Acı

Ne Yana Bakarsam Bakayım Seninleyim..

Uçurumun kıyısındayken bile,her an’ım seninleymişçesine yüreğimin çırpınışları yankılanıyor her yerde..
An geliyor,beni terk edip gidişini anımsıyor ve kendimi bu uçurumun kıyısından sonsuzluğa bırakıp sana gelmeyi düşlüyorum..
Ama biliyorum
Biliyorum yinede dinmeyecek bu yalnızlığım
Dindiremeyecek hiçbir şey!
Çünkü;
Ne yana bakarsam bakayım seninleyim işte ben. . .
Ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim,
Yüreğime kelepçelediğim "sen" varsın aklım da..
Öyle içten , öyle sevgiyle dolusun ki yüreğim de.


Uçurumun kıyısındayken ben;
seni her düşündüğümde
göz pınarlarım dolar
ve durduramam yaşlarımı.
Her damla içime batar,
Kanatır beni
Ve eritir yavaş yavaş bedenimi
Susarım.
Sana susamışlığımın doruklarında yaşarım
senden emanet yalnızlığımı.


Hadi sen yinede;
Git şimdi.
Uçuruma bırak kendini
Bırak sonsuzluğa beni
Ve
Kaç kaçabildiğin kadar!
Hadi….

`20 Kasım 06 ` / Selcan..

Demlenmiş Yalnızlığını Yudumluyorum

Artık kalemimi kırdım gidişinle. Dudaklarımı kanatıp yüreğimin sesini dinliyorum. Baş ucumda sana yazdıklarım ve masada demlenmiş yalnızlığım. Kanayan çığlıklarımı yutkunup kırılmış hayallerimi topluyorum kentimin kaldırımlarından. Üzerimde suskunluğun yeni ütülenmiş elbisesi, yüreğime sunulmuş bir dostun dogum günü hediyesi... Şimdi karanlıklara sarılıp demlenmiş yalnızlığını yudumluyorum. "

" Ya güneş altında yürümüşüz, ya dolunayda…Tenha sevda yollarında …
Benliğimin kirli çamaşırlarını bir kuytuya;
Serdim
Buradayım.
Acılarımızın merkezkaç savrulmaları mıydı acının son kıyısında, “uçurum çiçekleri”nin yanı başında, bizi buluşturan? Yoksa konuşa konuşa, yaza yaza acıları içselleştirme çabası mı?
Böyle ama böyle değil yine de…
Çünkü bekleyeceğiz bin yıl kendi yalnızlığımızın nehirlerinde!
Biz sevince, çoğaldı her yönden
Ki ölüm, Sevgilinin
Yüreğimize okyanus sığdıran gözlerinden

İmkansızlaştırılmış aşk

Kar yağıyor
üşüyorum
hep seni düşünüyorum
ama sadece düşünüyorum

düşünmekle kalmayıp
haykırsam "hayatımın anlamısın sen" desem
hayır .
diyemem.

zamanlamam tam anlamıyla rezalet
bu hatayı hep yapıyorum,az kaldı senide kaybedecem
ama hiç kimseyi senin kadar sevmedim sevmeyeceğim.

yemeden ,içmeden, dokunmadan,konuşmadan geçsem karşına
o güzel gözlerinin içinde kaybolsam ,
o ne bakış yarabbim çok garip bi duygu.
acı çekiyorum,zevkten 4 köşe oluyorum ,karnım ağrıyo,midem bulanıyo,ağlasam mı gülsemmi bi garip oluyorum

elini tuttuğum zaman adeta bir yanardağgibi yanıp kavruluyorum,
senin yanın da başka bir adam oluweriyorum,bu heyecan anlatılmaz ,
allah kahretsin anlatamıyorum da zaten.

biliyorum sen de gerçek duydularımın farkndasınn ,her ne kadar belli etmemeye çalışsamda bi çok kişibu ilginin farkında.
sana bu teklifi yapmayacağım
hayır bekleme
yapmayacağım.

kabul edeceğini bilsem ,emin olsam hayır yinede bu teklifi yapmayacağım sana .
senin gibi hayat dolu,etrafına her zaman pozitif enerji saçan ,anlayışlı,sevgi dolu yüreği olan bir meleğe bunu yapamam .

Susuyorum Artık..

Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum...

Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!

Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…

Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor.
Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç!

