Öfke

Ceza vermekten kaçının

Ceza konusunda görüşünüz ne olursa olsun, bir kriz esnasında ceza vermekten kaçının; çünkü böyle bir durumda ceza verirseniz, ya hiç etkisi olmayacak ya da agresif bir biçimde kendisine ya da etrafına zarar verecektir. (Ufacık bir şamar bile bu kategoriye girer ve çocuk üzerinde hiçbir olumlu etkisi olmaz, sadece anababanın rahatlamasını sağlar.)

Amacınızın her iki tarafın da sakinleşmesini sağlamak, böylelikle de anlaşmazlığı etkin bir biçimde çözmek olduğunu unutmamalısınız. Kaba güç kullanıp, sizden güçsüz durumdaki bir çocuğu anlaşmazlığa bir çare bulmadan cezalandırırsanız; bu, çocuğun sadece öfkesini arttırır ve onu duyduğu korkudan ötürü çaresizliğe iter.

Öfkenizi kontol altında tutmaya çalışın

Bir anlaşmazlık krizinde belli ölçüde öfke olması kaçınılmazdır. Her ne kadar, bu pek de hoş karşılanmayan ve korkulan duygunun yararlarını (kişinin kendini koruması ve iyileştirici özellikleri nedeniyle) bilmeme karşın anlaşmazlık, özellikle anababa ve çocuklar arasındaysa, öfkenin çok dikkatli bir biçimde kontrol edilmesi gerektiğine inanıyorum. Öfkeli bir anababanın karşısındaki çocuk fiziksel olarak yeterince güçlü olsa bile, bu denli güçlü bir duygunun karşısında duygusal anlamda yeterince güçlü olmayabilir ya da davranış becerileri anababasıyla aynı olamayabilir. Bu nedenle, bir anlaşmazlık sırasında her iki tarafın da öfke duygularını kontrol etme sorumluluğunun bizlerde olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Bir anlaşmazlık sırasında, siz ya da çocuğunuz öfkenizi kontrol etmekde güçlük çekiyorsanız, bu alanda kendinizi geliştirmek için birtakım çalışmalar yapmanızı öneririm. Bu konuda kullanabileceğiniz stratejilerden birine örnek vermek istiyorum.

Öfkeyi kontrol edebilme stratejisi: Bu strateji 4 aşamadan oluşmaktadır:

Mesafe

Agresif, pasif ve kendini iyi ifade edebilen davranış biçimleri

Agresif tutum: "Hayatta her şey zor, ama ben önemliyim ve mutluluğumu ya da başarımı engelleyecek herkese zarar verebilirim."

Tipik davranışlar: Despot, bencil, zorba, saldırgan, duygusuz, incitici, doğrucu, ön yargılı, suçlayıcı, cezalandırıcı ve şüpheci.

Pasif Genel tutum: "Hayat çok zor, her şey beni korkutuyor, diğer insanlar benden önemli ve benden daha iyi, bu yüzden onları memnun etmeliyim ya da öyle görünmeliyim."

Tipik davranışlar: Sabırlı, yumuşak başlı, alçak gönüllü, aciz, beceriksiz, kendini suçlayan, kendini göstermeyen, dalavereci.

Kendini iyi ifade edebilen

Genel tutum: "Yaşamak güzel, ben herkes kadar önemliyim ve herkes gibi benim de mutlu ve başarılı olmaya hakkım var." Tipik davranışlar: Kendine saygı duyan, makul düşünen, dürüst, dolaysız davranan ve konuşan, canlı, mücadeleci, doğru, saygılı, güvenen, işbirliği yapan, sebatkâr, yaratıcı ve kararlı.

Eğer bu bilgileri de yeterli bulmuyorsanız, bu konuda biraz daha okumadan, çocuğunuza yardım etmemenizi öneririm.

Haksızlıkla karşılaştığında onun tarafını tutun ve onu koruyun

Toplumumuzda çocuk haklan her geçen gün daha da önem kazansa da, çocuklarımızın bir biçimde haksızlık ya da istismarla yüz yüze gelmesi ve bu yüzden kendilerini çok güçsüz ve zayıf hissetmeleri olasıdır. Günlük yaşamda başlarına çok değişik şeyler gelebilir. Örneğin:

- daha büyük çocuklar tarafından taciz edilebilir
- düşüncesiz biri çocuğunuzla alay edebilir ya da onu aşağılayabilir
- öğretmeni tarafından gereksiz yere cezalandırılabilir
- süpermarket sırasında sıralarını başkalarına kaptırabilir
- spor etkinliklerinde haksızlığa uğrayabilir
- alışveriş yaparken kendisine eksik para üstü ya da kırık bir oyuncak verilebilir

Bu tür durumlarda siz ne yapabilirsiniz? Tepkiniz elbette çocuğunuzun yaşına ve her bir olayın yapısına göre değişecektir. Aynı zamanda aşağıda söz edeceğim etkenlerin de rolü olacaktır:

Çocuğunuza annesini kötülemeyin

Bu önemli konuya "Boşanmış anne olmak" bölümünde de değindim. Gerçekten de bu konunun çok önemli olduğuna inanıyorum. İnsanlar ne kadar bilinçli, ne kadar aydın ve çağdaş olurlarsa olsunlar, boşandıkları zaman ne yazık ki bu çağdaşlıklarını yitirebiliyorlar.

