Nazan Bekiroğlu
Kalbimin Verdiği Söz ...
dedi: yere ve göklere sığmazsın ama benim kalbimdesin, bildim.
bildim, ben sana ta o zamandan evet evet evet dedim.
''güldüren de ağlatan da O '' olan Rabbim,
''dirilten de öldüren de'' O sensin ,bildim.
sensin ''güneşin ve ay'ın hareketlerini bir hesaba göre'' düzenleyen,
''ay için de sonunda kuru bir hurma dalına döneceği konaklar tayin'' eden.
sensin ''yakın göğü kandillerle donatan'', ''sensin geceyi gündüzü geceye katan''.
''iki doğunun da Rabbi, iki batının da Rabbi'' sen,
sensin ''güneş ve ay'ı bir araya getiren''.
''suyu taşıran'', ''yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan'',
sensin ''durur gibi göründüğü halde dağları yürütüp duran'',
Rabbim bildim sensin.
''gizli de açık da olsa kalplerde yatanı'' ve ''nefsimin bana fısıldadıklarını''
bilen sen,
evet dediğim,
sen, kalbimle benim arama giren, sen va'dine inanmam için benim kalbimi pekiştiren,
sen, benim içime iki kalp koymayıp da önce kilitleyen kalbimi, sonra açan aynı kalbimdeki kilidi,
bütün işlerin dönüp dolaşıp kendisine vardığı, sen,
Kalbin Üzerinde Titreyen Hüzün
Zuleyha kendi kalbine baktıgında, Yusuf' u neden sevdigini ve Yusuf' u nasıl sevdigini merak etti ilk kez. Perdeler kalktı kalbinin ustunden.
Yusuf seni sevdiysem, dedi Zuleyha, hukumdarın tahtına hukumdardan ba$kası ki çöreotundan oturmayacagindan. $ehzade icin saklanan giysiler ancak $ehzadenin bedenine uyacagindan..
Züleyha Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca yusuf diye başladı, yusuf diye bitirdi. gördü ki, hitaptan öteye geçemedi. anladı ki, aşkın nâmesinde, ser-nâmeden öte kelam yok. ve züleyha'nın lügatında yusuf'tan öte sözcük yok. bil ki, kelamdan da öte sadece ah var, ah ki dünya onun üzerinde durur, gökkubbe onun hararetiyle döner...''
''..işte bütün hikaye:kim düştü kuyuya, yusuf mu, züleyha mı? zindan kimin kaderi, yusuf'un mu, yoksa züleyha'nın mı?
Sevmek, Neyi Sevdiğini Fark Etmektir.
İnsan o ki, O’ndan başkasını sevemez sevginin mahiyeti icabı, O’ndan başkasını bilemez bilginin icabı..
Işık ki tek kaynaktan dağılır. Işığa yakın olan aydınlık,uzakta kalan karanlıktır.
Her şeyin O’ndan olması ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması,O’ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini tümden yok eder.
Kimi zaman sevdiğimizin ne olduğunu bilmeden severiz.Ve insan henüz neyi sevdiğini bilmediği böyle zamanlarda O’ndan başkasını sevdiğini zannedebilir.
Bir çiçeği,bir kuşu,
Denizi,yağmuru,
Gökyüzünü,yazıyı,
Yazıyı yazanı,kalemi tutanı
Bir yaratılmışı hasılı
Söz gelimi Leyla Mecnun’u, Şirin Ferhad’ı, Züleyha Yusuf’u sevdiğini zannedebilir.
Oysa sevmek en fazla, neyi sevdiğini fark etmektir demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir.
Çünkü ışığın kaynağı tektir.Ve aydınlığın kim kendinden menkul olduğunu iddia edebilir?