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…

"Dön"

denize karşı bir bankta oturmuştu yalnızlık..
çağırsa gelir miydi peşinden onu en çok seven?
sevgi emekti hani?
gelmeliydi..affetmeliydi..yanarsa pişmanlıktan,
kendi karanlığında kaybolursa insan,
ne verilen selamı anlar ne de bi ışık görür gönül gözü..
o çok sevendir tek çare!
yalnızlık acı sözün özü...

aklıma düştün yine yine bu gece,
andım aslında seni her gün her gece!
yalnızca bir heceydi aşk,yetmezdi bize,
cümlelerden ibaret şiirdik senle..
yanıp tutuştum döndüm deliye,
neden bırakıp gittin niye bu çile?
yanıp tutuştum döndüm deliye
niye bu ayrılık niye bu çile?




dön gel hadi gel,sensiz dünya bana dar!
nerde şimdi bende büyük umutlar,
dön gel hadi gel sensiz dünya bana dar!



özledim seni yine yine bu gece,
gönül yerinde durmuyor hasret gelince..
ihtimal yok mu sanki dönüp gelmene?
ne imkansız engeller aşmıştık senle..




dön gel hadi gel,sensiz dünya bana dar!
nerde şimdi bende büyük umutlar,
dön gel hadi gel sensiz dünya bana dar!

Bugün seninle son günüm

son defa senin icin gözyaslarima boguluyorum bugün
icim aciyor, yalanla dogru kardes olmus
saglar sollar birlesiyor
yollumu kesiyor

bu yüzden son defa senin icin
inancim beni yalniz birakmadigi icin
yanildim, yalanmis dememek icin
hatiralari bozmadan son kez aliyorum kalemi elime
sanadir bu satirlarim, sen dinlemesende
tanimadan güvendim, sen bilmezsin
hergün yollunu gözledim hayallere dalip
bir adim atmani, simdi yarin diyerek
virgüller sakladim sana
gizlice, kimse duymasin seni yüregimde
bagiriyordun cünkü, yüregim aciyordu
nerde ismin ciksa ayaklanirdim
sen olmadigini biliyordum aslinda
yinede seni anlatan, sana yakin durana yakin olmak istedim

son ayaklanisim bugün
sana küsmemek icin
hislerime yenilip kuslara inandigim icin
seni sana karartmamak icin
zaten ne haddime
simdi ne zaman cigliklar duysam yüregim acir

yüregime söz hakki verdigim son gün bugün
üc kelimenle yiktin bilmeden sana varan yollari
susturdugum kuskularima yanit verdin
korkularimi üzerime saldin
simdi ne zaman kuslar görsem inancim solar

kalbimin senin icin son carpisi bugün...

BUGÜN SENINLE SON GÜNÜM!

Öyle Bir Gitmelisin ki Benden...

Yine seni anlatan yazılar yazmaya başladım. Canım acıyor… Hissetmediğim duygular yaşamaya çalışmaktan bıktım.. Zaten beceremiyorum da. Ne oradayım ne de burada. Hep gülümsemeye çalışıyorum. Ancak gözlerimde hep aynı hüzün. Anlamsız sorular ve anlamsız düşünceler kafamda.. Çevresindeki herkesi mutlu etmeye çalışırken biten bir ben var ortada... Mevsimler değişiyor. Zaman akıp gidiyor. Her geçen günde ben benden gidiyorum.. Biraz daha yok oluyorum.. Bitiyorum..

Biliyor musun bu sefer farklı olan bir şey var.. Sana kal demiyorum.. Sana git diyorum.. Gitmeni istiyorum.. Ben bu haldeyken seni mutlu edemem.. Ben bu haldeyken sana yetemem.. Hep inandığım şeyler yalanmış işte gördük.. ''Sevmek her şeye yetmiyormuş..''Sen söylemiştin bu sözü veda ederken hatırladınmı?İki insan beraberken her şeyin üstesinden gelemiyormuş..

Şimdi git.. Giderken arkana bile bakmanı istemiyorum. Gitti mi öyle bir gitmelisin ki ne dönebileceğini düşünmeliyim, ne de senden kalanlarla yetinmeye çalışmalıyım..

Öyle bir gitmelisin ki benden......