Özellikle küçük yaş çocukları anne-babalarıyla ilgili kötü sözler duymak istemezler. Aslına bakarsanız, yaşı kaç olursa olsun hiçbir çocuk annesinin ya da babasının, diğer ebeveyni tarafından kötülenmesine dayanamaz. Ancak çocuğun yaşı büyüdükçe gerçekleri daha iyi algılayabileceğinden, anne-babalarının kusurlarını görüp kabullenebilirler. Yine de çocuğa annesiyle ilgili olumsuzlukları iletmek doğru değildir.

Eşlerine olan öfkelerini aşamamış erkekler, çocuklarına annelerinin hatalarını anlatarak içlerini rahatlatabilirler ama çocukların iç dünyalarını da alt üst ederler. Babaanneler de bazen bilmeden bazen de bilerek, çocuğa annesiyle ilgili olumsuz konuşmalar yapabilirler ama bu davranışlar son derece yanlıştır.

Çocuğunuzun, babasıyla görüşmelerinin düzenli olmasına dikkat edin

Boşanmanın en sevimsiz yanlarının başında, çocuğu diğer ebeveyne gönderirken yaşanan duygular gelir. Üzülürsünüz, yüreğiniz kan ağlar, öfkelenirsiniz, çocuğunuzdan bir-iki saatliğine ya da bir-iki günlüğüne ayrılıyor olmanız bile sizi çileden çıkarmaya yeter. Boşanmayı takip eden ilk aylarda anne ve babalar bu konuda oldukça zorlansalar da, zamanla bu duruma uyum sağlarlar ve çocuklarından ayrılışı daha sakin karşılarlar.

Kimi kadınlar kocalarına o kadar öfkelidirler ki, çocuğu göstermeyerek eşlerini cezalandırır ve intikam alırlar. Ama bu durumdan en çok etkilenen ne yazık ki çocuk olur. Çocuğu babasına göndermemek bir çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür. Siz de eski eşinize fazlasıyla öfkeliyseniz ve çocuğunuzu ona göstermiyorsanız bu olumsuz tutumunuzu hemen değiştirin. Çocuğunuzun size olduğu kadar babasına da ihtiyacı var. Eşinize olan öfkenizi ona ifade edecek başka yollar var ama çocuğunuzu göstermemeniz asla değil.

Aşırı agresif anneler

Diyoruz ya, her insan farklı diye, kimilerinin kişilik yapısı da sinirli-agresif olabiliyor. Bir insan olayları sakin karşılarken, bir diğeri sinirli tepkiler ortaya koyabiliyor. Tabiî aşın sinirlilik de kişinin hem kendisine hem de yakınlarına hayatı zehir edebiliyor.

ÖFKE İLE BOŞAMAK

Bir Müslüman karısına kızdığında "babanın evine git!" dese ve kalbinden bir şey düşünmeden bu sözü değişik zamanlarda üç defa tekrarlamış olsa durum ne olur?

Bize boşamanın Islâm Hukukundaki durumu sorulduğu için ona göre anlatmaya çalışacak ve başkalarının da bilgilenebileceği mülâhazasi ile meseleyi özetlemeyi deneyecegiz.

Bebeğinize Sinirlenmeyin!

- Bebeğiniz ilginizi çekmek için çeşitli hareketler yapar. Ona hissettirmeden dikkatle izleyin. Yaptığı şeylerin doğru olanlarından onu destekleyin, yanlışlarını ise anlayacağı şekilde hissettirin.

- Bebeğiniz ağladığı zaman içinizden onu sarsmak ve hırpalamak gelmesin.

- Bebeğinize karşı öfkenizi kimseye zarar vermeden kontrol altına almaya çalışın.

- Bebeğiniz sizi asabileştirecek kadar huysuzluk yapıyorsa sabretmeye çalışın.

- Bebeğiniz sizi zor ve sıkıntılı hale sokuyorsa, o zaman derin nefes alarak, nefesinizi tutarak, nefesinizi geri bırakarak kendinizi dinlemeyi deneyin, bazen ağlayın, bazen sayı sayın, enejinizi harekete geçirin.

- Dinç ve dinamik kalmaya özen gösterin.