Ihmalkarlık

Akılları bozulmasın diye diye..

Almanya’dan arayan yaşlı bir teyze ağlamaktan konuşamıyordu. Kendine gelmesi için telefonda bekledim. Biraz rahatladıktan sonra anlatmaya başladı. Evladım yirmi senedir, Almanya’dayız.

Karı-koca gece gündüz çalışarak çocuklarımızın iyi bir öğrenim görmesini sağladık. Oğlum 27, kızım 25 yaşında okullarını bitirdiler. İşe başladılar. Keyfimize diyecek yoktu artık. Yirmi sene çok sıkıntı çekmiştik fakat sonunda çocuklarımızın geleceğini sağlama almıştık. Mutluyduk. Fakat bu mutluluğumuz uzun sürmedi,ancak bir sene sürdü. Bir haftadır gözümü kırpmadım, iki gözüm iki çeşme, durmadan ağlıyorum. Çünkü, geçen hafta işten dönen çocuklarım, “Biz Hıristyan olduk” haberiniz olsun dediler. Biz şiddetli tepki gösterince de evi terk ettiler. Şimdi misyonerlerin kaldığı bir evde kalıyorlar. Bu olay bizi yıktı. Ne olur bize yardımcı ol, çocuklarımı nasıl dinimize döndürebilirim?”

Geç kalmaktan çok korkalım!

Geçen sene ziyaretime gelen yaşlı anne - babanın hıçkırıkları hâlâ kulağımda... Kendileri Fransa’dan kesin dönüş yaptıktan sonra, orada kalan 20-25 yaşlarındaki kızlarıyla oğullarının Hıristiyan oldukları, hatta misyonerlik yaptıkları haberi üzerine yıkılmıştı zavallılar. “Ne olur bize yardımcı olun, çocuklarımı kurtaralım” diye yalvarıyorlardı. Kendilerine sordum, “ Onlara İslamiyeti hiç anlatmadınız mı, güzel dinimizi öğretmediniz mi?” “

Kafaları karışmasın, derslerinden kalmasınlar diye anlatmadık, sonra anlatırız diye düşündük” cevabını vermişlerdi. Kendilerine, göndermeleri için kaynak kitaplar, kasetler vs. tavsiye ettim; fakat, dönüş zor görünüyordu. Çünkü çok geç kalınmıştı. Atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmişti. Okuldaki bir misyoner öğretmen avına düşürmüştü inanç boşluğundaki gençleri...