Icim Aciyor Anne...

icim aciyor anne.
üsüyorum....
neden günügecmis sevdalar biriktirir insan?
neden acitir kendini ve
neden anne ;
zoru secer insan?
sebebini yanlis yerlerde aradigim bir aglamak var icimde,
hicbir yere sigmiyor yüregim.
en sevdigimiz yüreklere yaslanmisken ümitlerimiz,
ve o kuytu yerlerde eskiyor yüreklerimiz.
vurgunlar yiyoruz anne.
vurgunun tadi hicbirseye benzemiyor.
özlemek zor anne seni anlamak felaket....
dizlerim kanardi kücükken öperdin.
simdi yüregim kaniyor anne,
sevmekten degil
sevgiliden hic degil
kanamaya alistigi icin kaniyor anne.
yanlis dönemeclerde yanlis kisilerden aman diledik
hani bize benzemeseler , insan demiyecektik de ;
kazalara kurban gitti hayallerimiz.
zeytinli ekmekleri özledim anne,
feslegen kokulu sarnicta dizine yatip
akdeniz gözlu kizim demeni hele....
anakuzusu olmayi özledim anne.
keskelerle doldurduk gözlerin daldigi yerleri
hayati yapboz sanip ,hep boz'da kaldik.
kisirdöngüler pelesenk oldu iliskilere ,
ve biz sandik ki anne ;
adres defterindeki isimler silindikce
bitmiyor yasam,
ve biliyor musun anne
ne zaman yüregim kanasa ,
dizlerim sizliyor,
usuyorum.....

İçimde ölen biri

Bana birşeyler anlat
Canım çok sıkılıyor
Bana birşeyler anlat
İçim içimden geçiyor.

Yanımdasın susuyorsun
Susuyor konuşmuyorsun
Bakıyor görmüyorsun
Dokunsan donacağım
İçimde intihar korkusu var
Bir gülsen ağlayacağım
Bir gülsen kendimi bulacağım.

Depremler oluyor beynimde
Dışarda siren sesi var
Her yanımda susmuş insanlar
İçimde ölen biri var.

Vay, vay, vay, vay, vay...

Hadi birşeyler söyle
Çocuk gözlerim dolsun
İçinden git diyorsun
Duyuyorum gülüm
Gideceğim, son olsun
İçimde soluyorsun
İki can var içimde
Korkular salıyorsun üstüme korkular
Her an başka biçimde.

Yanımdasın susuyorsun
Susuyor konuşmuyorsun
Bakıyor görmüyorsun
Dokunsan donacağım
İçimde intihar korkusu var
Bir gülsen ağlayacağım
Bir gülsen kendimi bulacağım.

İçimde soluyorsun
İki can var içimde
Korkular salıyorsun üstüme korkular
Her an başka biçimde.

Depremler oluyor beynimde
Dışarda siren sesi var
Her yanımda susmuş insanlar
İçimde ölen biri var.

Vay, vay, vay, vay, vay...

Kapanmaz Yaram Zaman İçinde (Zigon Sehpa)

Bugün ordaydım,
Aynı yerde, aynı evde.
Aynı kapıdan girdim içeri,
Tesadüf bu ya,
Aynı anahtar kalmış bende.
Sandalyede yeleğini unutmuşsun,
Masada kahkahanı, mutfakta bardağını,
Salonda duruşunu unutmuşsun,
Sonra yan odada hıçkırığını,
Koridorda gözyaşlarını.
Kapıda çarpıp çıkışını unutmuşsun.

Bir çiçeğin zehri düşmüş, zigon sehpaya,
Bir rujunun rengi düşmüş, oval aynaya,
O kavgadan arta kalan kırık vazoyla,
İkimizin kalbi düşmüş tozlu balkona.
(Şarkı:Ağlama yar,bir gün gelir bu hasret biter..
Döneceğim,ağlama
Bekle beni,ağlama)

Duvardaki resminde gülüşün kalmış,
Son içtiğin fincanda dudak izlerin,
Portmantonun yanında gidişin,
Kapıda bıraktığın ayak izlerin kalmış.

Yastığının üstünde saçını buldum,
Posta kutusunda mektuplarını,
En son dinlediğin şarkını buldum,
O hicazda kalmış gözyaşlarını.

Yazan böyle yazmış demek ki,
Nasıl da anlam buldu sen olmayınca:

“Neyleyim köşkü neyleyim sarayı,
İçin de salınan YAR olmayınca…”

Sen Leyla’ydın,Ben de Mecnun çöller içinde

Sensiz İki Gün

Nere gizlendimse aşikâr oldu,
Hedefte gördüler sensiz iki gün.
Dertler avcı oldu, ben şikâr oldum,
İnsafsız vurdular sensiz iki gün.
Gözlerde avcıya yaranmak hazzı,
Zevkten dört köşeydi hepsinin ağzı,
Üstüme atıldı yüzlerce tazı,
Başımda durdular sensiz iki gün.
Ayağıma prangalar taktılar,
Gözlerimi dağladılar, yaktılar,
İki koldan, bir anlımdan çaktılar,
Çarmıha gerdiler sensiz iki gün.
Kâle almadılar dileklerimi,
Yarasalar emdi iliklerimi,
Bükülmez sandığın bileklerimi,
Kırk yerden kırdılar sensiz iki gün.

