Endişe

Aşırı endişe duygusu

Sekiz yaşında bir erkek çocuğu sürekli kâbus görmekte ve aşırı derecede tedbirli davranmaktadır. Caddede karşıdan karşıya geçmek bile olay haline gelmiştir. Geceleri odasının lambasını açık bırakmaktadır. Anne ve babası durumdan çok rahatsızdır, çünkü çocuk birkaç ay sonra izci kampına gidecektir.

Konuş

Anne ve babası kendisini korkutan şeyler hakkında konuşması için çocuğu teşvik edebilir ve onunla kendilerinin çocukken yaşadıkları benzer deneyimlerini onunla paylaşabilir. Onların yardımıyla çocuk birkaç ay önce meydana gelen dedesinin ölüm olayı hakkında konuşmaya başlar. Anababa bu olayın çocukta hayaletler ve ölüm korkusunu başlattığını ortaya çıkarır.

Düşün

Bu aşamada anababa çocuğa şöyle yardım edebilir:

- dedesiyle ilgili özel anılarının bir listesini yapmak
- dedesi odasında bir hayaletle karşılaşsa ne yapardı
- kendisini güvende hissedebilmesi için yardımcı olan insanları düşünüp ölüm korkusunu unutmak

Harekete geç

Uzun süreli hedef: izci kampına gitmek Kısa süreli hedefler:

Hayatı kaçırmak

Kaçamak yaşıyoruz.Herşeyden ,bazen kendimizden bile kaçıyoruz.Duygularımızı paylaşmak nedense zor geliyor bize.Kendimiz bile yaşayamıyoruz ki...Hep içimize atıyoruz sevgileri,hüzünleri,mutlulukları. Bağırıp çağırıp hani derler ya ''bardaktan boşanırcasına yağan yağmur gibi'' ağlayamıyoruz bile.

Utanıyoruz...Kızgınlıklarımızı hep içimize atıyoruz. Aslında kendimize kızıyoruz. Karşımızdakinin hiç suçu yok ''sadece o O'nun düşüncesi'' diyemiyoruz.Gördüğümüz her iyilik ve kötülüğün bizden kaynaklandığını anlayamıyoruz.Volkanlar patlıyor içimizde söndüremiyor gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz.

Görmüyoruz...kör değiliz sadece bakıyoruz.Çevremizdekileri sadece hareket eden birer obje olarak değerlendiriyoruz.Doğan güneşin sıcaklığını, rüzgarın getirdiği okşamayı,kuş sesindeki canlılığı ve hayatı hep kaçırıyoruz.Ruhumuzu bi yerlerde bıraktık ,bulamıyoruz...Çok hızlı gidiyor,dinlenemiyoruz.Herkes ama herkes, herşey üstümüze üstümüze geliyor...Korkup kaçıyoruz.

Yaşamınızı Korkular Yönetiyor

Psikolog Derya Öztürk, stres ve depresyonun altında yatan gerçek nedenlerden birisinin "gelecek korkusu" olduğunu belirtirken, gelecek korkusu çok fazla olan insanların şimdiki anı yaşamadığını, yaşadıkları andan keyif alamadığını söyledi.

Duyu algı eğitimi alanında çalışmalar yapan, Nöro- Linguistik Programlama (NLP) Eğitmeni Psikolog Derya Öztürk, yaptığı açıklamada, gelecek korkusunun yaygın ve pek çok kişinin elinde olmadan karşı karşıya kaldığı korku olduğunu kaydetti. Öztürk, gelecek korkusunun derinlerinde "değişim korkusunun" yattığını söyledi.
İnsanoğlunun sadece yalnızca "düşme ve yüksek ses" korkusuyla dünyaya geldiğini vurgulayan Öztürk, bunun dışındaki tüm korkuların öğrenilmiş korkular olduğunu kaydetti. Öztürk, zihin tarafından yaratılan sanal korkulardan kurtulmanın mümkün olduğuna işaret ederek, "Yeter ki bu korkulara sahip olduğunuzu kabul edin ve kurtulmak isteyin. Tüm korkular geçmişteki olumsuz deneyimlerimiz sonucu oluşmuştur" dedi.

ACI ÇEKMEKTEN, MUTSUZ OLMAKTAN KORKULUYOR