmakla karıştırmayacak kadar da saf olmadığımı tahmin edersiniz... Yani sorgulamam bir yanlış anlamadan kaynaklanmıyor, tam aksine doğru anlamaktan kaynaklanıyor... Kanaatime göre anne ve baba olmak 'rol'e indirgenemeyecek boyutta bir 'var oluş' meselesidir... Halbuki modern psikoloji ve pedagoji (ve dahi sosyoloji) aileyi sadece yatay planda toplumsal bir birim, anne babayı da bu sosyal birimin üyeleri olarak algıladığı için 'rol'lerden dem vuruyor... "Peki öyle değilse nasıl algılayacağız?" diyeceksiniz ki hakkınız var.




Kendimizi Çocuğumuza Nasıl Tanıtıyoruz?

Yeni doğmuş bebekler ağlarken "anne" dermiş gibi gelir etrafındakilere çoğu zaman. Belki de o çaresiz ve aciz çığlıklarda gizli "anne" lafzını duymak için hazır olduğundan kulaklar ve kalpler. İlk kelimeler de dört gözle beklenen baba ya da anne olur genellikle. Yavrularımızın bizlere ilk hitâbı ne heyecan vericidir! Dünyaya gözlerini açmalarından itibaren yaşanılan en özel anlardan biri, çocuklarımızın bizi zikredişleri. Anne- baba olduğumuzun ilk sözlü tasdiki, onların minik dudaklarından dökülenlerle. Anne ve baba oluş... Hem büyük bir ikrâm, hem büyük bir sorumluluk.




Arkadaşlık Üzerine

KÖTÜ ARKADAŞ

Çoçuk terbiyesi esaslarından biri de, çocukların kötü arkadaş edinmelerine engel olmak, iyi ahlàklılarla arkadaş olmasını tenbih etmek, onlarla oynamalarını sağlamaktır.

Çocuklar bir çok kötü itiyàdları akranlarından kaparlar. Uslu bir çocuk, yaramaz mizaçlı bir çocuğun yanına gelince sessizliğinden eser kalmaz. Onun için anne ve baba, çocuklarının iyi arkadaş kazanmalarına son derece ehemmiyet vermelidirler. Bir kimsenin seçeceği arkadaşlar, kendi karekterini ve düşüncelerini aksettiren birer aynadır.Bu sebeple bir kimsenin ahlàkı konuştuğu arkadaşlarından anlaşılır.

Hz. Ali (r.a.) diyor ki: "İnsanların mahiyetleri düşüp kalktığı kimselerden belli olur." Çocuklar ne kadar itina ile terbiye edilmiş olsa da, kötü muhit veya kötü arkadaş onu bozabilir.

Müslüman Çocuğun Edebi - GÖRGÜ KURALLARI

İslâm; doğumdan ölüme kadar hayatın ne şekilde yaşanacağını, davranışların nasıl olacağını, iç ve dış dünyamızın ne şekilde bir yapıya kavuşturulacağını tespit etmiştir. Madden ve mânen sağlıklı bir fert, sağlıklı bir aile ve sağlıklı bir toplumun yolu İslâmın emrettiği hayat tarzını yaşamak ile mümkün olabilecektir.

Her hayrın başı Besmeledir !

Her hayırlı işe Bismillahirrahmanirrahim ile başlanır. Sonunda da Elhamdülillah denir. Sevgili Peygamberimiz: "Bir işe besmele ile başlanılmaz sonunda da Elhamdülillah denmezse o işte hayır olmaz"buyurmuştur. Çünkü besmele çekerek kul ile Allah arasındaki gerçek alâka kurulmuş olur. Nerelerde besmele çekilir veya çekilmez bir kaç misal verelim:

"Yemek yemeğe, abdest almaya ve hayırlı işe başlarken besmele çekmek sünnettir.
. Tuvalete girerken besmele çekmek mekruhtur.

Çocuğunuzun Problemli Olmasını İstemiyorsanız Onu Sevin!

Sevme ve sevilme, çocuğun en önemli ihtiyacı. Anne-babasının ve çevresindeki insanların ona sevgiyle yaklaşması, sağlıklı gelişimi için şart. Sevgi çocuğun kendine güvenini sağlar.

Sevme ve sevilme, çocuğun beslenme ve uykuyla birlikte en zaruri, en önemli ihtiyacı. Çocuk daha dünyaya yeni geldiğinde kendini sevgi ve şefkat halesiyle çevrelenmiş bir ortamda bulur. Anne-babasının ve çevresindeki insanların ona sevgiyle yaklaşması sağlıklı gelişimi için şart.

Sevgi, kısaca çocukla ilgilenmek, onun sorunlarına, sevinçlerine ortak olmak, onunla bir şeyleri paylaşmak ve ona güven ve değer vermek... Her şeyde olduğu gibi duygularının gelişimi için sevgide de denge önemli. Yerinde ve zamanında gösterilen sevgi, çocuğun geleceğe daha güvenli bakmasını sağlar. Çocuk, sevildiğini bilmeli.

Sevgiyle Bütün Engeller Aşılır

Çocuk Terbiyesinde Dikkat Edilecek Hususlar

İslâm âlimlerinin ve velîlerin büyüklerinden Celâleddîn-i Devânî çocuk terbiyesine çok önem verilmesini sık sık anlatırdı. Çoçuk terbiyesi ile ilgili olarak buyurdular ki: "Çocuk dünyâya gelince, yedinci günü ona isim koymalıdır. Düşünüp iyi bir isim koymalıdır. Çünkü rastgele bir isim konursa, ömür boyu ona sıkıntı verebilir. Bunun için çocuğa iyi isim koymaya dikkat etmek, çocuğun babası üzerindeki haklarındandır. Süt emme zamânı bitince, terbiyesi ile meşgûl olmalı, kötü ahlâk ve huy edinmesine engel olmalıdır.