...Şakaklarımdan Akıyor Hasretinin Alazları...

Gecenin karanlığına yüreğimi asıp sana yazıyorum. Yüreğimi sana kanatlandırıp seni düşlüyorum kırık dökük hayallerimde.. Uzakları aşındıran kelimelerimi satırlara serip seni soluyorum mürekkebimle. Yine yokluğun düşüyor hecelerime, yine yokluğun bir hançer gibi deliyor hücrelerimi..


Ne yapsam, ne etsem fayda etmiyor. Sensizlikte kanayan dudaklarımı nehirlerde yıkasam da silinir mi yokluğunun acılarını ?. Zaman sanki hasretinde durmuş.. Herşey hasrete prangalı…

Şakaklarımdan akıyor hasretinin alazları. Ayak uçlarıma düşen kangren geceyi kaldırıp yokluğunu yumrukluyorum sıvasız duvarlarda. Pervasızca yüzüme vuran yalnızlığın rüzgarları siliyor hasretinin kanla karışık terini…Olmuyor…Sensiz olmuyor işte. Hasretinde sesi kısılmış bir rüzgar gibiyim ..


Yutkunuyorum acının kanlı gözyaşlarını…Yapamıyorum, ne yapsam uyutamıyorum sensizliğin suskun kelimelerini…Ne zaman saçlarımı okşasa rüzgar, ılık nefesin biliyorum. Ne zaman gecenin koynunu serinleten ılık bir meltem esse yüreğime doğru, senin kokun diye ciğerlerimde soluyorum meltemleri.

Yüreğim yanmadı hiç bu kadar..."

Hiç sevmedim kimseyi senin kadar....
Yüreğim yanmadı hiç bu kadar..."

Bir el bazen neleri ayakta tutabiliyor hiç düşündünüz mü

ve neleri yıkabiliyor tek başına ?

Bir eli tutmak bir insanı hayata bağlamakla eş değerde olabiliyorsa

eğer bunun adı aşktır.

Böyle bir eli tutmak hayatı bulmaktır belki de....

Hiç sevmedim seni sevdiğim kadar dersin birine ve sonra onun arkasına dönüp gitmesini izlemek

ne zordur. Bir eliyle hayata bağlamak bir eliyle o verdiği hayatı geri almak gibi...


Bazen mecburu ayrılıklar mecburi acılar yaratır.

Bile bile kapıyı aralık bırakırsın ve tüm yalnızlığın ve hüznün içeri dolmasına izin verirsin.

Buna rağmen aklının bir köşesinde sonsuzluk vardır. Bitmedik , bitemez , bitmeyecek...


Bir ömrü bir aşka adamaktır bu belki ve elbette yürek ister ayrıysan.

Dönüş yolları geçilemeyecek kadar darsa bile bir umut koyup sol yanına beklersin hayatının

ışığının o derin karanlıktan gelmesini. Zaman geçtikçe göremez olursun hiçbir şeyi gözlerinin

İşte...

Sensiz geçirdiğim bir gece daha oluyor.

İçimde yine hüzün, yine yalnızlığın buruk acısı,

yine büyük özlemin içimi kemiriyor bu gecede.
İstemiyorum gece olmasını...
Korkuyorum sensiz karanlıktan, her geceki gibi yine sensiz hayallerim

, yine bu ızdırap, yine bu yüreğimin çığlığı, yine bu derin çığ....
Ne zaman son bulacak bu bekleyiş, ne zaman bitecek..

Sevmiyorum geceleri...
Bu ıssız sokaklar yalnızlığımı kamçılıyor, sensizliği yaşatıyor bana.

Ürkek bir çocuk gibi kapkara gökyüzüne bakıyorum endişeyle,

durduramıyorum bu ızdırabı, üşüyor yüreğim sensizlikten.
Nefret ediyorum gecelerden....
Öylece bakıyorum bomboş gözlerle etrafa, yoksun yine...

Rüzgar esiyor delice, saçlarımla oyun oynuyor, yüzüme vuruyor bir tokat gibi gecenin ayazı
Olmasın artık gece...
Bilmeyim günlerin nasıl geçtiğini, özlemi yaşamasın bedenim.

Gözlerim görmesin karanlığı, hissetmeyim sensizliğin nasıl bir duygu olduğunu.
Bıktım gecelerden....
Beynimi yiyip bitiren bu hasret yazılarını yazmayım artık,

Eğer

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
Arkalarında doldurulması
Mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
En güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
Yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
İnsan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
Hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
Kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
Öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
Kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
Son çay yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
Meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.