Boşanma

Boşanmanın Üç Talakla Olması

Boşama için üç talak şart mıdır? Bir erkek kagıda, "üçten dokuza kadar benden boşsun" yazdığında karısını boşamış olur mu? Bu hüküm Islam'a göre boşanmayı bilmeyen erkekler için geçerli midir? Yani kendisi yazdığının ne manaya geldiğini bilmiyorsa ve birileri böy1e yazmasını söylediği için yazmışsa yine karısını boşamış olur mu?...

Boşama için üç talak şart değildir. Nikâhlı olan karı-koca birbirlerine üç itibârî bağla bağlıdırlar. Sünnet olan boşama, erkeğin bu bağları belli şartlarla ve tek tek koparmasıdır. Tâ ki, düşünmeye ve başka ihtimallere fırsat bırakılmış olsun. Ancak erkek bu üç bağı birden koparırsa, çirkin bir bid'at olmakla beraber bu da gerçekleşir.

Boşamada Pişmanlık

Evli bir çift mahkeme kararı ile ayrılıyorlar. Sonra kadın pişman olup tekrar kocasına dönmek istiyor, bu mümkün müdür?

Isâmda boşama yetkisi erkeğe aittir. Boşamanın mahkemede olması da şart değildir. Karı-koca birbirlerine üç bağla bağlıdırlar. Haram ve çirkin bir davranış olmakla beraber, erkek bu bağların üçünü birden koparmışsa artık karısına istediği anda dönemeyecektir. Sözünü ettiğiniz olayda, henüz mahkemeye gidilmemişken, ya da mahkemede erkek karısını üç "talak"la boşamışsa, karısının ya da kendisinin pişman olması artık fayda vermez ve birbirlerinden kesinkes ayrılmış olurlar. Eğer koca karısının, bütün bağlarını koparmayı kastederek üç talakla boşanmamışsa tekrar birbirlerine dönebilirler. Boşama şekli "ric'î" (cayılabilir) ise nikâh yapmalarına bile gerek yoktur.

Boşama Yetkisini Karıya Vermek

Islâmda boşanma hakkı erkeğe verilmiştir. Kadın ancak mahkeme kararı ile boşanma isteyebilir ve meşru sebepler varsa boşanır.

Ancak erkek kendi iradesi ile kendisinin olan boşama hakkına karısına verebilir ve buna da Islâm hukukunda "tefvîzu't-talâk" adı verilir. Koca talakı karısına nikâh esnasında "tefviz" edebileceği gibi sonradan da edebilir ve bu bir "tevkîl=vekîl kılma" değil, "temlîk=mülküne verme, ona mülk kılma" olur. Çünkü vekil başkası adına çalışan kimsedir. Kendisini boşama yetkisi alan kadın ise, kendisi adına iş göreceğinden vekil olamaz, nikâhına doğrudan sahip olur. Bu durumda:

1. Kadın nikâh esnasında "boşama yetkisine bana vermen şartı ile seninle evlenmeyi kabul ederim" der, koca da kabul ederse koca bu hakkını artık geri alamaz, kadın istediği zaman kendisini boşar ve bu bir "bâin" talâk olur. ,

Boşama (Talak)

Islâm'da boşama hakkının erkeğin elinde olması, erkeğin, kadın istediği anda boşayabilmesi demek olacağı, bu yüzden boşanma olaylarının çoğalmasıyla kadınların gadre ugrayacağı iddia edilerek, IsIâm'daki "talak=boşama" müessesesi tenkit edilir.

Konunun Islâmî yönüne değinmeden, diyalektik açıklamasını vermeye çalışalım:

Boşadığı Eşine Dönmek

Bir hanımı, boşanmak istemediği halde, eşi boşarsa ve koca tekrar eşine dönmek isterse bu, dinen câiz olur mu?

Islâm fıkhına göre eşler birbirlerine üç bağ ile bağlıdırlar. Koca, karı-kocalık ilişkisi içinde yaşadığı eşiyle bu bağların üçünü birden koparırsa normal şartlarda artık ona dönemez: Birini ya da ikisini koparırsa bakılır: eğer "ric'î" talâkla (yani talâk ve boşama sözü ederek) boşamışsa, iddet süresi içerisinde, kadın istemese dahi, istediği zaman dönebilir. "Bâin" talâkla (yani ayrılık ifade eden sözlerle) boşamışsa, ya da "ric'î" talâkla boşayıp ta, kadının iddeti dolmuşsa, artık kadın kâbul etmedikçe, koca kendi istediğinde ve yeni bir nikâh yapmadan dönemez. Sizin boşanmanızın ne tür bir boşanma olduğunu bilmeden size özel bir şey söyleyemeyeceğiz.

Bir Kimse Hanımını Boşarsa Küçük Çocukları Kime Bırakılacaktır?

Boşanmak suretiyle birbirinden ayrılmış olan çiftin küçük çocukları aşağıda zikredilecek şartları haiz anneye bırakılır.

1- Mürted olmaması.

