Evlenmek

GEÇİCİ EVLENME ENGELLERİ

Mutlak evlenme engelleri hiçbir şekilde ortadan kalkmazken, geçici veya nisbî evlenme engelleri belirli hallerde ortadan kalkabilir ve önceden evlenmeleri yasak olanlar geçerli bir şekilde evlenebilirler. Geçici evlenme engelleri; din ayrılığı, dört kadınla evli olma, üçlü boşama, bekleme süreleri, başkası ile evli bulunma, iki hısımla birden evlenmek gibi başlıklar altında toplanabilir. Bunları kısaca açıklayacağız.

1) Din ayrılığı: Evlilik hayatı, karıkoca arasında karşılıklı sevgi, saygı ve anlaşmanın bulunmasını gerektirir. Aynı dine mensup olanlar farklı dine inananlardan daha kolay ve daha iyi anlaşırlar. Eşlerin farklı dinden olması, doğacak çocukların dinî ve ahlâkî eğitimlerini de etkiler. Bu yüzden İslâm'da olduğu kadar, Hristiyanlık ve Yahudilikte de din ayrılığı bir evlenme engeli sayılmıştır.

Müslüman erkek veya kadın, müşriklerle evlenemez. Müşrik kapsamına puta tapanlar girdiği gibi aya, güneşe, ateşe ve tabiat güçlerine tapanlarda girer. Hiç bir dine bağlı olmayan ateistlerde yasak kapsamındadır.

Evlenmeleri Ebedi Yasak Olanlar (Hürmet-i Müebbede)

Hürmet; Evlenmeleri yasak olanların arasındaki haramlık; yasaklanmış olmak, mümkün olmamak. Müebbede; ebedî olarak, sonsuza kadar. Hürmet-i müebbede; "ebedî haramlık; sonsuza kadar mümkün olmamak". Bir İslâm hukuku terimi olarak; bir kimsenin kendileriyle evlenmesi ebedî olarak haram kılman bazı hısımları ifade eder. Buna, mutlak evlenme engelleri de denir. Bu engellerin menşei; dinî, ahlâkî, sosyal, tıbbî ve fizyolojik düşüncelere dayanır. Eski ilkel toplumların çoğunda bugünkü anlamda evlenme engelleri yoktur.

Evlenmek İstediği Kadına Bakmanın Sınırı

Bir delikanlı ile birbirimizi görerek sözleştik. Nişanımız Birbirimizin arzusu üzerine aynı anda ve yerde olacak. Ben şu ana kadar giyimde-kuşamda ve namahreme görünmede Şer'i ölçüleri uygulamaya çaba göstermiş bir kızım. Ama nişanım için diktiğim elbiselerimi de bugünümde giymek istiyorum. Nişanlım olacak gencin yanında bu elbiselerimle oturabilir miyim?

Evlenmeden Boşama

Söylediğini kesin bilmesi halinde, bu sözle yemin kastetmiş ise yemin kefareti gerekmez. Çünkü bile bile yalan yere yemin keffareti aşan bir günahtır (yemin-i gamûs). Ancak iyi bir tevbe ile affolunabilir, Üçüncü olarak bu sözün zahir ma'nâsı olan "talak" kalmış olur. Ancak bu durumda da "nasip olmasın" anlamında bir beddua olarak söylenmiş olabilir. Nasip olursa demek ki, olmasının kabul olmadığı anlaşılır, başka bir şey gerekmez. "Alırsam boş olsun" anlamında söylenmiş olabilir. Bütün bu durumlar söyleyene niyeti sorularak anlaşılır ve bu sözün kesin söylendiği bilinmesi halinde bir şey ifade eder. Bu anlamda söylenmiş ise bir müslümanla evlenmesi halinde nikahın kıyılmasıyla (bu sözle üç talaka niyet etmemişse) bir talakla boş olurlar. Duhûl (zifaf) vakit olmadığından kadının iddet beklemesi gerekmeden hemen bir nikah daha yapılır ve iki talak hakkıyla evliliklerine devam ederler (Allah'u a'lem).

Ehli Kitapla Evlenmek

Bakara suresi 221. ayetinin bir bölümünün meali şöyle dir: "(Ey mü'minler) müşrik kadınlarla, onlar imana gelmedikçe evlenmeyin... Müşrik erkeklere de, onlar imana gelmedikçe (mü'min kadınları) nikahlamayın... Onlar sizi cehennem'e çağırırlar..." Bazılarına göre Yahudi ve Hiristiyanlar (ehli kitap) müşrik sayılmadığından, bazılarına göre onlar da müşrik olmakla beraber, evlenme konusunda daha sonra gelen Mâide suresi 5. ayeti ile bu ayetin kapsamından (umumundan) çıkarıldıkları için onların kadınları ile evlenmek caizdir ve bunda selefin hemen hemen ittifakı (icma) vardır. Hatta Hz. Osman, Talha, Huzeyfe gibi, kitabî kadınlarla evlenmiş sahabîler de mevcuttur (bk. Cessâs, N/16).

Perdenin arkasını görebilmek

Dış görünüşe aldanıp da yanlış karar vermekten sakınmalıdır. Çünkü evlilik hayatına başladıktan sonra, geri dönmek zordur ve kötü huylu kimsenin, bundan sonra düzeltilmesi de kolay değildir.