Çünkü çocukların kâbiliyetleri kemâl üzeredir. Tabiatının meyli ise kötülükleredir. Çabuk bozulabilirler. Bunun için iyi ahlâklı olmasına dikkat etmeli ve bunda bir sıra gözetmelidir. Çocukta ilk görülen, göze çarpan duygu hayâdır. Hayânın çokluğu, fazîlete işârettir. Çocukta hayâ hasleti görünce, daha çok ihtimâm etmelidir. İlk terbiye, çocuğu kötü arkadaşlardan men etmek, alıkoymaktır. Çünkü, çocukların rûhu temiz bir ayna gibidir. Karşısında olanı hemen tutar, alır.

Çocuk terbiyesinin esasları

İslâm dîninde çocuk terbiyesinin esasları şunlardır:

1. Din: Pedagoji, yâni çocuk terbiyesi İslâm dîninde çok kıymetli bir ilimdir. İslâm dîninde çocuk terbiyesinden maksat, çocuğun Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların beğendiği, devletine, vatanına, milletine, âilesine, cemiyete ve insanlığa faydalı bir insan olarak yetişmesidir. Bunların tahakkuku için çocuk, çeşitli güzel vasıflarla donatılmalıdır. İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan İmâm-ı Gazâlî hazretleri çocuk terbiyesi hakkında eserlerinde şunları yazmaktadır:

“Evlâd, ana, baba elinde bir emânettir. Büyük bir nîmettir. Nîmetin kıymeti bilinmezse elden gider. Çocukların temiz kalpleri, kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi her şekli alabilir. Küçükken hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsıl olur.”

İslâm tâlim ve terbiye sistemi

İnsanlığın dünyâ ve âhiret saâdetini kazanmaları için Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm vâsıtasıyla gönderilen son gerçek ilâhî din olan İslamiyetin de tâlim ve terbiye sistemi vardır. Bu sistem, koyduğu temel inançları, getirdiği tefekkür biçimi, geliştirdiği ahlâkî ve güzel sanat ürünleri, verdiği ilim zihniyeti ve eserleri, müfredatı, teşkilâtı ve usûlleri îtibârıyla tamâmen orijinaldir. Çünkü, bu sistem, doğrudan doğruya yüce ve mukaddes kitabımız

Kur’ân-ı kerîm’den, sevgili Peygamberimizin hayat ve tecrübelerinden, O’nun izinden giden yüace Sahâbî kadrosunun ve hakîkî din âlimleri olan Ehl-i sünnet büyüklerinin tespit ve tatbikatından kaynaklanmış bulunmaktadır. İslâm terbiye sistemi, hazret-i Muhammed’in yirmi iki yıldan fazla süren peygamberlik hayâtı boyunca başarılan verimli uygulamalarıyla gelişmiştir.

Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem ferdî, sosyal ve hususî hayâtı, arkadaşları ve yakınları tarafından, bütün ayrıntılarıyla tâkip edilmiş ve nakil olunmuştur.

Çocuk, ana - baba elinde bir emânettir

Ailenin var olma sebeplerin başında neslin devamı çocuk gelir. Neslin sağlıklı bir şekilde devamı için ailede çocuğun önemi büyüktür. Ailede, çocuk, ana - baba elinde bir emânettir.

Çocukların temiz kalpleri kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi, her şekli alabilir. Küçükken, hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsıl olur.

Çocuklara îmân, Kur’ân ve Allahü teâlânın emirleri ve zamânın ilimleri öğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, din ve dünyâ saâdetine ererler. Bu saâdette anaları, babaları ve öğretmenleri de ortak olur. Eğer bunlar öğretilmez ve alıştırılmazsa âilelerine, cemiyete, kısaca insanlığa zararlı hâle gelirler.

Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem; “Bütün çocuklar Müslümanlığa uygun ve elverişli olarak dünyâya gelir. Bunları, sonra anaları, babaları Hıristiyan, Yahûdî ve dinsiz yapar.” sözüyle Müslümanlığın yerleştirilmesinde ve yok edilmesinde en mühim işin, gençlikte olduğunu bildiriyor.

Evlad hakkı

1- Bir kimse, çocuğu olduğu vakit müjdelenince onu bir nimet bilip, Allah'a hamd etmeli, Hadis-i şerifte: "Evlad kokusu, Cennet kokusudur." "Evlad dünyada nur, ahirette sürurdur", buyurulmuştur. Çocuğu beyaz elbiselere sarmalı. Çocuğun ağlamasından, anası ve babası üzülmemelidirler. Çünkü, ağlaması, anasına bbasına tesbih, tehlil, dua ve istiğfar olur. Bir hadis-i şerifte: "Mü'minin evladı dört ay "La ilahe illallah", dört ay "Muhammedür Resulullah", dört ay "Ya Allah! Beni, anne ve babamı mağfiret et" der.

Erkek çocuk olunca sevinip de, kız olunca üzülmek yersizdir. Çünkü, bunların hangisinin daha hayırlı olacağını Alla'tan başka kimse bilemez. Aksine olarak, kız çocuğunda daha fazla memnuniyet göstermek lazımdır. Zira, Kur'an-ı Kerim'de Allahü teâlâ, çocuktan bahsederken, kız çocuğunu takdim ederek, mealen şöyle buyurmuştur: "Allah, dilediğine kız, dilediğine erkek evlad verir." Bu ayet-i kerime, kız çocuğunun erkek evladdan hayırl olduğuna delalet eder.