2- Fuhuş veya hırsızlık gibi büyük günahları işleyen bir kadın olmaması.

3- Emin olması.

4- Mahrem olmayan kimse ile evli olmaması.

Yukarıda kaydettiğimiz manilerden biri varsa, isterse anneanneye bırakılır. O da olmazsa babaanneye, sonra ana-baba bir kızkardeşe, yoksa anne bir kızkardeşe, sonra teyzeye, sonra da halaya bırakılır. Tabii bunlar arzu ettikleri takdirde böyledir. Erkek çocuk yedi yaşına girinceye kadar bu durum devam eder. Ama anne vveya nine olmazsa dokuz yaşına gelinceye kadar bu durum devam eder. Bu açıklama Hanefi mezhebine göredir.

Şafii mezhebine göre ise; aşağıda zikredilen şartlar dahilinde erkek olsun çocuk anneye bırakılır:

1- Annenin müslüman olması. Hıristiyan, Yahudi veya mürted olursa kendisine bırakılmaz.

2- Akıllı olması.

3- Emin olması. Fasıka olduğu takdirde kendisine bırakılmaz.

4- Mahrem olmayan kimse ile evli olmaması.

Çiftlerin Zifaf Vaki Olmadan Evvel Boşanmaları

Zifaf vaki olmadan evvel bir talak ile boşanan çiftin arasında dinen beynunet vaki olur. Ricatın yapılması da mümkün değildir. Yani zifafdan önce olduğundan iddet söz konusu değildir ve artık yabancı bir kadındır.Ancak üç talak ile boşanma vuku bulmadığından her iki taraf arzu ederlerse yeni bir nikah ile birbiriyle biraraya gelebilirler. Bu durumda sadece iki talakları olacaktır.

Kadıköy’de evlenip Karaköy’de ayrılanlar

Günümüzde Kadıköy'de evlenip Karaköy'de boşananlar çok...Çünkü pazarda domates seçerken bile hassasiyet gösteren gençler eş seçiminde aynı hassasiyeti göstermiyor genellikle... 4 yıl flört ettiği kişiyle evlenip 4 ay geçinemeden soluğu mahkemede alarak "şiddetli geçimsizlik" ten boşananların sayılan her gün artıyor. Bunun için evlilik muhabbetine akıl da katılmalıdır. Ana-babanın tavsiyelerine, çevredeki aklı başında kimselerin sözlerine de kulak verilmelidir.

Bir de günümüzde "diploma evliliği" çok oluyor. Bu tür evlilikler ya yürümüyor ya da "mecburen, mecburiyetten" yürütülmeye çalışılıyor. Türkiye'de ayıp olmasın diye mecburen yürütülen evliliklerin sayısı tahmin edilenden fazla! Yuvayı yapan dişi kuştur.

Evlilikte hanımefendiler "yuva yıkıcı" değil, "yuva yapıcı" özelliklerini unutmamalılar. Anahtar kelime "fedâkârlık". Anahtar cümleyse şu: "Küçük şeylerle mutlu olmasını öğren ve silgini büyük tut!" Aranan kişi ol ki, aradığını bulasın. Tek başınayken mutlu olabilen kişinin mutluluğu evlendiğinde paylaştıkça artar.

Boşanma

Dinimize göre boşanma şöyle olmaktadır: Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur. Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir:

Açık sözler ve kinayeli sözler. "Sen benden boş ol", "Seni boşadım", gibi sözler açık sözdür. Bu sözler, şaka olarak veya şaşırarak da söylenince, anlamını bilmese bile, boşamış olur.

Evlilikte üç bağ vardır. Yani, boşama sözü üç defa takrarlanırsa, "seni boşadım, boşadım, boşadım" derse, veya "seni üç defa boşadım" veya “Üçten dokuza boş ol!”derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur.

Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuş ise, (Önceki nikaha döndüm) demesi yetişir. Nikah tazelenmiş olur. "Babanın evine git!", "Defol git", "Cehenneme git", "Senin kocan değilim artık", gibi, başka anlamlarda da kullanılan sözler kinayeli, kapalı sözlerdir.

Flört

Günümüzde flört, yani evlilik öncesi, gençlerin tanıma tanışma bahanesi ile belli süre beraberliği yaygınlaştı. Dinimizde yeri olammasına rağmen Müslümanlar arasında bile görülebiliyor artık.

Bir gazetede manşetten verilen bir haberin özetini, arkasından da bununla ilgili bazı gerçekleri sunmak istiyorum sizlere. “Henüz 2,5 ay olmuştu düğün olalı. Evliliğin uyum içinde yürümesi için, bir senelik flört devresinden sonra, birbirlerini severek evlenmişlerdi. Fakat birkaç gün sonra dayağa dönüşmüştü bu sevgi...

Genç kadın hiç sesini çıkarmıyordu, belki düzelir diye. Bir keresinde, kızını, morarmış gözleri, çizik içindeki kolları, berelenmiş vücuduyla karşısında görünce, annesi dayanamamış, karakola şikâyet etmişti damadını.