Evlenmek, yuva kurmak, insanın hayatını değiştiren, ömrün dönüm noktasını meydana getiren bir olaydır. Yanlış bir tercih, insanın dünyasını karartır. Hattâ insanın âhıretine de te’sîr ederek, sonsuz azâba sebep olabilir.

Dış görünüşe aldanıp da yanlış karar vermekten sakınmalıdır. Çünkü evlilik hayatına başladıktan sonra, geri dönmek zordur ve kötü huylu kimsenin, bundan sonra düzeltilmesi de kolay değildir.

İyi bir başlangıç olur

Aradığımız ana vasıflar ile birlikte diğer vasıfların çoğu karşı tarafta var ise, karar vermek için yeterli sayılabilir. Lüzûmundan fazla ince eleyip sık dokuyan, kendine bir türlü aday beğenemiyen, kolay kolay evlenemez.

Flört

Günümüzde flört, yani evlilik öncesi, gençlerin tanıma tanışma bahanesi ile belli süre beraberliği yaygınlaştı. Dinimizde yeri olammasına rağmen Müslümanlar arasında bile görülebiliyor artık.

Bir gazetede manşetten verilen bir haberin özetini, arkasından da bununla ilgili bazı gerçekleri sunmak istiyorum sizlere. “Henüz 2,5 ay olmuştu düğün olalı. Evliliğin uyum içinde yürümesi için, bir senelik flört devresinden sonra, birbirlerini severek evlenmişlerdi. Fakat birkaç gün sonra dayağa dönüşmüştü bu sevgi...

Genç kadın hiç sesini çıkarmıyordu, belki düzelir diye. Bir keresinde, kızını, morarmış gözleri, çizik içindeki kolları, berelenmiş vücuduyla karşısında görünce, annesi dayanamamış, karakola şikâyet etmişti damadını.

Evlenmenin önemi ve kıymeti

Evlenmek şart mı, evlenmek mi iyi evlenmemek mi? Önce bunun üzerinde duralım: Evlenmenin daha iyi olduğunu bildirdiği gibi, bekar kalmanın daha iyi olduğu da bildirilmektedir.

İnsanlar, zamanlar ve haller başka başka olduğu için, haberler de, başka başka olmuştur. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam zamanında, dünyayı Hıristiyanlık kaplamıştı. Papazlar, herkese rahib olmayı, yalnız yaşamağı emrediyordu.

Allah yolunda bulunabilmek ve Allahü tealaya yaklaşabilmek, ancak ruhbanlıkla, yani evlenmemekle olur sanıyorlardı. Papazlar herkese ruhbanlığı, yalnız, bekar yaşamağı emrettiğinden, bunu önlemek için Peygamberimiz, Eshabının, bekar yaşamasını yasak etti. "İslamiyette ruhbanlık yoktur" buyurdu.

Bir hadis-i şerifte de, "Nikah yapmak, benim sünnetimdir. Sünnetimi yapmıyan kimse, benden değildir" buyurdu. Daha nice hadis-i şerifler, zihinlerdeki yanlış fikirleri kaldırdı. Allahü tealanın yolunda, yalnız ruhbanlıkla gidilebilir düşüncesini gönüllerden çıkardı.

Evlenmekten maksad

Evlenmekten maksad,çocuk edinmektir. Asıl maksad da budur. Çünkü, insan cinsinin baki kalması ve bu emr-i Hak adetinin cari olması, erkek ile kadının birleşmesi ile olur. Şunu da bilmelidir ki, çocuk sahibi olmak dört cihetle Allaha yakın olmaktır.

1- Allahü tealanın rızasını kazanmaya muvaffak olur.

2- O'nun Resulünün (aleyhisselam) sevgisini kazanmış olur ki, Resulullah (aleyhisselam):

"Ben, kıyamet gününde ümmetimin çokluğu ile iftihar ederim."

"Kadın, şehvet için değil, evlad için mubah olmuştur" buyuruyor.

3- Evlad hayatta kaldıkça, sevab da devam eder.

4- Evlad küçük iken ölürse, ana-babasına şefaat ederek Cennete götürür.

Müslümanların çocukları Arasat denilen yerde toplu olarak durdukları bir sırada, Cenab-ı Hak, Meleklere: "Bunları Cennete götürün" diye emreder. Melekler, bunların yanına gelip, "Merhaba ey Müslümanların çocukları, haydi Cennete giriniz, sizin için hesap yok" dediklerinde:

- Nerededir bizim analarımız, babalarımız. derler

Melekler:

Evlenmek mi iyi evlenmemek mi?

Evlenmenin daha iyi olduğunu bildirdiği gibi, bekar kalmanın daha iyi olduğu da bildirilmektedir. İnsanlar, zamanlar ve haller başka başka olduğu için, haberler de, başka başka olmuştur. Eshab-ı kiramın ve Tabiinin zamanları ve halleri, evlenmenin daha iyi olduğunu gösteriyordu.

Bunda, üç sebep vardı:

1- Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam zamanında, dünyayı hıristiyanlık kaplamıştı. İsa aleyhisselamın ruhaniyeti daha çok olduğu için, onun Eshabının ve ümmetinin haline ve zamanına, bekarlık, ruhbanlık, yalnızlık yakışırdı. Papazlar, herkese rahib olmayı, yalnız yaşamağı emrediyordu. Allah yolunda bulunabilmek ve Allahü tealaya yaklaşabilmek, ancak ruhbanlıkla, yani evlenmemekle olur sanıyorlardı.