Kriz
Ceza vermekten kaçının
Ceza konusunda görüşünüz ne olursa olsun, bir kriz esnasında ceza vermekten kaçının; çünkü böyle bir durumda ceza verirseniz, ya hiç etkisi olmayacak ya da agresif bir biçimde kendisine ya da etrafına zarar verecektir. (Ufacık bir şamar bile bu kategoriye girer ve çocuk üzerinde hiçbir olumlu etkisi olmaz, sadece anababanın rahatlamasını sağlar.)
Amacınızın her iki tarafın da sakinleşmesini sağlamak, böylelikle de anlaşmazlığı etkin bir biçimde çözmek olduğunu unutmamalısınız. Kaba güç kullanıp, sizden güçsüz durumdaki bir çocuğu anlaşmazlığa bir çare bulmadan cezalandırırsanız; bu, çocuğun sadece öfkesini arttırır ve onu duyduğu korkudan ötürü çaresizliğe iter.
Krizlerle başedebilme
Krizler her zaman için insanı rahatsız etse de, sonuçları bazen çok olumlu olabilir. Çinlilerin neden "kriz" sözcüğü yerine, birincisi "tehlike", ikincisi "fırsat" anlamına gelen iki sözcük kullandıklarını çok iyi anlıyorum.
Çocuklarla anababalar arasındaki anlaşmazlık krizleri, 3 yaşındaki çocuğunuzun süpermarketteki huysuzluk nöbetinden, ergenlik çağındaki çocuğunuzun konuklarınızın önünde gece sokağa çıkma konusunda histeri nöbetleri geçirmesine kadar farklılıklar gösterir. Bunlarla başa çıkabilmek için mucizevi bir formül yoktur; ancak aşağıdaki 4 önemli kurala sadık kalınırsa, hiç kimsenin özgüveni sarsılmadan fırtına atlatılabilir.
1. Öfkenizi kontrol altında tutmaya çalışın
2. Ceza vermekten ya da cezayla tehdit etmekten kaçının.
3. Farklı düşüncelere çözüm getirmeyi sonraya erteleyin
4. Otoriter bir biçimde gerekenleri belirtin ve açıklıkla seçme hakkı verin
Şimdi sırasıyla bu kuralları tek tek görelim.