Boşanmaların sebebi

Dünyanın ve içindeki çanlıların varlıklarını sürdürebilmesi,ayakta kalabilmesi Allahü teâlâ belirlediği tabiat kanunlarına bağlığdır. Mesela, havadaki oksijen oranı, % 21, karbondioksid oranı ise 0,03 ‘dür. Havadaki oksijen oranı %21’den az veya çok olursa hiçbir canlı nefes alamaz ve yaşayamaz.

Hiçbir insan, hayvan ve bitki hayatta kalamaz. Yine korbondioksid oranı yükselirse canlılar zehirlenip ölür. Bunun gibi, dünyanın bir de sosyal kanunları vardır. Bu kanunlara uymak insanın rahat ve huzur içinde yaşamasını sağlar.

Bunlara uyulmazsa, toplumların dengesi bozulur; dünya sıkıntı ve ızdırap yeri olur. Çekilmez hale gelir. Bütün toplumlar aile üzerine kurulmuştur. Aileler toplumun temel taşlarıdır. Aile olmazsa veya ailede taşlar yerine oturmamışsa o toplumda huzur olmaz. Bu sosyal bir kanundur.

Boşanma

Müslüman bulunduğu ülkenin kanunlarına uyar, suç işlemez. Çünkü, suç işleyerek cezaya sebep olmak günahtır. Bunun için evlenme ve boşanma işlerinde mevcut kanunlara aykırı hareket edilmemelidir. Resmi işlemler tamamlandan dini nikah yapılmamalıdır. Boşanmada da, hem dine hem de kanuna aykırı hareket edilmemelidir. Dinimize göre boşanma şöyle olmaktadır:

Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur.

Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve kinayeli sözler.

"Sen benden boş ol", "Seni boşadım", gibi sözler açık sözdür. Bu sözler, şaka olarak veya şaşırarak da söylenince, anlamını bilmese bile, boşamış olur.

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri, çok kullanıldığı için açık söz kabul edilir

Sedef Çiçeği

Tahsiline Amerika’da devam eden bir okuyucum gönderdi bu hikayeyi. Çok etkilendim ve sizlerle paylaşmak istedim.

Mahkeme salonu lebalep doluydu. 70’ini geçkin iki ihtiyarın boşanma davası vardı o gün ve meraklı bakışlar altında oturuyordu bu yaşlı çift. Adamın inatçı bakışları vardı. Yaşlı kadın ise sinirden mi, yoksa ihtiyarlıktan mı titrediği belli olmayan elini kontrol altında tutmaya çalışıyor; bir yandan da yanında büzülmüş oturan eşine öfkeyle bakıyordu.
Hakim, “Anlat” dedi tok bir sesle. “Neden boşanmak istiyorsun?”

Yaşlı kadın bir kez daha öfkeyle baktığı eşinden aldığı gözlerini hakime çevirip derin bir soluk aldı ve “Yetti gayri” dedi. Heyecan ve öfkeden ağzı kurumuştu. Yutkunmak istedi ama yapamadı. Yine de ağzını aralayıp “Bu herif 50 yılımı zehir etti” dedi, işaret parmağıyla gösterdiği eşine hiç bakmadan.

Mahkemeden Balayına

Ünlü aile danışmanlarından Gary Chapman, Zig Ziglar, Susan Heitler, yazdıkları kitaplarda öyle umutsuz olayların çözülüp mutluluğa dönüştüğünü anlatırlar ki, şaşar kalırsınız. Hatta aile danışmanları, sorunu çözülen kişilerce "mûcize adam" olarak tanıtılır. Çünkü, yüzde yüz bir boşanmayı engellemiş, neredeyse birbirinden nefret eden iki kişinin tekrar birbirini sevmesini sağlamış ve geçinemeyeceklerine kesin inanmış eşlerin mutlu olmalarına vesile olmuşlardır.

Oysa onlar "mûcize adam" değildirler. Başardıkları da olağanüstü bir zafer değil, herkesin yapabileceği bir "iç fetih"tir. Onlar, zaten her insanın içinde var olan hazineyi göstermiş, zenginliğe dikkat çekmiş ve yararlanma yöntemini anlatmışlardır.

Evlilik Ağacı

Bir akşam oturup, ilişkilerini gözden geçirmeye karar verdiler. Her ikisi de, boşanmayı istememekle beraber, işlerin böyle gitmeyeceğinin farkındaydılar.

Erkek, “Aklıma bir fikir geldi” dedi. “Bahçeye bir ağaç dikelim ve eğer bu ağaç üç ay içinde kurursa boşanalım. Kurumaz da büyürse bunu bir daha aklımızdan geçirmeyelim. Bu süre içinde de ayrı ayrı odalarda kalalım.”

Bu ilginç fikir hanımının da hoşuna gitti. Ertesi gün gidip bir meyve fidanı aldılar ve birlikte bahçeye diktiler.

Aradan bir ay geçti. Bir gece bahçede karşılaştılar. Her ikisinin de elinde içi su dolu birer bidon vardı.


kaynak:zafer dergisi,Sevgi Öyküleri